İzmir'de müzik emekçileri, gece 01.00’den sonra uygulanan müzik yasağını şarkılar söyleyerek protesto etti. Müzisyenler, "Müzik susmadı, susmayacak" sloganı atıp, "Maske takmak bile artık zorunlu değilken, müzik yasağını sürdürmenin bir izahı yoktur. Fabrikalarda ve işyerlerinde saatlerce çalışan emekçi halk, hemen yatsın uyusun aman sakın eğlenmesin, bir araya gelmesin istiyorlar" açıklamasını yaptı. Müzik yaparak geçinen bir öğrenci ise "Bunun sanata bir saldırı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
İzmir Müzisyenler Derneği (İMD) ve Turizm Eğlence Hizmet İşçileri Sendikası'nın (TEHİS) çağrısıyla bugün Konak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan müzik emekçileri gece 01.00'den sonrası için getirilen müzik yasağını protesto etti.
"Müzik susmadı, susmayacak", "İşçiler birlikte güçlü" sloganları atan müzisyenler, "Köle değil, müzik emekçisiyiz", "Biz yine Gezi makamında çalmaya devam edeceğiz", "Hesabı biz ödemeyeceğiz" yazılı dövizler taşıdı.
Müzik emekçileri adına basın açıklamasını TEHİS İzmir Sözcüsü Okan Kılınç yaptı. Kılınç'ın okuduğu açıklama şöyle:
"Pandemiyle geçen 2 yılı aşkın sürede, mekan kapatmalar ve canlı müzik yasakları sonucu müzik emekçilerinin birçoğu işsiz kaldı. Birçoğu farklı işlere girip çalışmak zorunda kaldı. Kimileri yıllarca çalışıp çabalayıp aldığı ve gözü gibi baktığı enstrümanları satmak zorunda kaldı. Pek çoğu kayıt dışı çalıştığı için devletin nazarında müzik emekçisi olarak sayılmayan müzisyenler -talep ettiği halde- geçim desteklerinden yararlanamadı. Kayıt dışı çalışma konusunda herhangi denetim ve kural getirmeye gerek duymayan devlet, müzik emekçilerini kendi kaderine terk etti. Müzik emekçilerinin büyük çoğunluğu kayıt dışı, sigortasız, iş güvencesiz çalışıyor. Müzisyenin emeğini değersiz saymanın yanında son dönemde bir de yasaklar ile katmerleşen bir ayrımcılık politikası sırtımıza bindirilmek isteniyor.
Pandemide toplum sağlığının korunması gerekçe gösterilerek getirilen mekan kapatmalar yerini 12'den sonra canlı müzik yasağına bırakmıştı. Bu yasak hala gece 1'den sonra devam ediyor. Maske takmak bile artık mekanlarda zorunlu değilken, müzik yasağını sürdürmenin bir izahı yoktur. Fabrikalarda ve işyerlerinde saatlerce çalışan emekçi halk, hemen yatsın uyusun aman sakın eğlenmesin, aman bir araya gelmesin istiyorlar. Bu müzik emekçilerinin işine, ekmeğine yapılmış kasıtlı bir müdahaledir. Ayrımcılık, müzisyenlerin kimliğini, dilini, inancını ve kültürünü hedef almaktadır. Son günlerde peş peşe gelen Aynur Doğan, Metin & Kemal Kahraman, Melek Mosso, Niyazi Koyuncu, Apoles Lermi konser yasakları, Amed Şehir Tiyatrosu’nun Kürtçe Don Kişot oyunun engellenmesi çok acıdır ve kabul edilemez. Bütün baskılar nafiledir."
Basın açıklaması sonrası Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde şarkılar söyleyen müzik emekçilerine bazı yurttaşlar da eşlik etti.
ANKA Haber Ajansı'na konuşan katılımcılar da yasağa tepki gösterdi. Kafelerde sahneye çıktığını belirten bir öğrenci şöyle konuştu:
"Her seferinde gece 12'de müziği bitirmemiz isteniyordu. Etrafı rahatsız ettiğimiz söyleniyordu. Bunların gerçekçi bir yanının olmadığını biliyoruz. Hepsinin müziğe sanata, işçilere ve emekçilere yapılan bir yanlış olduğunu biliyoruz. Bu yasakları kabul etmiyoruz. Haklarımızı savunmak için buradayız. Hak verilmez, alınız. Hakkımızı alacağız. Müziğin susturulamayacağını, hakkımızı alacağımızı söylüyorum."
Öğrenci olduğunu ve müzik yaparak hayatını kazanmaya çalıştığını belirten Emir Saraçoğlu ise şunları söyledi:
"Pandeminin getirdiğini iddia ettikleri yasaklar müzik emekçilerini çok etkiliyor. Birçok müzisyen arkadaşımın yevmiyesinin kısılmasına, birçok kötü etkiye neden oluyor. Konser yasaklarının ve bu pandemi nedeniyle getirilen kısıtlamaların bir an önce kalkmasını istiyoruz. Artık toplu taşımada bile maske yasağı kalkmışken bunun sanata bir saldırı olduğunu düşünüyorum. Mücadelemizi sürdüreceğiz."