Gelinen noktada ekonomide güvenin kaybolduğunu, kamu açıklarının arttığını, cari açıkların arttığı, büyümenin durduğunu, enflasyonun çıktığını, yerli ve yabancı sermaye sahiplerinin Türkiye’den kaçtığını belirten İyi Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Erhan Usta, şöyle konuştu:
“Bir ülkenin Merkez Bankası bağımsız hareket edemezse, bir ülkede siyaset kurumu Merkez Bankası üzerinde bu kadar güç kullanırsa, Merkez Bankası başkanı hükümetin ağzına bakarsa işin olacağı budur. Faiz Türkiye’deki kötü yönetimin bir sonucu olarak çıkmıştır. Dolar kurunun inmiş olması hastaya verilen ateş düşürücü vermek gibi bir şeydir. Alınacak olan faiz kararı da ekonomi için ateş düşürücü bir etki yapacaktır. Bundan sonra yapısal mahiyetli müdahaleler yapılmazsa, reform kararlarını hükümet almazsa işin geleceği nokta daha fazla faiz artırımı olacaktır."
Sayın Erdoğan acı reçeteden bahsetmiştir. Geçmişte bu acı reçete millete içirildi. Sakın ola Sayın Erdoğan o acı reçeteyi millete içirmeye kalkmayın. Milletin ne bu acı reçetedeki ilaçları alacak parası kalmıştır ne de bu ilaçları içecek bünyesi kalmıştır. Siz onu gidin saraya içirtin, yandaş müteahhitlere içirtin. Bizim hükümete önerimiz ciddi bir şekilde hemen yapısal reform ajandası açıklayın. Tabii ilk yapılması gereken şey orta vadeli programın makro ekonomik hedeflerinin değiştirilmesi gerekir. Bütçenin yeni çerçevede yeniden revize edilmesi lazım.
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener defalarca tutumunuzu ve Merkez Bankası Başkanıyla, Hazine Bakanını değiştirin demiştiniz, bunları değiştirmede geciktiniz, ağır bir bedel ödettiniz millete ama geldiğiniz noktada Sayın Akşener’in sözünü dinlemek zorunda kaldınız”
İlk yapılacak iş yönetim tarzını bu hükümetin değiştirmesi lazım.
Ekonomide güven kaybına neden olacak beyanlardan ve uygulamalardan kaçının.
Adil olmayan bir Hukuk sistemi var lütfen bunu değiştirin. Yargılamanın adil olduğu bir hukuk sistemi kurun ve ilk yapmanız gereken şey hukukun üzerindeki eli çekin.
Mülkiyet hakkına ve sözleşme hukukuna riayet edin.
Liyakatsizliği daha fazla prim vermeyin. İşi ehline verin akraba kayırmacılığından vazgeçin.
Kurumları daha fazla itibarsızlaştırmayın, itibarsız bir Merkez Bankası’nın bu ülkeye bir faydası yoktur. Bu kurumlara itibar kazandırın, altyapılarını güçlendirin.
Aldığınız kararları almadan önce etkileri neler olacaktır diye bir analize tabii tutum.
Sadece para politikası Türkiye’nin ekonomik sorunlarını çözmeye yetmeyecektir. Para ve Maliye politikasının birlikte uyumlu bir şekilde götürülme zorunluluğu vardır.
Üretimin önündeki engellerin kaldırılması lazım.
Yatırımcılar yer tahsisinde ciddi sıkıntılar çekiyor, yer tahsisinde yatırımcılara kolaylık yapın. Hızlı karar alın ve yatırımcıların önündeki engeli kaldırın.
Firmaların devletten 200 milyar TL civarında alacağı var bir yandan da devlete vergi borcu var, gelin şu mahsuplaşmayı yapın.
Kamu özel iş birliği projesini gözden geçirin. Bu projelerde devletin ve milletin faydasına sözleşme tadilatlarının yapılması gerekir.
Olmayan varlık üzerinden bir varlı fonu kurdunuz, keyfi harcamaları buradan yapıyorsunuz varlık fonunun ne yapıldığını kimse bilmiyor. Ciddi bir kara delik oluştu, bugüne kadar 64 milyar Tl’lik kaynak aktarıldı lütfen bu kara deliği kapatın. Varlık fonunun biran önce tasfiye edilmesi lazım. Varlık fonundaki şirketler de daha önceki gibi kendi faaliyetlerine devam etmesi lazım.
Vergi sistemimiz olabildiğince karışık, karmaşık, işin uzmanları dahi işin içinden çıkamıyor ve olabildiğinde adaletsiz. Verginin yüzde 70’ini zengin ve fakiri ayırt etmeden dolaylı alan bir vergi sistemimiz var. Kazanç üzerinden vergilerin son derece kısıtlı olduğu bir vergi sistemi var. Bu vergi sistemi Türkiye’yi bir yere götürmez şu anda bizim muhalefet etmemize rağmen geçti.
Türkiye’de ciddi ölçüde israf var, önceliğini yitirmiş harcama programları var. 10-20 yıl önce girmiş hâlâ ödenek olan programlar var. Türkiye’nin öncelikleri değişiyor, sorunları değişiyor bu ihtiyaçlar ve sorunlar çerçevesinde harcamaların revize edilmesi lazım. Millete acı reçete içirtmemek için bunların yapılmasını bir zaruret olarak görüyoruz.
Borçlanma stratejisinde bir değişiklik ihtiyacı vardır. Altın ve dövize dayalı borçlanmadan kaynaklanan ilave yük 130 katrilyon liradır. Bununla Türkiye’nin birçok sorunu çözülecekken faiz lobisine aktarılmıştır.
Vergi sistemindeki istisna ve muafiyetlerin gözden geçirilmesi lazım. Son derece verimsiz olan teşviklerin ortadan kaldırılması lazım.