Jandarma, İçişleri Bakanlığı'na bağlanıyor

Jandarma, İçişleri Bakanlığı'na bağlanıyor

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Jandarma Genel Komutanlığının İçişleri Bakanlığına bağlanması yönünde çalışma yürüttüklerini söyledi.

Bir özel kanalda canlı yayına çıkan Ala, Jandarma teşkilatının İçişleri Bakanlığına bağlanmasına ilişkin soru üzerine, "Jandarma ile İçişleri Bakanlığı arasındaki ilişkiler kesinlikle reforma tabi tutulmalıdır, tutulacak. Jandarma teşkilatının İçişleri Bakanlığına bağlı olması yönünde çalışmalarımız var. Çalışmayı önümüzdeki dönemde, süreç içinde gündeme getireceğiz.

Görüşmelerimizi, çalışmalarımızı yaptık, önemli kısmı tamamlandı. Jandarmanın hem askeri hem adli görevleri hem de mülki görevleri var. Ama milletin jandarmadan beklediği daha çok mülki görevler, yani asayiş ve güvenlik hizmeti. Jandarmayı, millete karşı bu işten sorumlu olan siyasi mekanizmaya ki İçişleri Bakanlığıdır bağlayacağız. Önümüzdeki dönemlerde gündeme gelecek."

"Yüksek Askeri Şura tarafından değil sizin tarafınızdan atanacak..." denilmesine karşılık Ala, "Tabii, tabii. Şu var Türkiye'de bugün TSK'nın komuta kademesi de demokrasiyi içselleştirmiş bir kademedir. Türkiye'de artık demokratik düzeni içselleştirmiş, bunun Türkiye'nin lehine olduğunu bilen bir yönetim kademesi var" ifadesini kullandı.

 

'Türkiye'ye karşı ağır bir darbe girişimi'

 

''Paralel yapı'' iddialarına yönelik İstanbul merkezli soruşturmanın önceki operasyonun devamı olup olmadığı yönündeki soru üzerine Bakan Ala, Türkiye'nin o dönem çok ağır bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldığını belirterek, şunları söyledi:

"Bu saldırılar suç işlenmeden yapılabilecek saldırılar değil. Bu, bir suç işlendiği gösteriyor, tabii bertaraf edilince. Ondan sonra idari soruşturmalar, adli soruşturmalar, bu nasıl oldu, ne oldu, niye oldu soruşturmaları devlet refleksi olarak zaten yapılır, yapıldı. O dönemden itibaren usulsüz dinlemeler, kararlar, faaliyetler, suç olanlar, olmayanlar tespit edildi, ediliyor ve süreç işliyor. İdari yönden tespit edilenlere idari cezalar veriliyor, adli olarak tespit edilenlere adli cezalar veriliyor. Soruşturmalar yürütülüyor, sorgulamalar yapılıyor.

O dönem bütün bu suç uydurma, suç oluşturma, devlet içerisine çöreklenmiş bir şebeke, bir paralel yapı, kendi amaçlarına, kendi amaçlarının da daha sonra bunlar çıkacaktır, kimlerle, hangi şekilde bu amaçlar ortaya konmuş, kimin amaçlarına hizmet ediyor, kimlerle ilişki içerisinde bu kurgular yapılmış? Bunların hepsi devlet mekanizması içerisinde Savcılarca, müfettişlerce sorgulanıyor, bulgular elde edildikçe gereği yapılıyor. "

 

'Türkiye 2002'den beri sürekli saldırı altında'

 

''Paralel yapı''nın dış bağlantılarına yönelik soru üzerine Ala, Türkiye'de 2002' den beri sürekli saldırı altında olan ama hep korunmuş bir siyasi istikrar var bulunduğunu, milletin bu siyasi istikrarın arkasında durduğunu, bunun da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında somutlaştığını ifade etti.

Ala, 2002'den beri çeşitli dönemlerde darbe girişimleri, muhtıralar, kapatma davaları ve kurumlar aracılığıyla saldırılar olduğunu ama istikrarın ve dirayetli, kararlı duruşun sürdürüldüğünü dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Allah muhafaza 17 Aralık, 25 Aralık döneminde Türkiye'nin de istikrarının tarumar edildiğini düşünün. Ne olurdu? Kimse ses çıkartabilir miydi? Millet bunu görüyor, bugün Gazze'de olanlara kimse ses çıkartabilir miydi? Türkiye bir yandan güçlenirken, bir yandan da ağır bombardımanların hedefi olduğunu artık herkes biliyor. Biz uyanık olmalıyız."

 

'Devlete karşı suç örtbas edilemez'

 

Yasa dışı dinlemelerin kapsamının çok büyük olduğunu ve operasyonların süreceğini aktaran Ala, "Bakın hukuki süreç işletiliyor. Devlete karşı, ulusal güvenliğimize karşı, milli menfaatlere karşı işlenen suçu kimse örtbas edemez, kimsenin gücü buna yetmez. Bakınız ulusal güvenlikten bahsediyoruz. Telefonları, ofisi dinleniyor Başbakanın. Nerelere servis ediliyor? Daha onlar da çıkacak. Bu memlekette bir şey gizli kalmaz. Bunların hepsi ortaya çıkar, çıkıyor" diye konuştu.