İyi Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın, “Erdoğan’ın yerinde olsam aday olmam, sandıkta tarihi bir dayak yiyecek” düşüncesini ile getirdi.
Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre, Aydın, “AK Parti bu anketlerde görülen oyu bile alamayacak. Sandıkta oylarla tarihi bir dayak yiyecek. Hayatının son 20 senesinin en acı gününü yaşayacak” görüşünü savundu.
Demirkaya'nın soruların Aydın şu yanıtları verdi:
-Diyarbakır’ın en çok üye yapılan 10 il arasında olması dikkat çekici.
Diyarbakır’da 10 bin 400 üye yaptık. Bunu önümüzdeki yıl 20 bine katlarsa sürpriz olmaz. Doğu'da Kürt seçmenin olduğu bölgede üye yapmakta zorlanmıyoruz. Bitlis’te 2 bin 300 oyumuz vardı. Şimdi 2 bin 330 üyemiz var. Van’da 4 bin üyemiz oldu. Hakkari’de bile bin üyeye yaklaştık. Bu devamlı artıyor. Doğu'nun tüm illerinde yükseliş var.
-Bu üye katılımının seçimde de yüksek oya dönüşeceğini düşünüyor musunuz?
Oralarda güçlü siyasi profillerden çok sayıda müracaat var. Hem üye hem de seçimlerde aday olmak istiyorlar. Görüşüyoruz, temaslar başladı. Biz her yerde iddialıyız. O bölgeden de çok sayıda milletvekili de alırız diye düşünüyorum.
Son dönem ev toplantılarına başladık. Bunu sistematik hale getireceğiz. Ben de eşimle ev ziyaretleri yapacağım. İnsanların evine girip sohbet edeceğiz. Komşularını da çağıracağız. Tüm sosyal medya araçlarını kullanıyoruz. Bunun dışında samimiyet, karşılıklı iletişim ve sevgiye dayalı köprü kurmak için insanlara dokunmak önemli. Bunu çok yoğun yapacağız. Genel başkanımız da ev ziyaretleri yapacak.
-Hedef oy var mı? Anketlerde ne görünüyorsunuz?
Bir defa biz 20 bandına yerleştik. AK Parti çözüldü. Bağlar koptu. İnsanlar bize geliyor. O akış hızlanacak. Sokak siyasetini şu an Türkiye’de en iyi yapan partiyiz. Genel Başkanımızın “Ben Başbakan olacağım” demesi tesadüf bir söz değil. Birinci parti olacağımıza inanıyoruz. Ona göre organizasyonlarımızı kuruyor ve yapıyoruz. Milletin kredi açabileceği yeni bir partiyiz. İçimizde her fikirden insan var. Gelenler mutlu. Bu mutluluk akışkanlığı arttırıyor. Ocak, şubat, martta akışkanlık oranı zirvede olacak.
-Son iki seçimde yapılan ittifak ve iş birliği süreçlerinde yer alan isimlerdensiniz. Millet İttifakı devam eder, genişler mi?
Türkiye’de ittifak sistemini en sağlıklı işleten birliktelik Millet İttifakı. Biz asgari müştereklerde bir araya gelmiş, ülkenin bu ekonomik darboğazdan çıkmasını, hızla otoriterleşen ucube sistemin sona ermesini isteyen, hedef olarak da iyileştirilmiş, güçlendirilmiş sisteme geçişi kafasına koymuş bir siyasi ortaklığız. Bahsettiğimiz hedeflerde bir değişiklik olmadığı için Millet İttifakı sürecektir. Biz yerel seçimlerdeki birliktelik teklifimizin sonunda AK Parti’nin dayak yediği bir seçim yaşadık. AK Parti’nin yenilebildiğini, sandıklara sahip çıkılabildiğini gösterdik. Dolayısıyla hedef temelli, altı da inançla doldurulan bir hareket tarzı benimsenmişse ondan sonuç almamak mümkün değil.
-Sağda 3. İttifak olasılığı var mı?
Bu soruya yanıt vermek için erken. Seçim takvimi açıklandığında durum netleşir. Ama biraz önce bahsettiğim temel hedeflerden birisi olan 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e (GPS) geçiş için 6 parti çalışıyor. GPS için bir ittifak oluşmuş durumda. Seçimi kazanacak, toplumu kucaklayacak bir adayın belirlenmesi durumunda da parti tabanlarının Millet İttifakı adayı etrafında toplanacağından eminiz. Kapalı kapılar ardında veya ev ziyafetlerinde değil, vatandaşın elini tutarken gözlerine bakarken siyaset belirleyen bir ittifakız. Sağda ya da solda bir arayış tanımlamayı doğru bulmuyorum. Şu anda vatandaşımızda bu kalıpların dışında bir talep var. Türkiye’de değişimin, kalkınmanın, gelişmenin siyasi adresinin bugün Millet İttifakı olduğunu topluma göstermeliyiz. Kutuplaşarak ayrışma zamanı değil, Türkiye’nin geleceğine damga vurabilmek için birlikte hareket etmenin daha büyük bir imkan ve fırsat yaratacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin bugün ihtiyacı Türk bayrağı etrafında birleşmiş, ekonomik ve demokratik talepleri ortak akılla karşılayacak Millet İttifakı’nın siyasi duruşudur.
