T24 - Japonya'da deprem ve tsunaminin ardından ölenlerin sayısı bin 700'ü aştı. Binlerce kişi ise kayıp. 8.9’luk deprem dünyanın en büyük nükleer santrallarından Fukuşima’da bir reaktörü patlattı. Patlama yakıt tüplerindeki aşırı ısınmadan meydana geldi. Radyasyon sızıntısı tespit edilen patlamada 2 kişi öldü. Patlama sonrası jeneratörler ve soğutma sistemleri devreye giremedi. Santrala 20 kilometredeki tüm yerleşim yerleri tahliye edildi. Bölgeye 70 km mesafeden giriş yasaklandı. Santral çevresinde yaşayanlara önlem olarak iyot tabletleri dağıtıldı. Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami felaketi sonrası içme suyu kirlenmesi ve hastalık taşıyan hayvanlar nedeniyle halk salgın hastalık tehlikesine karşı uyarıldı. 8.9 büyüklüğündeki depremin kaya kütlelerini kaydırarak kütle dağılımını değiştirmesi sonucu Dünya ekseni üzerinde 10 santimetre kaydı.
Ülkeyi vuran 8.9 büyüklüğündeki depremde ölenlerin sayısı bin 700'e aştı. Ancak depremin en kötü vurduğu bölgelere henüz ulaşılamadı.
Çok sayıda cesedin enkaz ve molozların altında olduğu sanılıyor.
Devlet televizyonu liman kenti Minamisankri’de yaklaşık 10 bin kişiden haber alınamadığını duyurdu.
Ülkede artçı şoklar sürerken, binaların birçoğu raylı sistem nedeniyle şiddetli şekilde sallanıyor.
Japonya’yı önceki gün 8.9 büyüklüğünde sallayan depremde büyük hasar alan başkent Tokyo’nun 240 kilometre kuzeyindeki dünyanın en büyük nükleer santrallarından Fukuşima’da bir reaktör dün patladı. Deprem nedeniyle soğutma sistemlerinin çalışmaması sonucu nükleer yakıt tüpleri aşırı ısınan reaktördeki patlama, sadece Japonya’da değil, tüm dünyadanükleer facia alarmına yol açtı. Reaktörde radyasyon sızıntısı tespit edildi. 2 kişinin öldüğü patlamaya, soğutmada kullanılan hidrojenin oksijen ile birleşmesi sonucu ortaya çıkan reaksiyonun neden olduğu açıklandı. Reaktör eriyip havaya uçma aşamasında, tüm dünya diken üstünde.
Çelik konteynır eriyor
Deprem Fukuşima Nükleer Santralı’nda 2 reaktörde ciddi hasara neden oldu. Santralın 1 ve 2 numaralı reaktörlerinde soğutma sistemleri, jeneratörlerin ve destek sistemlerinin de depremde hasar görmesi nedeniyle devreye girmedi. Bu nedenle depremin ardından şalterleri otomatik inen 2 reaktördeki nükleer yakıt tüpleri faal kaldı. Kaynar su sistemiyle çalışan reaktörler, suyla soğutuluyor. 2 numaralı reaktörde soğutma sistemi aşamalı olarak devreye sokuldu ancak 1 numaralı reaktörün içinde bulunduğu dev çelik konteynırda ısı kontrol dışına çıktı. Konteynırda mevcut su buharlaşınca, reaktördeki ısı daha da arttı. Reaktörün dış kabuğu ile içinde bulunduğu çelik konteynır erime tehlikesiyle karşılaştı.
Binanın çatısı uçtu
24 saat aralıksız çalışan Japonlar, reaktördeki ısıyı düşürebilmek ve ekledikleri suyun buharlaşmasını yavaşlatmak için hidrojen kullandı. Ancak yoğun hidrojen, reaktör ve konteynırın bulunduğu kapalı binadaki oksijenle reaksiyona girerek önce yüksek basınca ve ardından da şiddetli bir patlamaya yol açtı. Televizyonlardan naklen izlenen patlamada en az 2 kişi öldü, reaktörün içinde bulunduğu binanın da çatısı havaya uçtu. Soğutmada kullanılan saf hidrojen ve yoğun su buharı, kilometrelerce öteden görülecek bir dumanın oluşmasına neden oldu.
Deniz suyu dolduruluyor
Nükleer santrallardan sorumlu Devlet Bakanı Yukio Edano, hemen bir basın toplantısı düzenleyerek, “Reaktör çelik bir konteynır içinde bulunuyor. Bu konteynır da betonarme bir bina içinde. Havaya uçan binanın çatısı ve duvarları, reaktör ve çelik konteynır hâlâ sağlam. Havaya yayılan radyasyon da patlama öncesi seviyede” dedi. Reaktörü soğutma çalışmalarının canla başla devam ettiğini belirten Bakan Edano, hidrojenle soğutmanın başarısız olduğunu ve reaktörün içinde bulunduğu çelik konteynıra deniz suyu doldurulmaya başlandığını söyledi.
