İyi Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, seçim ittifakına ilişkin düzenlemeyle, seçim güvenliği ihlallerinin yasal kılıfla kalıcı hale getirilmek istendiğini ileri sürdü.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, teklifin kanunlaşması halinde, Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi olmak dahil tüm uluslararası demokratik kurumlardan ihraç edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını ifade eden Çıray, Meclis'te şuanda 36 koltuğu bulunan MHP'ye yasa ile 43 milletvekilinin verileceğini iddia etti. Çıray, MHP'ye vaat edilen vekilliklerle de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ömür boyu iktidarının garanti edilmek istendiğini ileri sürdü.
İyi Parti Genel Sekreteri Çıray’ın basın toplantısındaki konuşması şöyle:
"Saray Koalisyonu tarafından 21. 02. 2018 tarihinde Meclis Başkanlığı'na sunulan, kamuoyunun kısaca “Seçim İttifakı hakkındaki kanun teklifi” olarak bildiği (tam adı ‘298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi) değişiklik teklifi, seçim güvenliği ihlallerini yasal bir kılıfla kalıcı kılan bir mahiyet taşımaktadır. İlgili değişikler bu yönüyle Türkiye’de adil, hür ve serbest koşullarda demokratik rekabet yapılmasının tarihe karışması anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla Saray Koalisyonu’nun seçim hilelerini kanunlaştırması halinde Türkiye’nin artık görünüşte bile bir demokrasi sayılması imkansız olacaktır. Türkiye demokrasi liglerinde küme düşmenin ötesine geçerek, küme dışına atılacak; Bugün başta Avrupa Konseyi olmak üzere üyesi olduğu tüm uluslararası demokratik kurumlardan ihraç edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Türk Milleti kendisini medeni dünyadan izole edecek bu kanunu çıkaranları, 1950 seçimlerinde yaptığı gibi sandığa gömecektir. Bu yasa ile Saray Koalisyonu’nun küçük ortağına yüzde 3 oyla 43 milletvekili verilecek, buna mukabil Sayın Erdoğan da ömür boyu iktidarı garanti edilmesi amaçlanmıştır. Seçim İttifakına ilişkin kanun tasarısının yegâne amacı budur. Saray Koalisyonu’nun küçük ortağı kendini kurtarabilmek adına, Türk Milleti’nin demokratik haklarını ve temiz seçimleri savunmak yerine, tek adam devletini kalıcı kılmaya yönelik bu kanun tasarısının peşine düşmüştür. Ancak Saray Koalisyonu’nu seçim ittifakı bile kurtaramayacaktır. Saray Koalisyonu, sarayın on altı yılda mutlak yıkım noktasına getirdiği demokrasimize son çiviyi çakma konusunda o kadar isteklidir ki; şecaat arz ederken sirkatin söylediğinin bile farkında değildir. Yani saray ve hizmetlisi, kaybetmenin telâşıyla kanuna “mühürsüz oy pusulalarının geçerli olacağı” maddesini ekleyerek 16 Nisan referandumunda YSK’nın tam kanunsuzluk yaptığını teyit etmişlerdir. Bu bağlamdaki her türlü suiistimal peşinen kabul edilmiş ve itirazlara kapalı hale gelmiş olmaktadır. Bu nedenlerle “Seçim İttifak Yasası” esasen 16 Nisan’da aldığı karar nedeniyle YSK hakkında bir suç duyurusudur. Bu yasa 16 Nisan referandumunun gayrimeşru olduğunun ispatıdır. İttifak Kanunu temsilde adalet ilkesini yerle bir edecektir. İttifak içinde yer alıp da yüzde bir bile oy almayan bir parti, ittifakın barajı aşan ortağı vasıtasıyla barajı geçmiş sayılırken, yüzde dokuz nokta doksan dokuz oy alan bir parti ulusal baraja takılmaktadır. Bu apaçık bir hukuksuzluk hilesidir ve doğrudan doğruya hukuka hakarettir."