İyi Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, İsveç'te Kuran-ı Kerim'in yakılmasıyla ilgili olarak, “Uluslararası hukukun İyi Parti’nin dış politikasında diplomasi alanında bir vazgeçilmez olduğunun her fırsatta altını çiziyoruz. Buradan hareketle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) taraf olan İsveç’in bu almış olduğu tutuma karşı Stockholm Mahkemesi’ne başvurma kararı aldık. Elbette bu başvurumuz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) intikal edecek ve orada bir davaya dönüşecek” dedi.
Zorlu, parti genel merkezinde gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Zorlu, özetle şunları söyledi:
“Hafta sonu İsveç’te Stockholm Büyükelçiliği önünde asla kabul edemeyeceğimiz çirkin bir eylem gerçekleşti. Bir sosyopat grup diyelim biz onlara. Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’i yakma girişiminde bulundu. Daha önce de defalarca yaptıkları gibi. Bu konunun kesinlikle bir ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemeyeceğini daha önce biz kurumsal hesabımızdan paylaşmıştık. Hemen ardından Sayın Genel Başkanımız, Şanlıurfa kongremizde tepkilerini ortaya koydu. Bu olayın iki boyutu var. Elbette siyasetin tablosuna baktığımızda hemen hemen siyasi partilerimizin büyük bölümü, vatandaşlarımızın çoğunluğu bu konuyu birlikte bir tutum sergilediler ve herkes bunu kınadı. Şimdi, böyle bir tablo karşısında siyasi iktidarın ne yapması lazım? Köklü ve etkili çözümler ortaya koyarak İsveç başta olmak üzere bu konuyu sürekli özellikle seçim öncesinde Türkiye’ye karşı kullanmak isteyen, bu yönde çabalar içinde olan ülkelerin bir daha yapmamasını sağlamaktır. Buna izin verilmesini önlemektir. Yoksa Savunma Bakanı’nın programını ertelemek, efendim birtakım kurgulanmış yayınlarda bu konuyu bir seçim malzemesi haline getirmek, bunların esasında bir çözüm olmadığını söylüyoruz biz İyi Parti olarak. Dış düşman algısı üzerinden siyasete yön verilme girişimleri bizim yeni rastladığımız bir sürpriz gelişme elbette olamaz.
Biz, İyi Parti olarak bir adım atıyoruz. Çünkü, hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Uluslararası hukukun İyi Parti’nin dış politikasında diplomasi alanında bir vazgeçilmez olduğunun her fırsatta altını çiziyoruz. Buradan hareketle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) taraf olan İsveç’in bu almış olduğu tutuma karşı Stockholm Mahkemesi’ne başvurma kararı aldık. Elbette bu başvurumuz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne intikal edecek ve orada bir davaya dönüşecek. Böylelikle hem 9. madde hem de sözleşmenin 10. maddesinden kaynaklanan Türkiye’nin ve Türk milletinin bu hukuksal çerçevesinde hakkını arama süreci İyi Parti tarafından başlatılmış olacak. Biz bunun öncüsü olacağız.
Vatandaşlarımızın huzurunda kamuoyuna bir çağrıda bulunuyorum: Başta AKP olmak üzere gerçekten bu konuda samimiyseniz, bizim bu öncülük ettiğimiz adımı destekleyeceksiniz, desteklemek zorundasınız. Çünkü, milletimiz bu konuda birlik olmuş durumda. Dolayısıyla burada bir partizanlık üzerinden yeni bir öykü yaratma girişimlerini ne rasyonel ne de milletimizin bu duruşuna uygun olarak görüyoruz. Bu çağrımızın da kısa bir süre içerisinde vatandaşlarımız nezdinde de kabul göreceğine inanıyoruz."
Zorlu, perşembe günü İyi Parti'nin ev sahipliğinde önemli bir toplantı yapılacağını belirterek, "Sayın Genel Başkanımız da bunu ifade ettiler. Bu toplantı sanıyorum ilk kez bu ölçekte aday üzerinde durulacak toplantı olacak. Tabii içeriğine ilişkin olarak şu an da detay vermem mümkün değil ama şunu bilmenizi istiyorum: Biz, İyi Parti olarak 13. cumhurbaşkanının bu masa tarafından belirlenecek aday olmasına büyük bir sorumluluk duygusuyla yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Hem uzlaşı iklimini hem ortak akıl kavramlarını hayata geçirmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. En önemlisi halkımızın istek ve beklentilerini de bu masada tutmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bunun çabası içerisinde olmayı sürdüreceğiz” dedi.