İyi Parti’den Kızılay’a tepki: Çadırları sahaya sevk etmek yerine bir başka kuruluşa satarak yönlendirmiş olması ne afet yönetiminin hedefine ne de hukuki değerler sistemine uygundur

İyi Parti’den Kızılay’a tepki: Çadırları sahaya sevk etmek yerine bir başka kuruluşa satarak yönlendirmiş olması ne afet yönetiminin hedefine ne de hukuki değerler sistemine uygundur

İyi Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Kızılay'ın AHBAP Derneği'ne çadır satmasına tepki gösterdi. Zorlu  “Kızılay’ın, olağanüstü hal ilan edilen deprem felaketinin ardından elindeki çadırları ivedi olarak sahaya sevk etmek yerine bir başka kuruluşa satarak yönlendirmiş olması ne afet yönetiminin hedefine ne de etik, hukuki değerler sistemine uygundur” açıklamasını yaptı.

İyi Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Başdanışmanı Kürşad Zorlu, Kızılay’ın depremin üçüncü günü 46 milyon lira karşılığında AHBAP Derneği’ne çadır satışıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Zorlu, şunları kaydetti:

“Dün bir gazetede yer alan iddialar çerçevesinde kamuoyuna yansıdığı üzere Kızılay’ın deprem felaketinden 2 gün sonra depolarında mevcut olan çadırları (2050 adet) sattığı ve ilgili derneğin almış olduğu bu çadırları AFAD koordinesi ile üçüncü ve dördüncü günü sahaya ulaştırabildiği anlaşılmaktadır.

“Felaketin ilk günlerindeki organizasyon eksikliğini ve koordinasyon hatalarını gözler önüne sermektedir”

Milletimizin her alanda iş birliği ve dayanışması çok önemli ve değerlidir. Ancak bu olay farklı yönleriyle irdelendiğinde felaketin ilk günlerindeki organizasyon eksikliğini ve koordinasyon hatalarını gözler önüne sermektedir.

“Kurumsal olarak üretilen çadırlarda zaten halkımızın yapmış olduğu bağışlar söz konusudur”

Kızılay resmi WEB sitesinde afet yönetimi kapsamında ‘Acil barınma konusunda ise devletin ilgili kurumlarının yanında yardımcı rol üstlenir’ denilmekte ve ‘uzun süreli kullanılabilen afet çadırlarının yanı sıra ihtiyaca yönelik özel çadırlar da ürettiğinden’ söz edilmektedir. Ayrıca ‘afet yardımları’ kısmında Kızılay’ın afet bölgelerinde oluşan geçici barınma ihtiyacını karşılamak için geçmişten bugüne devam eden bağış sistemi kurduğu açıkça görülmektedir. Yani kurumsal olarak üretilen çadırlarda zaten halkımızın yapmış olduğu bağışlar söz konusudur.

“Çadırları ivedi olarak sahaya sevk etmek yerine bir başka kuruluşa satarak yönlendirmiş olması ne afet yönetiminin hedefine ne de etik, hukuki değerler sistemine uygundur”

Kızılay’ın, olağanüstü hal ilan edilen deprem felaketinin ardından, elindeki çadırları ivedi olarak sahaya sevk etmek yerine bir başka kuruluşa satarak yönlendirmiş olması ne afet yönetiminin hedefine ne de etik, hukuki değerler sistemine uygundur.

“AFAD’ın depremin ilk saatlerinden itibaren Kızılay’ın elindeki çadırları acil temin, organize, sevk etme görevini de ortadan kaldırmayacaktır”

Bununla birlikte sorunu asıl derinleştiren, Türkiye Acil Afet Müdahale Planı’ndaki (TAMP) hatalı yaklaşımdır. Zira burada çadır temini ve çadır kentlerin kurulumu aşamasında AFAD ‘ana çözüm ortağı’, Kızılay ise ‘destek çözüm ortaklarından’ biri olarak belirlenmiştir.

Bu tespit ve değerlendirmeler, Kızılay gibi devletin ve halkın birleştirici gücü olma özelliğine ulaşmış bir kurumun sorumluluğunu ve AFAD’ın depremin ilk saatlerinden itibaren Kızılay’ın elindeki çadırları acil temin, organize, sevk etme görevini de ortadan kaldırmayacaktır.

İyi Parti bu konuda gerekli tüm detaylı incelemeleri yaparak milletimizle paylaşacaktır. Şüphesiz Türkiye bu vahim ve tutarsız tabloyu, yükselen yozlaşmayı hak etmemektedir.” (ANKA)