İyi Parti Başkanlık Divanı, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine polis müdahalesine ilişkin olarak, "Öğrencilere, 'gözaltında' muamelesi yaparak, 'Aşağı bak' diye müdahale edilmesini doğru bulmuyoruz" açıklamasını yaptı.
Yapılan açıklamada, "İyi Parti, ülkenin geleceği olarak gördüğü Türk gençliğine güvenir. Gençliğin sorunlarını ve taleplerini önemser. Türk gençliğinin gerek kendi hayatları gerekse ülke meseleleriyle ilgili yorum, fikir ve talepleri, bizim için kıymetli, aynı zamanda da yol göstericidir. Bu çerçeveden baktığımızda, İyi Parti olarak Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gençlerimizin taleplerini önemsiyor, demokratik haklarını kullanmalarını da saygıyla karşılıyoruz. Biz, gençlerimizin 'Aşağıya değil', 'geleceğe' bakmalarından yanayız." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, "Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gelişmelerle ilgili olarak, gençlerimiz kadar, güvenliklerini sağlamakla sorumlu olan emniyet güçlerimiz de kıymetlidir. Ancak, üniversitenin dışında, yol kenarındaki öğrencilere, 'gözaltında' muamelesi yaparak, 'Aşağı bak' diye müdahale edilmesini de doğru bulmuyoruz. Geçmişte yaşanan birçok örnek hatırlandığında, bu tür tavırların, ekonomik zorluklar ve pandemi şartlarıyla boğuşan milletimizin psikolojisini ve olayların seyrini nasıl, nereye ve kimin yararına dönüştüreceğini kestirmek zordur. Bu vesileyle, gençlerimizi, demokratik haklarına gölge düşürebilecek tuzaklara, emniyet güçlerimizi de, bu demokratik eylemi, farklı hesapların peşindeki odakların kucağına itebilecek tavırlara karşı dikkatli olmaya çağırıyoruz." ifadesini kullanıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Buradan, başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, ülkeyi yönetenlere de seslenmek isteriz; bu tür olay ya da eylemlerin, yanlış müdahalelerle nasıl bir yola gireceğini, nasıl bir kaosa yol açacağını kestirmek zordur. Dolayısıyla, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gösterilerde emniyet güçlerimizin ana hedefi, öğrencilerin güvenliğini sağlamaktır.
Hatırlatmak isteriz ki; 'Aşağı bak' şeklinde, slogana dönüşebilecek gereksiz ve aşırı müdahalelerin yol açabileceği kargaşa, öncelikle ülkeyi yönetenler için sorun olacaktır.
Hem, demokratik haklarına saygı duyduğumuz gençlerimizi, hem de fedakâr çalışmalarını bildiğimiz emniyet güçlerimizi, daha dikkatli ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz.
Başkanlık Divanımızda, sayın Cumhurbaşkanı'nın dün akşam yaptığı 'yeni anayasa' açıklaması da gündeme geldi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi, konu henüz çok ham. 'Cumhur İttifakı'ndaki ortağımızla anlayış birliğine vardığımız taktirde' ifadesi de, bu konunun henüz ortaklar arasında bile konuşulmadığını gösteriyor.
Ancak altını önemle çizmek isteriz ki; anayasa ile hangi sistemi hayal ettiğiniz önemlidir. Yani güçlü bir yürütme mi, yoksa, kuvvetler ayrılığı, bunun yanında demokratik ve şeffaf bir devlet yönetim sistemi mi? Türkiye’de bir anayasa sorununun yanında, tanımlanamayan bir sistem ve bu sistemin doğurduğu keyfi uygulama sorunu vardır.
Bir örnek vermek isterim; TRT ve RTÜK’le ilgili yasalarda bir sorun yok. Ancak, iki kurumu da yönetenler, her gün onlarca hukuk dışı karar ve keyfi uygulamalara imza atıyorlar. Ve bunun hiçbir bedeli yok. Çünkü, mevcut sisteme keyfiyet, yasa tanımazlık ve tek adamlık hâkim.
Anlamak istediğimiz şudur ki; sayın Cumhurbaşkanı, yürütmenin elini rahatlatacak, yönetimdeki keyfiyeti artıracak yeni adımları mı, yoksa milletimizin ihtiyaçlarını önceleyen bir sistemi mi kastediyor? Dolayısıyla, iktidar ve ortağının daha dört yıl önce değiştirdikleri anayasada ne gibi yenilikler ya da değişiklikler planladığını bilemiyoruz.
Yeni anayasa önerisinin, oyları hızla düşen Cumhur İttifakı'nın iktidarını korumaya yönelik bazı adımları kapsayıp kapsamadığını da bilmiyoruz. İyi Parti olarak defalarca ifade ettiğimiz gibi; siyasette atılacak her adımın, millet menfaatini gözetmesini istiyor ve bekliyoruz.
Dün akşam on binlerce esnafımız, milyonlarca vatandaşımız pandeminin yarattığı ekonomik zorluklara çözüm beklerken, kendi yazdıkları oyunu bozmayı gündem haline getiren sayın Cumhurbaşkanı’nın aklında ne var henüz bilmiyoruz.
Dolayısıyla, öncelikle yeni Anayasa fikrinin açıklığa kavuşmasını, neyi hedeflediğinin açıklanmasını bekliyoruz. Bizim için meselenin memnuniyet verici yanı ise şudur; anayasa değişikliği, sistemi de doğrudan ilgilendiren bir fiildir.
Bu sebeple Cumhur ittifakının, Türkiye’yi zora sokan Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni sorgular hale gelmesi, doğru bir adımdır.
İyi Parti olarak; bu tanımlanamayan sistemin Türkiye’ye zarar verdiğine ve çözümün İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem olduğuna inanıyoruz. Yakın bir zamanda milletimizle ayrıntılarını paylaşacağımız sistem önerimizin, ülkemizi düze çıkaracağından da eminiz. Siyasette atılacak her adımın ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyoruz."