İyi Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, akaryakıt sektöründe yaşanan sorunlara dikkat çekti. Girdi maliyetlerinin artmasına rağmen akaryakıt istasyonlarının kar marjının 1 lira ile sabit kaldığını kaydeden Ataş, “Yüzde 300 artış gösteren girdi maliyetleri enflasyon ve sermaye artışı altında ezilen istasyonlar yakıt bile alamayacak duruma gelmiştir” dedi.
Sözcü'de yer alan habere göre; İyi Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, akaryakıt sektöründeki sorunları TBMM gündemine taşıdı.
Meclis genel kurulunda konuşan İyi Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, akaryakıt sektöründe kaçakçılığın önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti. “Uzun yıllardır, akaryakıt konusunda kaçakçılığın önlenememesi sonucu devletin ciddi bir vergi kaybına uğradığı, dürüst çalışan akaryakıt istasyonlarının da kaçakçılık ve usulsüzlük yapanlar karşısında zarar ve haksızlığa uğradığı düşünüldüğünde bu konuda daha ciddi düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır” diyen Ataş, sözlerine şöyle devam etti:
“Herkesin gözü önünde, şehirlerarası yollarda, TÜPRAŞ çıkış fiyatının bile altında yakıt satan istasyonlar hem vatandaşların maddi zarara uğramasına hem de işini düzgün yapan istasyonların korunması için daha sıkı denetlenmelidir. Ancak, sırf istasyon denetlemekle de yakıt kaçakçılığı önlenemez.
Asıl önemlisi, kaçak akaryakıtın yurt içine nasıl sokulduğu, kimlerin buna göz yumduğu, bundan kimlerin menfaat sağladığının tespit edilmesi ve engellenmesi gerekir. Ayrıca, insanları kaçakçılığa sevk eden yüksek vergiler de bir an önce indirilmelidir.”
Sektörün birçok sorununun bulunduğunu belirten Ataş, özellikle her şeyin fiyatı artarken, akaryakıt istasyonlarının kâr marjının sabit kaldığını, oran olarak üçte 1'lere düştüğünü söyledi. İyi Parti Milletvekili Dursun Ataş, şu ifadeleri kullandı:
“Akaryakıt fiyatları 7 lira civarındayken, akaryakıt istasyonlarının brüt kar marjı 1 Türk Lirası'ydı, bugün akaryakıt fiyatı 26 lirayı aşmış olmasına rağmen istasyonların kâr marjı hala 1 Türk Lirası olarak kalmıştır. Personel maliyeti, elektrik, su, banka komisyonu gibi giderleri sürekli artan istasyonların kârı enflasyon karşısında yok olmuştur.
Üstelik, akaryakıt fiyatlarının kısa sürede, yaklaşık 4 katına çıkması, istasyon sermayesinin de aynı şekilde artmasına neden olmuştur. Yüzde 300 artış gösteren girdi maliyetleri enflasyon ve sermaye artışı altında ezilen istasyonlar yakıt bile alamayacak duruma gelmiştir. Bugün, kredilerle ayakta durmaya çalışan iki üç küçük istasyon birleşip 1 tanker yakıt alabilmektedir.
İşini düzgün yapan en küçük bir kırsal istasyonun hiçbir satış yapmasa bile 100 bin liranın üzerinde aylık gideri vardır. Ayrıca, akaryakıt istasyonları her yıl belediyeden EPDK'ye, EPDK'den bütün bakanlıklara kadar yüksek maliyetli onlarca belge almak zorunda.”
İstasyonların ayakta kalabilmesi için tüketiciye yansımadan bayi kârlarının arttırılması gerektiğini kaydeden İyi Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, akaryakıt sektöründe uygulanan KDV ve ÖTV oranlarının da indirilmesi gerektiğini belirtti.
Ataş, “Nakliye giderleri artı maliyet olarak pompa satışlarına eklenmelidir. Araç tanıma sistemi gibi iskontolu satışların maliyetleri akaryakıt istasyonlarına değil, tamamı ana firmalara yüklenmelidir. Ayrıca, kaçak akaryakıtın önüne geçecek enflasyona ve artan maliyetlere karşı hem vatandaşı koruyup hem de istasyonların ezilmesini önleyecek, tüm akaryakıt piyasasını kapsayacak şekilde ele alınacak kanuni düzenlemelere bir an önce ihtiyaç vardır. Aksi hâlde pek çok istasyon ya iflas edecek ya da yasa dışı yollara başvurarak kaçakçılığa devam edecektir” diye konuştu.