Bölge hızla boşaltılıyor
Devlet Bakanı Yukio Edano, sabah saatlerinde Fukuşima Daiçi Santralı’na 10 km mesafedeki tüm yerleşim birimlerinin tahliye edilmesi emrini verdi. Binlerce askerin helikopterler ve uçak kullanarak başlattığı tahliye çalışmaları devam ederken santralda meydana gelen patlama, alarmın boyutlarını değiştirdi. Devlet Bakanı Edano, tahliye bölgesini 10 km yarı çapından 20 kilometreye çıkardı, bölgeye yakın yaşayanları da evlerinden çıkmamaları konusunda uyardı. 20 km yarıçap 1256 kilometrekarelik bir alanın boşaltılması, onbinlerce kişinin tahliye edilmesi anlamına geliyor. Bu arada helikopterle tehlike bölgesinin dışına çıkartılan üç kişinin radyasyona maruz kaldığı anlaşıldı. Japon yetkililer, bu üç kişide herhangi bir hastalık tespit edilmediğini açıkladı.
Radyasyona karşı halka iyot
Japonya hükümeti, bölgedeki halka radyasyona karşı etkili iyot dağıtma kararı aldı. Evlerinden dışarı çıkmayan bölge halkı, twitter’dan panik mesajları atıyor. Bir genç kız, “Yarına sağ kalacak mıyız bilemiyoruz, korkuyoruz” diye mesaj attı. Bölge halkında depresyon ve korkunun had safhada olduğu da gelen haberler arasında. Nükleer reaktörü soğutmak için her türlü yardıma hazır olduğunu ilan eden ABD, Japonya’daki güçlerinin personel sayısını artırma kararı aldı.
2. Çernobil korkusu
Japonya’daki nükleer alarm, 1986 yılında Ukrayna’nın (O zamanki SSCB) Çernobil kentindeki kazayı hatırlattı. Çernobil’deki nükleer santralin 4 numaralı reaktöründe meydana gelen patlama binlerce ton nükleer tozun havaya karışmasına neden olmuştu. Japonya’nın Fukuşima santralındaki çalışmaları bölge ülkeleri yakından takip ediyor. Meteoroloji yetkilileri, reaktör civarında rüzgarın yönünün güneyden kuzeye doğru olduğunu açıklaması üzerine kuzeydeki Rusya gelişmeleri daha yakından izlemeye başladı.
Felaket sonrası salgın tehlikesi
Japonya’da yaşanan tsunami felaketi sonrasında, uzmanlar yaşanabilecek salgın hastalıklar konusunda uyarıda bulundu. ABD Hastalık ve Korunma Merkezleri (CDC) tarafından yapılan bir açıklamaya göre, tsunami dalgaları yiyeceklerin ve içme suyunun kirlenmesine neden olurken, hastalık taşıyan hayvanların sayılarını da artırıyor. Uzmanlar ayrıca, 2004’te Asya kıtasının güneydoğusunda yaşanan tsunami felaketi sonrasında bölgede artış gösteren anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara da dikkat çekiyor. CDC, milyonlarca insanın evlerinden olmalarına neden olan tsunami faciası ile bağlantılı hastalıkları açıkladı:
Kolera: Bakterilerin neden olduğu ve hastada kusma ile ishal yaratan bu ölümcül hastalık Haiti’de 2010 yılında yaşanan deprem sonrasında 120 bin kişide görüldü. Hastalık kirli su ve yiyeceklerden geçiyor.
Japon ensefaliti: Beyin iltihabına neden olan bu hastalık özellikle sivrisinekler tarafından taşınan virüslerden ve bakterilerden geçiyor. Hastalığın gelişiminde ise, felç, koma ve son olarak ölüm görülüyor. Sivrisinekler bu hastalığı kirli sulardan alıyor.
Veba: İnsanlar bu hastalığı yayan pireleri taşıyan fareler ile yakınlaştığında rahatsızlık baş gösteriyor. Antibiyotik kullanılmaz ise veba ölümcül olabiliyor.
Hepatit: Kişi kirlenen su ve yiyeceklerde bulunan mikroskobik miktardaki bulaşıcı dışkıyı vücuduna aldığında hastalık baş gösteriyor. Ateş, yorgunluk, bulantı, kusma ve eklem ağrısı şikayetlerini oluşturan bu hastalıktan kurtulmak aylar sürebiliyor.
