İyi Parti Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray, Düzce Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu'nun Selanik göçmenlerini hedef almasına sert tepki gösterdi. Çıray, "Kimin neye inandığı seni ne ilgilendirir. Sen işini yap. Gerisi Allah ile bizim aramızda. Haddini bil, hududunu bil" dedi. Çıray, Genel Başkan Meral Akşener'in müftü Soytekinoğlu hakkında dava açacağını söyledi.
İyi Parti İzmir Milletvekili Çıray, Halk TV'de gazeteci Fatih Ertürk'ün "Türkiye Nereye?" programına konuk oldu. Çıray, Düzce Akçakoca Müftüsü Soytekinoğlu'nun geçtiğimiz Cuma namazındaki vaazında Selanik göçmenleri hakkındaki "Yüzde 90’ı Selanik göçmeni ve Sabetayist. Ne demek Sabetayist? Müslümanlığa girmiş gözüken Yahudiler. Aslında Müslüman değil" sözlerine tepki gösterdi.
Çıray, şunları söyledi:
"Sen Anayasa'nın laiklik ilkesine de aykırı davrandın. Sen bir memur olarak, görevini kötüye kullanma suçu da işledin. Kimin neye inandığı seni ne ilgilendirir. Sen işini yap. Gerisi Allah ile bizim aramızda. Haddini bil, hududunu bil."
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Müftü Soytekinoğlu hakkında dava açacağını belirten Çıray, "Bunun hakkında ben de dava açacağım. Lütfü bey de dava açacak. Bunun hakkında, bu vatanın birlik ve bütünlüğünü savunan herkes dava açmalı" dedi.
Büyük Balkan bozgununun 100. yılında 2012'de yaptığı bir konuşmayı hatırlatan Çıray, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim tarihimizde bu gerçeğin belki en dramatik örneği, Büyük Rumeli ve Balkan bozgunudur. En ufak bir şüpheye düşmeden söylüyorum; Türk milletinin son 1000 yıllık tarihinde bundan daha büyük bir sosyal ve siyasi yıkım yoktur olmamıştır. Ama bizi tarihin büyük sosyal aktörlerinden, kadim uluslarından biri yapan da budur. Biz, düşmanlarımızın 'artık tükendiler, bittiler' dedikleri anda, Allah’ın verdiği ilahi bir yaşama enerjisiyle büyük başlangıçlar yapmış bir Milletin çocuklarıyız."
"Balkanlar'da insanlık suçu olan soykırım, etnik arındırma, tehcir gibi çok ağır ve travmatik cürümlere maruz kaldık. Bizim bu süre içerisinde yaşadıklarımızı, mesela Ermeniler veya Rumlar yaşamış olsalardı; hiç şüpheniz olmasın bunlardan sayısız soykırım ve insanlık suçu davası çıkarırlardı. Ama biz böyle yapmadık. Büyük bozgunu ve acı sonuçlarını unutmayı tercih ettik. Acıların bilgisini genç kuşaklara aktarmadık bile. Halbuki bizim Balkanlar'da ve Rumeli'de varlığımız tamamen meşru zeminlere dayanıyordu. Üzerinde 500 yıl yaşadığımız bu topraklar bizim anamızın ak sütü gibi helaldi. Ama unutuluşa terk ettik. Neden? Çünkü, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu kadrolarının çok büyük çoğunluğu Balkan ve Kafkas şehirlerinde doğmuş ve yetmişlerdi. Ama onlar eğer oralarda takılıp kalırlarsa Anadolu'da da aynı akıbete uğrayacağımızı görüyorlardı. Yani; üzülecek yas tutacak zaman yoktu. " (ANKA)