55'inci Hükümet Devlet Bakanı, İyi Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ahat Andican, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen mahkumiyet kararını, “Meseleyi sadece Canan Kaftancıoğlu olayı diye görmemek lazım, bu bir süredir devam etmekte olan bir olayın parçalarından biri. Gezi olayları ve Gezi mahkumiyetleri, daha önce amirallere yönelik Montrö meselesiyle ilgili dava ve daha da geriye giderek 28 Şubat davası sonrasında yaşlı generallerin hapsedilmesi gibi olaylar zincirinin bir halkası aslında” şeklinde değerlendirdi.
Ahat Andican, Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“İktidar dünya tarihinde örnekleri görüldüğü gibi otoriter anlayış içerisinde bir korku iklimi yaratmaya ve toplumu bu şekilde baskılamaya çalışıyor. Bu baskılamanın araçları olarak da yargıyı, hukuku kullanıyor” diyen Andican, “Siz bir korku iklimi yaratmak amacıyla, her yol mubahtır diye topluma veya toplumda hedef seçtiğiniz bireylere, gruplara bu tip yasa dışı, hukuk dışı uygulamalar yaparsanız bunların sonucu er ya da geç bu otoriter yönetimin çöküşünü hızlandırır” görüşünü aktardı.
“6'lı masa deyince kamuoyunda şöyle bir algı var; bu masa bir anlamda bir hükümet gibi program ortaya koyması, aday ortaya çıkarması lazım ve hatta bir hükümetin alt kurullarını belirlemesi lazım gibi. Oysa 6'lı masanın bir araya gelmesinin temel amacı; ülkeyi ekonomik açıdan, hukuki ve siyasi açıdan darboğaza sokmuş olan bu ‘tek adam yönetimini’ değiştirmek ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi ülkeye getirmek” diyen Andican, “AKP ne yaparsa yapsın seçim güvenliğini sağlayacağız” diye konuştu.
Öte yandan Andican, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun SADAT’a gitmesini de değerlendirdi; “Bu örgüt seçim dönemine gidilirken ciddi bir korku iklimi yaratma noktasında önemli bir araç olarak kullanılacak. Bu nedenle Sayın Kılıçdaroğlu'nun SADAT'a gitmesi toplumda bir farkındalık yaratmak açısından önemliydi. Böyle bir örgütlenme modeli olduğunu toplumun bilmesi önemli” görüşünü aktardı.
Andican ayrıca cumhurbaşkanlığı adayların ilişkin olarak da şöyle dedi:
“AKP'nin yaptığı gibi insanları olmayan suçlar üzerinden mahkum ettirecek hesaplaşmayı onaylamayız. Anlatacağım bu iki örnek önemlidir. Mansur Bey aday olduğunda AKP'nin “makbul iş adamı” dediği kişi onu suçlamıştı, 3 gün sonra adamın hırsızlıktan tutun, rüşvet vermeye, çocuk tacizine varan bir suçlamalar zincirinin ortasında olduğu anlaşıldı. Yavaş gerçekleri ortaya koymasaydı belki seçime girmesi engellenecekti. Yine İstanbul'da FETÖ'den tutuklanmış şahsa AKP'li bakan giderek “İmamoğlu hakkında itiraflarda bulunursan cezanı hallederiz” dedi. O şahıs “Alet olmak istemiyorum” karşılığını verdi. AKP olmayan suçları icat etmekte o kadar mahir ki, bugün sizi aday olarak ilan etmiş olsak yarın “olmayan bir olaydan dolayı” hakkınızda soruşturma başlatılabilir. O nedenle 6'lı masa seçim kararı verildikten sonra cumhurbaşkanı adayını açıklayacaktır.”