Hürriyet yazarı Sedat Ergin, ABD ile Türkiye arasında krize neden olan Papaz Andrew Brunson'ın İzmir Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamesinden alıntı yaparak kendisini birden teolojinin alanı içinde bulduğunu ifade etti.
İddianamenin 15. sayfasının 'Dua' kod adlı gizli tanığın ifadelerine yer ayrıldığını belirten Ergin, "Armagedon savaşı, kayıp 13. kabileve rahip Brunson'ın tutukluluk meselesi" başlığıyla (10 Ağustos 2018) yayımlanan yazısında 52 sayfalık iddianameden şu satırları köşesine taşıdı:
"Hıristiyanlık inancında Armagedon olarak adlandırılan bir savaşın başlamasından bahsedilir.
Bu savaş kopacak ve bu büyük savaşın sonunda İsa gökten kılıcı ile inecek, Hıristiyan ordusu O’nun arkasına takılacak, İsa ile birlikte kötülere saldıracak. Bunlar olurken de bir taraftan Ortadoğu’da İsrail’in kuzeyinde bir deccal belirecek, bu deccal şeytanın elçisi olacak, arkasına yüz binleri takacak ve orada iki taraf arasında Armagedon savaşı kopacaktır."
"İddianamenin hedefindeki sanık bir Hıristiyan din adamı olunca ve kendisine yöneltilen suçlamaların önemli bir bölümü dini meselelere de uzanınca, delilleri değerlendirirken kendinizi birden teolojinin alanı içinde bulmanız kaçınılmaz hale geliyor" diye yazan Ergin, "İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameyi okurken benim başıma gelen bu oldu" ifadesini kullandı. "İncil’de geçen ‘Armageddon’, ‘Dua’nın anlatımında kritik bir yer tutuyor" diyen Ergin, devamında şunları kaydetti:
“Armagedon savaşının çıkması için koşullardan biri Hıristiyan inancında kayıp olan 13. kabilenin bulunması, Hıristiyanlığın bütün insanlara yaygın bir şekilde tebliğ edilmesi, tebliğin neticesinde İsrail devleti tarafından savaşın başlatılmasıdır' diyor ‘Dua’. Buradaki teolojik atıflar iddianamenin başka bölümlerinde bugünün bazı dünyevi ve güncel hedefleriyle iç içe geçiyor. Şöyle ki, gizli tanığa göre, Diriliş Kilisesi 13. kabilenin Kürtler olduğuna inanıyor. ‘Dua’, “Bu inanca göre Kürtler Tanrı tarafından özel seçilmiş, kutsanmış bir kabiledir. Bu nedenle ayrı bir Kürdistan kurulması ve Kürtlerin layık oldukları Hıristiyanlık diniyle buluşmalarını temin etmek, Diriliş Kilisesi’nin amaçlarından bir tanesidir” diye konuşuyor. İddianamenin akışına bakılırsa ABD’deki Evanjelist mezhebin öğretisini temsil eden İzmir Alsancak’taki Diriliş Kilisesi’nin başındaki rahip Brunson’ın Kürtler üzerinde yürüttüğü çalışmaların gerisinde yatan dinsel arka plan budur." Öte yandan "ABD’de bu yetkilerle donanmış bütün kiliselerin üstünde bir çatı örgütünün varlığına ilişkin bir kayda rastlamak mümkün olmadığı için, ‘Dua’nın bu iddiası kanıtlanmaya muhtaç göründüğünü" söyleyen Ergin, "Dikkat çekici bir nokta" diyerek yazısının devamında şunları yazdı: "Dikkat çekici bir nokta, Mormonların Hıristiyanlık dünyasında en çok tartışılan gruplar arasında yer almasıdır. Yapılacak kısa bir araştırma bile, Evanjelistlerin Mormonların Hıristiyanlık anlayışını problemli gördüğüne işaret ediyor. Örneğin, Evanjelist dünyanın sözcülerinin Mormonluk hakkında 'Sahte din' şeklinde yakıştırmalarına bile rastlamak mümkün. Bunun gibi ‘Dua’nın bazı ifadelerine biraz şüpheyle yaklaşmama yol açan başka durumlarla da karşılaştım. 'Lut Peygamber’in üç oğlu olan Ham, Sam ve Yafes' şeklindeki ifadesi bunlardan biriydi. Herhalde Lut değil, Nuh Peygamber’den söz ediyor olmalı ‘Dua’. İddianamede ‘Yehova Şahitleri’ ile İzmir Karşıyaka’da 'Rahip Brunson ile aynı zihniyette olduğu' ileri sürülen Helmut isimli bir Alman rahibin başında bulunduğu ‘Işık Kilisesi’ne de atıflar var ama onlara yerim kalmadı. İtiraf edeyim ki, iddianameyi okumaya başladığımda beni bu ölçüde yüklü bir teolojik gündemin beklediğini bilmiyordum."