İyi Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, Sağlık Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kamu-özel işbirliği modeli ile yapılan şehir hastanelerini eleştirdi. Kabukcuoğlu, "Vergileriyle Türk milleti ödemesini yapar. Borç milletin, ancak sözleşme milletten gizli. Anlaşmazlık durumunda da Türk mahkemeleri hesap soramaz. Tamirat, tadilat, bina bakımı Türk milletinin omuzunda. Kira ödeneği ile birlikte konaklama-ağırlama hizmetleri, laboratuvar hizmetleri şirketin. Acayip bir hizmet. Burada; milletin cebinden ne kadar para şirketin cebine giriyor. İddia ediyorum bunun hesabını Sayın Bakan da yapamaz" dedi.
İyi Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Sağlık Bakanlığı'nın 2023 yılı bütçe görüşmelerinde söz aldı. İktidarın sağlık politikalarını eleştiren Kabukcuoğlu, özetle şunları söyledi:
Dünyada insan gücü mukayeseli üstünlük değil mutlak üstünlük gerektiriyor. Türkiye Cumhuriyeti kalifiye insan yetiştirmeye var gücüyle yönelmesi gerekirken, teknik elemanların, hekimlerin yurt dışına göçünün, adeta teşvik edilmesi, gençlerin yüzde 73’ünün geleceklerini başka ülkelerde görmeleri, ülkesini seven insanların katlanmalarının çok zor olduğu durumdur. Türk Hekimlerinin yaşadığı sorunlar tıp literatürüne girdi şükür. Yetersiz ücret ve artan şiddet hekimleri bu yola sevk ediyor. Yurtdışına gidebilmek için 2022 yılında 3000 hekimin iyi hal belgesi alacağı tahmin ediliyor. Bu rakam 2012 yılındakinin 50 katıdır.
Sağlık personelinin bunca fedakârlığı Ak Parti hükümetince taktir görmedi. Son aylarda özlük haklarıyla ilgili birtakım kanuni düzenleme geldi. Memleketin teknik elemanları, mühendisleri olsun, hekimleri olsun pek çok meslek grubu batı ülkelerinde kabul görmektedir. Yurt dışına gitmeyi düşünen insanları anlamaya çalışmayıp üstelik ‘giderlerse gitsinler, biz yeni mezunlarla, asistanlarla devam ederiz' derseniz, memleket evladını adeta kaçırma politikası uyguluyorsunuz demektir. Günümüzde Türk hekimlerinin en çok vakit ayırdıkları konu yabancı dil öğrenmektir.
Aile sağlığı merkezinde çalışan hekimlerin sorunlarına değinen Kabukcuoğlu şöyle konuştu:
"Birinci basamak sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde, aile sağlığı hekimleri hak ettikleri değeri bulmuyorlar. Aile sağlığı merkezleri için hekimlerden grup oluşturulması isteniyor. Belli bir kira ve personel gideri veriliyor. Harcamalarında, örneğin asgari ücretin artmasında, bakanlık ödemesini artırmıyor.
Aile sağlığı merkezleri hekimlerinin, yıllık izne ayrılma hakları yoktur. Ancak yerlerine bir hekim bularak izne ayrılabilirler. Bu sistemin kamuda örneği yoktur."
Ak Parti Hükümeti'nin sağlıktan anladığı hastanelerdir. Kamu özel iştiraki denen, pek çok batı ülkesince terk edilen ama bizim dört elle sarıldığımız bir sistem var. Şehir Hastanelerinden bahsediyorum. Altı üstü bir hastane, ama ne hastane. Vergileriyle Türk milleti ödemesini yapar. Borç milletin, ancak sözleşme milletten gizli. Yalnız sözleşme değil, anlaşmazlık durumunda da Türk mahkemeleri hesap soramaz. Tamirat, tadilat, bina bakımı Türk milletinin omuzunda. Kira ödeneği ile birlikte konaklama-ağırlama hizmetleri, laboratuvar hizmetleri şirketin. Acayip bir hizmet. Burada; milletin cebinden ne kadar para şirketin cebine giriyor. İddia ediyorum bunun hesabını Sayın Bakan da yapamaz. Akkuyu nükleer elektrik santrali şehir hastanelerinden daha net. Mal Ruslara ait, işletme Ruslara ait, biz normalin birkaç misli bedeli elektrik alıyormuşuz. Hiç olmazsa hesabı belli kitabı belli. Ne kadar aldandığımızı biliyoruz. Şehir Hastanesi gibi dipsiz kuyu değil.
Şehir hastaneleri çalışsın diye devlet hastaneleri kapatıldı, daha da ötesi yıkıldı. Ve de milletimiz 25 yıl hastanelerin borcunu ödeyecek. Dünyada kendi hasta olup da, bedelini çocuklarına, torunlarına bırakan acaba kaç millet, kaç insan var? Hastaneler için optimum yatak sayısı 200-600 arasında iken 3.500 yataklı hastanelerle hastaları perişan ediyoruz. Hastanelerin bulunduğu semti perişan ediyoruz. Şehir hastanelerinin yüksek yatırım maliyet mantalitesini kimse anlayamadı.
Şehir hastanelerinin yatak maliyeti, devlet hastanelerinin yatak maliyeti ile kıyaslanamaz. Sağlık Bakanlığı'nın 157 bin 714 hasta yatağı var. Şehir hastanelerinin 22 bin 675 yatağı var. Şehir hastaneleri, Sağlık Bakanlığı’nın sahip olduğu yatakların yüzde 14’üne sahipken, Tedavi Edici Sağlık Programı bütçesinin yüzde 23’sını şehir hastanelerine ayırmaktadır. Şehir Hastanelerinin uğruna hastaneleri yıktık, binaları boş bıraktık. Nelere katlanıyoruz.” (ANKA)