İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından susuzluğa çare olarak tasarlanan 3 baraj “Ankara bürokrasisi”ne takıldı. Çamlı, Değirmendere ve Bostanlı barajları için 1.5 yıldır Maliye Bakanlığı’ndan tahsis, Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan da Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) onayı alamayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yaşanan arsenikli su krizinin temelinde Ankara olduğunu savundu. ‘Barajın aciliyeti yok’ dendi İzmir Büyükşehir Belediye BaşkanıAziz Kocaoğlu, Kasım 2006’da başlayan ‘su mücadelesi’ni özetle şöyle anlattı: “21.5 milyon ton kapasiteli Çamlı Barajı için harekete geçtik. Çevre ve Orman Bakanlığı, ‘aciliyeti ve gerekliliği yoktur’ diyerek onay vermedi. Ancak bakanlık, söz bu su havzamızda altın madeni işletilmesini ‘uygun’ buldu. 2007’nin Nisan ayında da 6.5 milyon metreküp kapasiteli, tamamı kamu arazisine inşa edilecek Değirmendere Barajı için Orman ve Maliye bakanlıklarına müracaat ettik. Olumlu yanıt alamadık. 2 milyon metreküplük Bostanlı Barajı’nda da yer tahsisi alamadık. Ne gerekçeye dayanarak bize bu arazileri tahsis etmediler bilmiyoruz. Üç bakanlık da bunun yanıtını vermedi. Paramız, projemiz hazır, bu yerleri vermiyorlar. Manisa’nın Gördes Barajı’ndan su getirmek istiyoruz. Boruların döşeneceği güzergahı kısaltacağız. Ancak buna yanaşmayan DSİ, kasasından harcayarak İstanbul’a Melen suyunu getiriyor. Arsenik kuyularda Bu durumda yeraltı sularına yüklendik. Küresel ısınma sonucu da kuyulardan su çıkarmak için daha da derine inmek zorunda kaldık. İnince de arsenik çıktı. 2007 yazına kadar arsenik sorunumuz yoktu. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın 17 Şubat 2005’te yayımladığı İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik’le litrede 50 mikrogram kabul edilen sınır değer, tüm Türkiye’ye tanınan 3 yıllık geçiş süreci sonucu, 18 Şubat 2008’den itibaren 10 mikrograma çekildi. Bunun sonucunda Çiğli, Karşıyaka, Bornova gibi kuzey kesimlerinin ihtiyacını karşılayan Sarıkız ve Göksu kaynaklarındaki arsenik değeri bu sınırın üzerinde kaldı. Kocaoğlu, 3 ay önce yapılan Belediye Meclisi Toplantısı’nda 3 yeni barajın yapımına başlanmaması halinde büyük sorun yaşanacağına dikkat çekerek, “AKP’li arkadaşlar da Ankara’yı ikna etmek için düşünüp harekete geçmeli. Bu sorunu birlikte aşabiliriz” demişti. ‘Aciliyeti yok’ Çevre ve Orman Bakanlığı ÇED ve Planlama Müdürlüğü’nden yapımı planlanan Çamlı Barajı için İZSU Genel Müdürlüğü’ne gönderilen Genel Müdür Fevzi İşbilir imzalı 19 Aralık 2007 tarihli yazıda özetle şöyle denildi: “...halen yapımı süren Gördes Barajı’nın tamamlanması ile 58 milyon metreküp ve planlama aşamasında çalışmaları süren Çağlayan Barajı ile 44.5 milyon metreküp suyun İzmir kentine verilebileceği, bu durumda İzmir kentinin bugün ve gelecekteki içme suyu ihtiyacının DSİ tarafından karşılandığının görüldüğü, bu gerekçelerle Çamlı Barajı’nın içme suyu sistemi içinde önceliği ve aciliyetinin bulunmadığı...” Okullara önlem yok İzmir su kriziyle ülke gündemine oturmuşken, 8 Eylül’de yaklaşık 650 bin ilköğretim öğrencisinin dersbaşı yapacağı kentteki okullarda hiçbir önlem alınmadı. İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, sorunun ‘yeni gündeme geldiğini’ belirterek, “Arkadaşlarımızla, belediye yetkilileriyle görüşüp ne önlem gerekiyorsa alacağız” dedi. Veliler ise, yetkililerin, “Şehir suyunu içmeyin” uyarılarını değerlendirirken şöyle konuştu: “Çocuklarımızın evde sağlıklı su tüketmelerini sağlayabiliyoruz. Ama okuldayken bu kontrolü yapma olanağımız yok. Çeşmelerin kapatılması da mantıklı olmaz, çünkü tuvalet ihtiyacı ve oyun sonrası çocukların ellerini yıkamaları için su gerekli.” ‘Hedefleri İzmir’CHP İl Başkanı Kemal Karataş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir’i aylar önce AKP’nin yerel seçimlerdeki öncelikli hedefi olarak ilan ettiğini belirterek, “Ortaya çıkan arsenikli su krizi de bu hedefe ulaşmak için ortaya konulan senaryonun bir parçasıdır. Arsenik bahane, halkı susuzlukla cezalandırmak istiyorlar. CHP’li belediyeyi beceriksiz göstermek niyetindeler” dedi. ‘Kullanın, içmeyin’ Ege Üniversitesi (EÜ) Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu: El yıkama, banyo yapma, çamaşır yıkama sırasında kullanılan sudaki arseniğin yüksek miktarda olması insan sağlığına zarar vermez. Ancak ağızdan alınan arsenik miktarı çok önemlidir. Y EÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa: Kenti susuz bırakmaktansa arsenikli su vermek, bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığını azaltacak bir girişim. Bir tarafta akut hastalıklar, bir tarafta kronik arsenik etkileri. İzmir böyle bir noktada.