İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, "İşsiz gençlerimiz bu haldeyken siz neye 'Hamdolsun' diyorsunuz? Üniversitelerimiz dünyanın en saygın üniversiteleri olamamışken, bütün üniversitelerimizin bütçesi Cambridge'in bütçesinin yarısı kadar etmiyorken siz neye 'Hamdolsun' diyorsunuz? Çocuklarımızın bu topraklarda üniversiteyi bitirdikten sonra, severek seçtikleri bölümlerden mezun olduktan sonra istedikleri işi yapamadıkları, ne bulursa iş diye yapabildikleri bir ülkede siz neye 'Hamdolsun' diyorsunuz?" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, Dışişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor. İyi Parti Grubu adına söz alan İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, şunları söyledi:
"Hamdolsun' dediklerinizi, niçin hamd sebebi saydıklarınızı anlamlı hale getirecek bir şey söylüyorum. Siz, neye ‘hamdolsun’ diyorsunuz? Millete 'Hamdolsun' dedirten iktidarlar başarılıdır. Size bugün hamdolsun... 'Hamdolsun' diye yürütmeden buraya gelip bütçesini savunan her bakanın, ‘Allah'a hamdolsunla’ bitirdiği bütçeyi sizin için hamd sebebi sayacaksak önce size 'Bismillah'larınızı hatırlatmalıyım. Ben, 2002'de hangi 'Bismillah'ları dediğinizi size hatırlatayım, siz buna ‘hamdolsun’ mu diyeceksiniz, ‘estağfurullah’ mı diyeceksiniz, siz karar verin."
AKP'nin 2002 yılında Türkiye'de fakirliğin olmadığını vadettiğini ifade eden Ağıralioğlu, "Simit hesabı yaparken, kendinizden önceki iktidarları ilzam ederken, 'Size simidi çok gören bir iktidar var. Biz size hak ettiğinizi verecek, alın terinizle huzur içinde yaşayacağınız bir ülke kuracağız' diyordunuz. Devri iktidarınızın 20'nci senesinde yarım simit satılıyor. 'Bismillah'ınız vardı, 'Bismillah'larınızı hatırlatacağız size. Kişi başına milli gelirin 25 bin dolar olacağı bir ülke, adaletinden herkesin emin olacağı bir ülke vadettiniz" dedi.
Ağıralioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2002'de halka verdiği sözleri hatırlattığını söylerken; "Bugün 'Hamdolsun' dediğiniz şey sizin için bir hamd sebebi midir? İşsiz gençlerimiz bu haldeyken siz neye 'hamdolsun' diyorsunuz? Üniversitelerimiz dünyanın en saygın üniversiteleri olamamışken, bütün üniversitelerimizin bütçesi Cambridge'in bütçesinin yarısı kadar etmiyorken siz neye 'hamdolsun' diyorsunuz? Çocuklarımızın bu topraklarda üniversiteyi bitirdikten sonra, severek seçtikleri bölümlerden mezun olduktan sonra istedikleri işi yapamadıkları, ne bulursa iş diye yapabildikleri bir ülkede siz neye 'hamdolsun' diyorsunuz?" diye konuştu.
AKP iktidarının 20'nci kez bütçe yaptığını hatırlatan İyi Partili Ağıralioğlu, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bizi uçuracak' dediniz, memleketi ne hale getirdi görüyor musunuz? Aslında bir grafik yapmış arkadaşlarım ama zamanımız yeterli değil. 'Parlamenter sistem ayağımıza bağ oldu, parlamenter sistem istikrarsızlık sebebiyle ayağımıza pranga oldu' diyordunuz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ndeki büyüme oranlarına bakın, halimize bakın, borcumuza bakın, katlanan borcumuza bakın, dolar kurundaki artışın ekonomimize getirdiği yüke bakın lütfen. Binalarla övünüyorsunuz" sözleriyle eleştirdi.
Ağıralioğlu, AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan'ın söylemini şöyle eleştirdi:
"Cahit Bey diyor ya 'Teşekkür edeceğiz.' Teşekkür edeceğim size. Ne zaman teşekkür edeceğim? Efendim, 21'inci sırada aldınız ülkemizi, 2001 krizinde, bizim 21'inci sıradaki yerimizi 18 yapaydınız diyecektim ki 'Teşekkür ederiz' yine 21. Efendim, bizi aldınız 21'inci sırada ama Allah'ın izniyle borcumuzu azalttınız yine teşekkür edecektik, borcumuzu da artırdınız. Efendim, kişi başına millî gelirimizi artırsaydınız teşekkür edecektik, onu da yapamadınız. Cebinizden yapsaydınız, bak, şöyle cebinizden yapsaydınız ona da teşekkür ederdim. Bu memlekette, 2002 yılında AK Parti iktidara gelirken 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' idealine bağlı bir iradeyi temsil ediyordu. Bugün AK Parti, 20'inci yılında diyor ki 'Biz gidersek mahvoldunuz.' İktidara gelirken 'Size bir sistem kuracağım, kim gelirse gelsin, kim giderse gitsin, evelallah hiçbir şey olmayacak size' diyordunuz. Şimdi, kendiniz giderseniz arkanızın tufan olduğunu söylüyorsunuz."