İzmir Çocuk Mahkemesi: Gezi Parkı yürüyüşü suç değil, haktır

İzmir Çocuk Mahkemesi: Gezi Parkı yürüyüşü suç değil, haktır

Gezi protestolarına katıldığı için yargılanan 24 çocuk hakkındaki beraat kararının gerekçesinde, "AİHM içtihadı ve Anayasa'ya göre her yurttaşın, önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri düzenleyebileceği" belirtilerek, Gezi eylemlerinin 'suç değil hak' olduğu ifade edildi.

İzmir’de, Gezi Parkı gösterilerine katıldığı için yargılanıp beraat eden 24 çocuk hakkındaki gerekçeli karar açıklandı. Kararda, Anayasa ’ya ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadına göre her yurttaşın önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri düzenleyebileceği ve görüşünü açıklayabileceği belirtilerek, Gezi Parkı eyleminin suç değil, hak olduğu ifade edildi.

İsmail Saymaz’ın Radikal’deki haberine göre, İzmir’de, 1 Haziran 2013’te, 35 bin yurttaşın katıldığı Gezi Parkı gösterisinden sonra 24 çocuk gözaltına alınmıştı. Bu çocuklar hakkında İzmir 5. Çocuk Mahkemesi’nde, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, kamu malına zarar ve görevi yaptırmamak için direnme iddiasıyla dava açılmıştı. Yargılama sonunda 23 çocuk tüm suçlardan beraat ederken, yalnızca bir çocuğa mala zarar iddiasıyla beş ay 16 gün hapis cezası verilmiş ve bu da ertelenmişti.

Gerekçeli kararını açıklayan mahkeme heyeti “Çocukların silahlı oldukları veya saldırıda bulunduklarına dair kesin ve inandırıcı delil” olmadığını kaydetti. Heyet, Anayasa ve AİHM kararları ışığında, her yurttaşın izin almaksızın toplantı ve yürüyüş yapabileceğini savunarak, kararına şu tespitleri yazdırdı:

“Çocuklar yönünden Anayasa’nın 26. ve 34. maddeleriyle herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkı ile önceden izin alınmadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteriyi yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu belirtilmekte olup AİHM kararları ile bu hakların garanti altına alınmış olduğu dikkate alındığında, çocukların iddianamede belirtilen toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmış olduklarını kabulü halinde dahi bu fiil gerek Anayasa’nın gerekse AİHM’nin kararları ile garanti altında bulunan temel haklar ve özgürlükler kapsamında olduğundan beraatlerine karar vermek gerekeceği...”