“Türkiye’de Farklı Olmak-Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler” başlıklı raporun proje sorumluluğunu yürüten Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Siyaset Bilimci Prof. Dr. Binnaz Toprak, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlüğü'ne ikinci sıradaki Prof. Yunus Söylet'in atanmasının, AKP'nin kadrolaşmaya devam edeceğinin kanıtı olduğunu söyledi.'Yine bilineni uyguladılar'Prof. Toprak, İÜ Rektörlüğü’ne Başbakan Tayyip Erdoğan’ın aile doktoru olan Prof. Dr. Yunus Söylet’in atanmasını “Kadrolaşmanın bu denli had safhaya çıktığı bir dönemde farklı bir adım atılarak birinci seçilen kişi rektör ilan edilebilirdi. Bu, AKP’nin kadrolaşma iddialarından sıyrılması için güzel bir yöntem olurdu. Ancak yine bilinen uygulandı” diye değerlendirdi. 'AKP kaldıkça mahalle baskısı artarak sürecek'“Türkiye’de Farklı Olmak-Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler” başlıklı raporun proje sorumluluğunu yürüten Prof. Dr. Toprak, bir süre önce gerçekleştirdikleri araştırma ve bu konudaki tartışmalara yönelik yaptığı değerlendirmede, AKP de dahil olmak üzere “Türkiye’deki siyasi partilerin kendi tabanına hâkim olamadığını” söyledi. Prof. Toprak, AKP’nin iktidarda kalmaya devam etmesi ve bu süreçte yerel yönetimleri uyarma yoluna gitmemesi durumunda özellikle Anadolu’da kendini gösteren mahalle baskısının artarak devam edeceğine dikkat çekti. ABD’de 1960’larda zencileri aşağılamak için “nigger” denildiğini, zencilerin beyazların yaşadığı mahallelere dahi alınmadığını anlatan Prof. Toprak, “Ancak ABD ortak akıl ve siyasi iktidarların mücadelesiyle bugün siyahi bir başkan seçebiliyor. Türkiye’nin de aynı şekilde sanat, eğitim, siyasi mücadele ile medyanın katkısıyla farklı kültürlerle yaşamaya alıştırılması gerekiyor. Tabii Türkiye’de ayrımcılıkla mücadele edecek eğitmen ile siyasi kaldıysa, ondan da emin değilim” diye konuştu. Raporda yer alan baskı unsurunun “tepki” yoluyla çözüleceğine inandığını belirten Prof. Toprak, “Türkiye, tepki mekanizması gelişmiş bir ülke olduğu için demokrasiyle yönetiliyor. Burada, İslam coğrafyasının geri kalan birçok bölgesinde olduğu gibi ellerinde silahlı birtakım adamlar ülkeyi yönetmiyor. Diyalektik alışverişle Türkiye bir yerlere vardı” dedi. ‘Seçimlerde AKP kadrolaşması kendini gösterdi’ İstanbul Üniversitesi rektörlük seçiminde yaşananların, AKP iktidarının kadrolaşma iddiasından etkilenmediğinin bir göstergesi olduğunu ifade eden Prof. Toprak, özetle şunları kaydetti: “İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimleri gösterdi ki, üniversitenin birinci seçtiği aday hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmadan Başbakan Erdoğan’ın doktoru olan kişi rektör seçildi. Bu sonuç, Türkiye’de her alanda kendisini gösteren kadrolaşma iddialarının kulak arkası edildiğinin ciddi bir işareti. Ben isterdim ki Sayın Cumhurbaşkanı, seçimlerde oy kullanan üniversite yönetiminin fikrine saygı gösterip onların seçtiği kişiyi atasaydı. Cumhurbaşkanı ‘Ben rektör atamalarında devre dışı kalmak istiyorum’ diyor ancak devreye girdiğinde de kendi tarafında olanı seçiyor.”