İyi Parti, 'Barış Pınarı Harekâtı'na ara verilmesiyle ilgili "Ortak bildiri metni ve resmi açıklamalarda, birçok belirsizlikle beraber, bazı olumlu ilerlemeler de görüyoruz. Türkiye’yi oldukça hassas bir sürecin beklediği ortada. Bu süreçte, iktidarın hatasız bir çizgi izlemesi gerekir" açıklamasını yaptı.
İyi Parti’den yapılan yazılı açıklamada, özellikle 2011’den itibaren uygulanan yanlış politikalar nedeniyle Suriye’den Türkiye’ye yönelik tehditlerin ciddi boyutlara ulaştığı, bu tehditlerin önüne geçilebilmesi için gereklilik haline gelen harekata parti olarak destek verildiği hatırlatıldı. Bugün itibarıyla sürecin yeni bir aşamasına geçildiğine işaret edilen açıklamada, siyasetin, milletin ve Mehmetçiğin görevini başarıyla yerine getirdiği, şimdi işin masada ve hükümette olduğu belirtildi. Açıklamada "Ortada bir mutabakat var. Türkiye ve ABD heyetleri arasında yapılan görüşmenin ardından yayınlanan ortak bildiri metni ve resmi açıklamalarda, birçok belirsizlikle beraber, bazı olumlu ilerlemeler de görüyoruz. Türkiye’yi oldukça hassas bir sürecin beklediği ortada. Bu süreçte, iktidarın hatasız bir çizgi izlemesi gerekir. Temennimiz yeni bir hatalar zincirinin başlamamasıdır. İyi bilinmelidir ki; yakından takip edeceğiz" denildi.
İktidara yönelik uyarılarda da bulunulan açıklamada, tarafların anlaştığı bildirideki ifadelerin Türkiye’nin denetimi altındaki bölgeyle sınırlı tutulduğuna işaret edildi. Harekatın hedefleri arasında Suriye’de, Fırat’ın doğusundan Irak sınırına kadar olan bölgede söz sahibi olmanın yer aldığı hatırlatılarak, "Bu hedef, anılan alanda bir güvenli bölgeyi tarif ediyordu. Bildirideki ifadelerden, bu hedeften vazgeçildiğini anlıyoruz. Şu an denetimimiz altındaki bölgelerin dışından, milli güvenliğimize yönelebilecek tehditleri bertaraf edebilmek için, Rusya ve eninde sonunda Suriye yönetimiyle müzakere etmemiz gerekecek" görüşüne yer verildi.
Bölgesel aktör olma iddiasıyla çıkılan yolun sonunda Türkiye’nin başka akılların yol haritalarına mahkum hale geldiği savunularak, "Bu mutabakat, 911 kilometrelik sınırımızda, başka güçlere ya da uzaklardan gelen devletlere tabi hale geldiğimizin açık bir ifadesidir. Mutabakat kapsamındaki bölgeler için ABD ile Fırat’ın doğusundaki diğer alan için de Rusya’yla müzakere etmek zorundayız. ABD ve Rusya’yla yürütülen müzakerelerin, dolaylı da olsa, 'terör örgütüyle görüşme' şeklinde değerlendirilmesine yol açacak adımlardan uzak durulması gerekmektedir. Bu noktada hiçbir telkin ya da baskıya boyun eğilmemeli, devlet ciddiyet ve ilkeleri asla unutulmamalıdır. Harekatın başındaki hedeflerden geriye düşülmemesi, bir ve bütün olarak devletinin arkasında duran milletimizin, haklı beklentisidir" mesajı verildi.
Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın mektubunun kabul edilemez olduğu da belirtilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin onuruna ve büyüklüğüne yakışır tarzda bir cevap vermesinin beklendiği kaydedildi.