-Millet İttifakı’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkarması bekleniyor. Ortak aday nasıl bir mekanizma ile belirlenecek? Bir konuşmanız Kılıçdaroğlu’nun adaylığına mesafe olarak değerlendirildi, aynı tutumunuz sürüyor mu? Adayla ilgili kırmızı çizgileriniz nedir?
Ben dahil tüm arkadaşlarımız söylemlerimizi şahıslar değil ilkeler üzerinden belirliyoruz. İç savaş tehdidi yapacak bir cumhurbaşkanı adayımız olmayacak. AK Parti şimdi bunu pişiriyor, konuşulmasını sağlamaya çalışıyor. Ayrıştıran değil birleştiren, nefret dilini değil, sevgi dilini kullanan, ötekileştiren değil kucaklayan, milletin birliği ve bütünlüğünü temsil eden, devlette kurumlar arası uyum ve ahengi gözeten bir cumhurbaşkanı adayı çıkaracağız. Bunu yaparken anketler, kamuoyu yoklamalarıyla vatandaşın da görüşünü alacağız. Sonra Millet İttifakı bir masa etrafında oturacak, konuşacak, istişare edecek ve karar verecek. Onun için halkımızın nabzını en doğru şekilde tutmalıyız ve sandıktan zaferle çıkacak doğru bir ismi belirlemeliyiz. Bunu da doğru zamanda yapacağız.
-Aday belirlemede doğru zamanın takvimi nedir?
Ne geç ne de erken. Bunun hemen olmasını isteyen AK Parti. Kurguyu ona göre yapıyor ama onun tezgâhına kimse düşmemeli. Kim olacağını tartışıp dursunlar. O masada bir araya gelecek insanlar doğru kararı alacak. Bu işin içinde nefs olmamalı. Doğru olan neyse o doğruda birleşmeliyiz. Türk milletine karşı sorumluluklarımız var. Türkiye’nin geleceğini inşa edeceğiz. Yanlış bir adım atarsak bunun bedelini tarih önünde bu millet önünde ödeyemeyiz. Sonra hangi yüzle siyaset yapacağız. Onun için biz bu konuda idealize olmuş insanlarız. Bu konunun şahıslara indirgenmesinden üzüntü duyuyorum.
-Kılıçdaroğlu’nun adaylığı olasılığını da mı böyle değerlendiriyorsunuz?
Kılıçdaroğlu da bu işin iyi olması için gayret gösteren bir insan. Onu hedef alan bir cümle kullanmam. Konuşmam ona çıktı ama ben genel manada söyledim. İlkesel bazda bunu yapacağız. Kişileri sorgulatarak yaptık mı kendi içimizde de sürtüşmeye neden olur. Kılıçdaroğlu bir partinin genel başkanı. Ben o görevi yapan her insana saygı duyarım. Ama şuna inanıyoruz; Türkiye toplu şekilde bir köprüden geçecek. Çok sağlıklı şekilde oradan karşıya geçmeliyiz. Türkiye’ye gerçek demokrasiyi getireceğiz. Bunu yapabilmek için kazanmamız lazım. Şu an itibariyle de AK Parti’nin seçim kazanma ihtimalini yüzde 0 görüyorum. Her gün daha da küçülecek, daha da kötü olacak.
-AK Parti'de dolar kurundaki geri çekilmeyle birlikte ekonomiyi toparlayarak düşen oyları yeniden yükseltecekleri görüşü var. AK Parti seçmeninin de “Sorun var ama çözerse Erdoğan çözer” yaklaşımı içinde olduğu savunuluyor. Toparlama olasılıkları yok mu?
“Yaparsa Erdoğan yapar” düşüncesi yüzde 70 oranında yıkılmıştır. Halk Erdoğan’a olan güvenini kaybetti. Çünkü yarattığı yalancı cennetin olmadığını insanlar yaşayarak tecrübe ediyorlar. “Yapacağız, halledeceğiz” lafları askıda kaldı. Asgari ücret yükseldi ama yılbaşı gecesi gelen zamlarla herkesin hayalleri yıkıldı. TÜİK’in açıkladığı enflasyon yüzde 36 ama bunun daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. ÜFE’nin yüzde 80 olması, üretimin yüzde 80 pahalandığı, bunun insanlara zam olarak yansıyacağı anlamına geliyor. İğneden ipliğe her şeye zam geldi. Tarımla uğraşan insana bütçeden yüzde 12.5, yol, köprü yapan yandaş müteahhitte yüzde 36. Mutsuzluk bir virüs gibi yayılıyor. Bunun önüne geçilecek umut kapısı inşa edecek bir siyasi duruş iktidarda yok. Erdoğan’ın yalan üzerine bir dünya kurduğuna inanan insan kitlesinin sayısı her geçen gün artıyor. AK Parti bu anketlerde görülen oyu bile alamayacak. O oylar da bize gelecek. Biz de birinci parti olacağız.