İyi Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, İyi Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan hakkındaki fezleke ile ilgili olarak; “Çoğunlukları yeterlidir. Lütfü Türkkan’ın yargılanmasını da sağlayabilirler. O yargılama esnasında iktidarın hangi kirli pazarlıklarla partimize kurduğunu da mahkemede dile getirmekten geri durmayacağız. Buyursunlar, uzun çarşı boydan boya" dedi.
Dervişoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'e tepki göstererek, “Milletin alım gücünü arttıracağız’ demek milletin alım gücünün düştüğünün de bir anlamda itirafıdır. ‘Aylardır eve ekmek götüremiyoruz’ diyen vatandaşlarımıza ‘abartıyorsunuz’ diyen Sayın Cumhurbaşkanı’nın kadrolarının yavaş yavaşta olsa bu gerçeği kabullenmesini olumlu bir yaklaşım olarak telakki ediyoruz. Ama şunu da biliyoruz ki AK Parti iktidarı milletimizin gerçeklerini kabul etmiyor ve görmüyor. Bu durgunluk seçim zamanına kadar sürer… hem iktidarın dilinden hem de ortaklarının ince ince manevralara başlamış olmalarından sinsi bir baskın seçim havası seziyoruz" ifadelerini kullandı.
İyi Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Dervişoğlu, özetle şunları söyledi:
"Görüyoruz ki Bingöl’de yaşanan hadiseyle ilgili olarak en son konuş diyeceğimiz kim varsa ilk sözü edip ilk taşı atmanın hevesinde ısrarcı. Yaşanan olayların telafisi olmadığı için Sayın Lütfü Türkkan milletinden özür diledi ve ardından da görevinden istifa etti. Sayın Genel Başkanımız da bu konu da açık bir tavır koydu. Şimdi şehit ailelerimizin ve milletimizin duygularını istismar etmek istiyorlar ve bundan siyaseten rant temin etmeye gayret sarfediyorlar. Bu yaklaşım kime ne sağlayacaktır…
Unutulmasın ki biz Türk Milletiyiz. Ve her birimizde ayrı ayrı şehit yakınıyız. Bu konuda herhangi bir kimseden alacağımız milliyetçilik ve mukaddesatçılık dersi olmadığı gibi siyasi yol göstermelere de asla ve kata ihtiyacımız yoktur.”
Takvim Gazetesi’nin dünkü birinci sayfasında İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in yüzünün buzlanmasını değerlendiren Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Bu kendini gazete zanneden bir kağıt parçasının dünkü birinci sayfasıdır. Sayın Genel Başkanımızın yüzünü buzlayacak kadar alçalan bu terbiyesizlerin kimseye terbiyeden bahsetmeye hakları yoktur. Sayın Genel Başkanımız üzerinden buradaki ahlaksızlığı soran buradaki kokuşmuşluğa imza atabilenlerin, gerçek gazetecilere sesleniyorum, sizin mesleğinizde yeri olmamalıdır. Bu hadsizliğin bize edep ve adap dersi vermeye kalkması tam bir pespayeliktir. Allah’tan korkmayanın kuldan da korkmayacağı ortadadır."
İstanbul'daki ekmek zammına ilişkin Dervişoğlu şunları söyledi:
"İstanbul Ticaret Odası dün bu zammı tam iki buçuk ay sonra onadı. Bakanlık ya da valilik ‘şimdi iptal edebiliriz’ diyorlar. Ama kimse çıkıp demiyor ki ‘bu beyler acaba iki buçuk aydır uyuyor muydu?’ Asıl sorun şu, şimdi büyük olasılıkla fırıncılarda terörist ilan edilecek. Ya da hain ilan edilecek. Bir çuval un ne kadar zamlandı onu konuşan yok. Fırında kullanılan elektrik ne kadar zamlandı onu konuşan yok…Çünkü bu iktidar için bunların hiç önemi yok. Önemli olan devletlilerinin keyfi ve devletlilerin kararı…Türkiye tam bu sakat akılla yönetiliyor."
Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir süredir aileleriyle birlikte milyonlarca vatandaşlarımızı ilgilendiren EYT sorununa dair bir çalışma yapıldığı bilgisi özellikle basına sızdırıldı ancak mum yatsıya kadar bile yanmadı. Ve dün Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada böyle bir çalışmanın olmadığı ifade edildi. Bu vesileyle daha önce defalarca yaptığımız gibi iktidarı 3600 ek gösterge hakkını bir an önce teslim etmeye, alım gücü bu kadar düşmüşken asgari ücrette acilen iyileştirme yapmaya ve asgari ücretteki vergileri kaldırmaya ve EYT’li vatandaşlarımızın çilesine bir an önce son vermeye davet ediyoruz."
Dervişoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in “Milletin alım gücünü arttıracağız” açıklamasını ise şöyle değerlendirdi:
“Milletin alım gücünü arttıracağız’ demek milletin alım gücünün düştüğünün de bir anlamda itirafıdır. ‘Aylardır eve ekmek götüremiyoruz’ diyen vatandaşlarımıza ‘abartıyorsunuz’ diyen Sayın Cumhurbaşkanı’nın kadrolarının yavaş yavaşta olsa bu gerçeği kabullenmesini olumlu bir yaklaşım olarak telakki ediyoruz. Ama şunu da biliyoruz ki AK Parti iktidarı milletimizin gerçeklerini kabul etmiyor ve görmüyor. Bu durgunluk seçim zamanına kadar sürer… hem iktidarın dilinden hem de ortaklarının ince ince manevralara başlamış olmalarından sinsi bir baskın seçim havası seziyoruz. Buradan ilan etmek isterim ki, Türkiye artık bir erken seçime gitmek mecburiyetindedir.”
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde kendisine 50+1’den duyduğu rahatsızlığı ifade ettiğini aktarmasına ilişkin bir soruya Dervişoğlu, şu yanıtı verdi:
“Bu Sayın Karamollaoğlu’nun talebiyle gerçekleştirdiği ziyaret… Benim bu görüşmeden çıkardığım sonuç şu, Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye’de her şeyin aslında yerli ve yerinde gittiğini, Türkiye’de herhangi bir sıkıntı bulunmadığını, var olan sıkıntıların muhalefet tarafından abartıldığını dile getirmiş. Ve Sayın Temel Karamollaoğlu’nun yaptığı uyarılara da kendisinin kapalı olduğunu ifade etmiş. Tek bir sıkıntı görüyor sistemde. O da Cumhurbaşkanı’nın seçim yöntemi ve oranıyla alakalı… Sayın Cumhurbaşkanı’nın baktığı yerden bakmıyoruz. Türkiye ciddi sıkıntılarla karşı karşıya. Türkiye’nin asıl ihtiyaç duyması icap eden konunun Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ciddiye bile alınmaması bizi ziyadesiyle rahatsız ediyor.”
İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan hakkında hazırlanan fezleke ile ilgili olarak da Dervişoğlu şunları söyledi:
“Fezleke komisyondan bize intikal etmedi. Bu kadar kısa zamanda hem yargının harekete geçmesi hem de TBMM’de iktidar partisinin bu denli vaziyet almasını Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatlarıyla ben ilişkilendiriyorum. Doğrusunu isterseniz de bu tavrı yadırgamıyorum. Benim şehitlik önemli bir müessesedir. Genel Kurul’da yaptığım konuşmada da Türkiye’nin değerlerini, siyasi ikbal peşinde koşarak aşağıya doğru çekmemeleri konusunda uyarılarda bulundum. Ama AKP’nin Grup Başkanvekili bugün de yaptığı basın toplantısında olayı farklı yerlerden ele alıyor ve olayı istismar etme eğiliminden vazgeçmiyor. Buradan iktidara söylüyorum, fezlekeyi anlıyorum ve millette anlıyor ki TBMM’nin gündemine getirecekler. Çoğunlukları yeterlidir. Sayın Lütfü Türkkan’ın yargılanmasını da sağlayabilirler. Bundan bir rahatsızlığımız yok. O yargılama esnasında iktidarın hangi kirli pazarlıklarla partimize kurduğunu da mahkemede dile getirmekten geri durmayacağız…. Defalarca söyledim ‘gücü bir silah olarak kullanıyorlar. Hiçbir silah sahibine sadık değildir. Gün gelir sizi de vurur’ diye. Ama iktidarın bundan çıkaracağı bir ders yoktur. Buyursunlar, uzun çarşı boydan boya.” (ANKA)