Elazığ-Bingöl karayolunda 1993’te PKK´lı teröristlerce 33 askerin şehit edilmesi olayında ‘yeterli güvenlik önlemini almadığı’ iddiasıyla Askeri Mahkeme’de yargılanıp beraat eden dönemin Elazığ İl Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Hüseyin Yılmaz, bu olayın Ergenekon davası kapsamına alınmasının üzücü olduğunu söyledi.Yılmaz, “PKK’ya karşı çatışmalara girerek mücadele ettim. O tarihlerde Öcalan ve Sakık’ın öldürülmesini çok istiyordum. Şimdi söylerken bile canım yanıyor, ama iyi ki Öcalan ve Sakık yaşıyor. İyi ki askerlerimizi şehit edenler yakalandı ve cezaevinde. Araştıranlar gitsin onlarla konuşsunlar” dedi. Yılmaz, Elazığ İl Jandarma Komutanlığı yaparken, Bingöl sınırında PKK’lıların saldırısında 33 askerin şehit edilmesi üzerine Elazığ 8’inci Kolordu Askeri Mahkemesi’nde yargılandı. 5.5 yıl süren ve Askeri Yargıtay’da son bulan yargılama sonunda beraat etti. Yılmaz, o dönemdeki 33 askerin şehit edilmesi olayının Ergenekon davası kapsamına alınmasını şöyle değerlendirdi.Ateşkes rehaveti vardı1993 yılında PKK terör örgütünün ateşkes ilan etmesi nedeniyle bölge sakindi, hiçbir olay yaşanmıyordu. Bu da rehavete neden olmuştu. Ortam o kadar sakindi ki, ben olaydan iki gün önce Alay Komutanı olarak hiçbir koruma almadan Van’da yapılan bir toplantıya gittim. Forsu açık olan Kartal marka makam aracımda eşim de vardı. Bölge sakindi. Bunu Cumhurbaşkanı, Başbakan ve dönemin Genelkurmay başkanları biliyordu. Hiçbir nokta operasyonu yapılmıyordu. Dağ teröristlere kalmıştı. Yani bir rehavet vardı. Yaşanan saldırıda ihmal yok muydu? Tabii ki vardı. Mutlaka hata vardı. Ama o hata Malatya’dan kaynaklandı. Yollar güvenli diye kafileleri rastgele yola çıkartmaları, zamansız bilgi vermeleri ve terör örgütünün yol kesme olayını karanlıktan yararlanıp rahat kaçması için akşam karanlığından bir saat önce yapması gerçeğini rehavetten dolayı dikkate almamalarıydı.İyi ki yargılandıkAbuk sabuk ithamlar bizi çok ama çok üzdü. Şimdi iyi ki yargılanmışız ve beraat etmişiz diye düşünüyorum. Hatta davamızın Yargıtay Ceza Dairelerine kadar gitmesi sevindirici. Beraat ettiğimiz halde bu kadar suçlamalara maruz kalıyoruz. Kendimizi savunmuş olmasaydık, ilk mahkemede beraat etmiş olsaydık, ne tür suçlara maruz kalırdık düşünemiyorum. Ayrıca askerlerimiz şehit edilince ‘Keşke öldürülseler’ diye dualar ettiğimiz Abdullah Öcalan, Şemdin Sakık’ın şimdi yaşadığına dua ediyorum. Düşünebiliyor musunuz? İyi ki onlar öldürülmedi. Askerlerimizi şehit edenlerin bir kısmı vuruldu. İyi ki diğerleri yakalandı ve yaşıyor. Cezaevindeler. Hepsinin adresi belli. Bu olayı Ergenekon kapsamına almak isteyenler gidip onlarla konuşsunlar. Onların yaşaması bizim ithamdan kurtulmamız demek. Canım acıyarak bunları söylüyorum. Bu ithamdan kurtulmamız gerekiyor.