İzmir'de, geçen yıl 30 Ekim'de meydana gelen depremde, 15 kişinin öldüğü 12 kişinin de yaralandığı Doğanlar Apartmanı ile ilgili davanın ilk duruşması bugün görüldü. Davada 2'si tutuklu 4 sanık hakim 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmak' suçundan hâkim karşısına çıktı. Tanık olarak dinlenen Doğanlar Apartmanı’nda oturan T.Ü. ise tadilat öncesi yaptıkları test sonucu binanın yüksek riskli çıktığını belirterek, "Çıkan raporda bina 5'inci dereceden çürük çıktı" iddiasında bulundu.
Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında, geçen yıl 30 Ekim'de meydana gelen, 115 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanı'nda 15 kişi yaşamını yitirdi, 12 kişi de yaralandı. Depremin ardından başlatılan soruşturma kapsamında 2'si tutuklu 4 kişi hakkında, İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın, bugün görülen ilk duruşmasına tutuklu 2 sanık Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuksuz sanık G.U. ile davacılar ve tarafların avukatları salonda hazır bulundu. Tutuksuz sanıklardan firari B.I. ise salonda yer almadı.
Duruşmada ifadesi alınan tutuklu sanık, müteahhit Çetin Doğan, "İnşaatı 1992 yılında bitirdim. Her şeyi tam tekmil yaptım. Malzemeyi en iyi şekilde kullandım. Aradan 30 sene geçti, bu arada neler oldu onu ben bilemem. Suçlamayı kabul etmiyorum. O zamanlarda hazır beton yoktu. Biz el usulüyle malzemeyi betoniyere atıp, betonu bu şekilde döküyorduk. Kancalar da o zamanlarda işçiler tarafından elle yapılıyordu. Dönemin imkanları bunlardı." dedi.
İfadesi alınan bir diğer tutuklu sanık, binanın statik-betonarme proje müellifi Mehmet Sedat Boyacı ise "2018 yılında apartmanda tadilat yapılmış ve bunda fenni mesulün imzası yok. Bu tadilatın kaçak yapıldığını tahmin ediyorum. Bana, kirişlerde delikler olduğu söylendi. Kolon kesilmese de kirişlerde açılan delikler hoş olmayan sonuçlara yol açar. Tadilat esnasında taşıyıcı elemanların zarar gördüğünü düşünüyorum. Benim hesaplarım ve uygulamalarımda herhangi bir yanlışlık yoktur. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
Tutuksuz sanıklardan, binanın sürveyanı olarak geçen G.U. da şunları söyledi:
"Askerden geldiğim sene iş arıyordum. Sonra bu inşaat şirketinde işçi olarak başladım. Şirket ekstra maliyet çıkmaması için işlerden birini sürveyan olarak gösterdi. Fenni mesul bana gelerek durumu anlattı ve ben de işten çıkarılma korkusu ile kabul ettim. Fiili olarak hiçbir sorumluluğum ifade ert."
Sanık ifadelerinin ardından tanıkların dinlenmesine geçildi. Duruşmada tanık olarak dinlenenlerden yıkılan Doğanlar Apartmanı’nda oturan T.Ü., apartman merdivenlerine granit döşenmesi konusunun gündeme geldiğinde yönetici M.E. ile görüştüğünü ve kendisine, 'Bu bina granitleri taşıyamaz' dediğini belirtti. T.Ü. şöyle devam etti:
"Sonrasında binanın durumuyla ilgili bir test yapıldı ve çıkan raporda bina 5'inci dereceden çürük çıktı. Çabalarımla bir toplantı düzenleyip, apartman sakinlerine durumu anlatıp, neler yapılabileceğini konuşmak istedik. Hatta yanımda inşaat mühendisi tanıdığım C.L.'yi de götürdüm. C.L. de binaya gelip birtakım gözlemlerde bulunmuştu ve mesleğinden ötürü durumun ciddiyetini anlatabilirdi. Ancak toplantıda deyim yerindeyse 'avantacılıkla' suçlandık. Bize, 'Sen ne anlarsın' türünden cümleler kuruldu, daha sonra da sonuç alınamadı." Tanık inşaat mühendisi C.L. de, T.Ü.'nün anlattıklarını doğruladı.
Doğanlar Apartmanı'nın eski yöneticisi M.E. de apartmanda çatıyı yaptırırken ayrık ve yarıklar olduğunu gördüğünü ve sonrasında aldığı deprem risk analiz raporunun çok ağır olduğunu söyledi. M.E.'nin raporu fotokopi çektirip dairelere ilettiğini iddia etmesi üzerine müştekiler itiraz edip, tepki gösterdi. 2 müşteki de yalan ifade verdiği iddiasıyla M.E.'den şikayetçi oldu. M.E., mühendis C.L.'yi kastederek, "Bir mühendisin de katıldığı bir toplantı yaptık. Mühendisin yaptığı inceleme sonrasında 'Sıvılaşma var, beton kalitesi düşük, demirde riskler var' şeklinde tespitler yaptı. Kat maliklerini toplayamadım. Yüzde 60'ı karşı çıktı. Hakaretler edildi. İstifa ettim. 'Apartmanın adını çıkarıyorsun' dediler" dedi.
Müşteki Seher Perinçek ise, tanığın 42 daireye fotokopi çekip raporu ilettiği ifadesine ilişkin, "Yalan söyledi. Bize iletilen hiçbir rapor yok" dedi.
Tanık C.L. ise rica üzerine Doğanlar Apartmanı'ndaki toplantıya katıldığını belirterek şunları söyledi:
"Apartmanla ilgili yaptığımı gözlemleri toplantıda belirttim. Balkonların eğimli durduğunu gördüm. Küçük bir yer sarsıntısında binanın eğrilen tarafa doğru devrilebileceğini söyledim. 30-35 kişi vardı. Endişelendiğimi söyledim. Kimileri destekledi, kimileri karşı çıktı. Tartışma ortamı oldu. Hem T.Ü.'yü hem de beni mali şeylerle itham ettiler." İfadelerin ardından mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi.(DHA)