İyi Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Meclis'te bir grup milletvekiliyle düzenlediği basın toplantısında, tarihinin en büyük kriziyle karşı karşıya kalan Türkiye’de siyasetin ayrıştırıcı dilden bir an önce uzaklaşması gerektiğini söyledi. ”Demokrasi, insan hakları, evrensel hukuk ve adalet, ekonominin doğru yönetilmesi için oluşturulacak iklimin ihtiyacı olan şeylerdir” diyen Türkkan, "Ekonomik krizin çözümü konusunda sadece ülkeyi yöneten mevcut koalisyonun çabaları yetmez. Ülkenin, iktidarı ve muhalefetiyle milli birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi sağlanmalıdır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yarın Hükümetin 100 Günlük Acil Planını açıklayacağını ifaden eden Türkkan, tavsiye niteliği taşıyan çözüm önerilerini açıkladı. Buna göre, kadına yönelik şiddetin, cinsel ve ekonomik istismarın önlenmesi ile, muhtaç durumdaki kadınların desteklenmesi ve korunması, en öncelikli sosyal politika olmalı, Acil Eylem Planı’na da alınmalı. Önleyici kolluğu güçlendirmek, özellikle aile içi şiddet, kadın cinayetleri, uyuşturucu ticareti ve çocuk istismarı gibi toplum vicdanını kanatan suçlar için, önleyici ve ıslah edici özel tedbirler almak üzere, “Suçların Önlenmesine Dair Kanun”un çıkarılması için düğmeye basılmalı.
İyi Parti’nin ‘100 Günlük Acil Eylem Planı’ çerçevesinde; hükümete sunulan çözüm önerileri şöyle:
Türkiye Dayanışma Fonu kurularak, vatandaşlarımızın ödeyemedikleri için, bankalar tarafından tahsilat şirketlerine satılmış olan tüketici kredisi, kredili mevduat hesabı ve kredi kartı borçlarının, en az yüzde 80’i silinmelidir.
Genç işsizlere, iş bulana kadar, aylık 500 TL vatandaşlık maaşı bağlanmalı,
İhtiyaç sahibi ailelerin yeni doğan çocuklarının, 36 aya kadar gıda ve temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir sistem kurulmalı, tüm yoksul ailelerin çocuklarına, yüksek öğrenimde karşılıksız eğitim bursu verilmelidir.
Ev sahibi olmak isteyen düşük gelir grubuna, TOKİ aracılığıyla satın alma opsiyonlu kiralama yöntemiyle, peşinatsız ve taksitsiz ev sahibi olma imkânı sağlanmalıdır.
Alt gelir gruplarının, en çok harcama yaptığı barınma, gıda ve ulaşım alanlarında masraflarını düşürecek tedbirler alınmalıdır.
İş yaşamının aile kurumu üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak üzere, ebeveynlere esnek çalışma saatleri imkânı tanınması için, yasal düzenlemeler için düğmeye basılmalıdır.
Kadına yönelik şiddetin, cinsel ve ekonomik istismarın önlenmesi ile, muhtaç durumdaki kadınların desteklenmesi ve korunması, en öncelikli sosyal politika olmalı, Acil Eylem Planı’na da alınmalıdır.
Önleyici kolluğu güçlendirmek,özellikle aile içi şiddet, kadın cinayetleri, uyuşturucu ticareti ve çocuk istismarı gibi toplum vicdanını kanatan suçlar için, önleyici ve ıslah edici özel tedbirler almak üzere, “Suçların Önlenmesine Dair Kanun”un çıkarılması için düğmeye basılmalıdır.
Çocuklarımıza yönelik şiddeti, ve her türlü istismarı engellemek için Çocuklara karşı işlenen suçların cezalarını ağırlaştırmak adına adım atılmalı, suça sürüklenen ve suç mağduru olan çocuklara yönelik, yaşına, cinsiyetine, mağduriyet veya suça sürüklenme sebebine göre, bireyselleştirilmiş rehabilitasyon programları uygulayacak uzman kuruluşlar oluşturulmalıdır.
Sokağa terk edilmiş çocukların barınma, eğitim, rehabilitasyon, meslek edinme sağlık ve bakım olanaklarını iyileştirerek, aile ve topluma yeniden kazandırılmalarını sağlanmalı, Çocuklukları yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işlerde çalıştırılmaları engellenmelidir.
2000 yılından sonra emekli olan kişiler için “intibak yasası” çıkararak, emeklilerimizin maruz kaldığı ayrışmaya son verilmelidir.
Engellilerin, hayata ve işgücüne katılmalarını sağlamak, dört duvar arasına hapsolmalarını önlemek için, engellilerin erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik imkânlarını artıracak, hukuki ve teknik düzenlemeler yapılmalıdır.
Şehit Yakınları ve Gaziler Kanunu’’nu çıkarmak için harekete geçilmelidir.
Dış politikada;
Bölgemizde ve dünyada barışı önceleyen, fakat aynı zamanda ulusal güvenliğimiz ve milli menfaatlerimizi merkezine alan gerçekçi, istikrarlı, çok yönlü, aktif bir politika izlenmelidir.
Komşu ülkelerle yaşadığımız anlaşmazlıkları çözmek ve bu ülkelerle olan ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerimizi geliştirmek için çaba sarf edilmelidir. Yakın coğrafyamızda yaşanan istikrarsızlıklar nedeniyle, ortaya çıkan terör tehdidi ve kitlesel göç gibi sorunlardan ülkemizin etkilenmemesi için, gerekli tedbirler alınmalıdır.
Doğu Akdeniz’de, değişen jeopolitik şartları da dikkate alarak, Kıbrıs Türk Halkının hakları korunmalı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, her zaman ve her koşulda, Türkiye’nin gücünü yanında hissetmeye devam etmelidir. Kıbrıs Türk halkının istemediği, hiçbir politikanın, hayata geçmesine izin verilmemelidir.
Suriye konusunda; yeni bir Suriye politikası uygulanmalı, geçmişte Suriye konusunda uygulanan yanlış politikalar sonucunda ülkemize sığınan ve misafirimiz olan,ülkemizin ekonomisine de ciddi olumsuz etkileri yansıyan Suriyeli mültecilerin Suriye'de iç savaşın bitirilmesi konusunda yürütülecek diplomasi ve gayretlerle bir an önce ülkelerine dönmelerine yardımcı olunmalıdır.
Göç ve mülteci sorununa ilişkin Uluslararası iş birliği ve ortak mücadele kapsamında başta kaynak ülkelerde güvenlikli alanların oluşumu sağlanmalı, bu ülkelerden göçü ve mülteci akınını önlemeye yönelik politikalar geliştirilmeli, geri kabul anlaşmalarına üçüncü ülkeleri de katarak göçe neden olan veya kolaylaştıran ülkelerin maliyete katlanmaları sağlanmaktadır.