Cryptosporidiosis: Crypto olarak bilinen hastalık, lağım suyu bulaşmış içme sularından hatta havuz ve nehirlerden bile geçebiliyor. Hastalık, ateş, bulantı, kas ağrıları, kusma ve ishale neden oluyor.
Rotavirüs: Bu enfeksiyon ishal, kusma, ateş ve kas ağrılarına sebep oluyor. Mikrop bulaşmış su veya yiyecek ile vücuda alınabilir.
Tetanoz: Bakteriyal bir hastalık olan tetanoz, cilt içerisine geçerek bulaşır. Doğal afetler sonrasında oluşan enkazlarda bulunan tetanoz mikropları, afetzedelerin açılmış yaralarından geçerek vücuda yayılabilir.
Tifo: Ölümcül olabilen bu hastalık, kişide yüksek ateş, zayıflık ve karın ağrısı meydana getirir. Salmonella adlı bakterinin neden olduğu hastalık, genellikle antibiyotik yardımı ile atlatılıyor.
Kuş gribi: Tsunami felaketi, kuş gribi hastalığında da artış görülmesine neden olabilirken, nefes alma problemleri, göz enfeksiyonları, kusma gibi belirtileri bulunur.Şigelloz: Bakteriyal bu hastalık, kanlı ishal, ateş, ve karın kramplarına neden olur. Kişilere mikroplu tuvaletlerden geçer. Hastalar 1 haftada iyileşir.
Deprem dünyanın eksenini kaydırdı
Japonya’daki 8.9 büyüklüğündeki depremin kaya kütlelerini kaydırarak kütle dağılımını değiştirmesi sonucu Dünya ekseni üzerinde 10 santimetre kaydı.
ABD Coğrafi Araştırmalar Merkezi de Japonya adasının 2.4 metre hareket ettiğini açıkladı. NASA’da çalışan jeofizikçi Richard Gross, “Kütlesindeki bu kayma nedeniyle Dünya’nın kendi etrafında dönme hızı 1.6 mikrosaniye (saniyenin milyonda biri) kadar arttı. Bu da günlerin günlerin 1.6 mikrosaniye kadar kısalması anlamına geliyor” dedi. Depremler, yüzlerce kilometre boyunca uzanan kaya kütlelerini metrelerce kaydırarak yerküredeki kütle dağılımını değiştirebiliyor; bunun sonucunda Dünya’nın ekseni ve yörüngesi de değişiyor. 2004 yılında Sumatra’yı vuran ve Hint Okyanusu’nda tsunami dalgaları yaratan 9.1 büyüklüğündeki deprem de günleri 6.8 mikrosaniye kısaltmıştı. 2010’daki Şili depreminde de eksende 8 santimetrelik bir kayma olmuş, günler 1.26 mikrosaniye kısalmıştı.
Kayıp gemi bulundu
Öte yandan, tsunaminin dev dalgalarına kapılıp kaybolan gemi, Miyagi bölgesinde bulundu.
Gemideki 81 yolcu, ordu ve sahil güvenlik helikopterleri tarafından kurtarıldı.
Ordudan yardım
Kurtarma çalışmalarına binlerce askerin yanı sıra uçak ve 25 gemi de destek veriyor.
Başkent hayalet kente dönüştü
Başkent Tokyo'nun, en işlek caddelerine tamamen sessizlik hakimken, şehir merkezindeki irili ufaklı marketlerde halkın stok yapması nedeniyle tezgahlarda boş raflar gözlemleniyor.
Televizyonlarda halkı sık sık uyaran yetkililer, deprem ve tsunami yüzünden kapanan nükleer santraller nedeniyle elektriğin idareli kullanılması hususunda çağrıda bulunuyor.
Ayrıca iç bölgelerde benzin satışının olmadığı, Tokyo'da ise araç başı 15 litreden fazla benzin verilmediği belirtiliyor.
Şehir genelinde boş sokakların hakim olduğu caddelerde çok az sayıda insan ve araca rastlanıyor.
Şehir içi ulaşım tam anlamıyla hizmete girmediği için kentin etrafında bulunan uydu kent ve havaalanlarından şehir merkezine ulaşım güçlükle sağlanıyor.
Kiralık araç bulunmuyor
Özellikle şehrin 70 kilometre dışında bulunan Narita havaalanı yolunda kilometrelerce uzayan araç kuyrukları dikkati çekiyor.
Türkiye ve dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen birçok basın mensubu araç bulmaya çalışırken, şanslı olanlar Tokyo'nun şehir merkezine ulaşıyor. Ancak yetkililer birçok kiralama şirketinin araç kiralamadığını aktarıyor.
Bölgeyi havadan izlemek için helikopter bile kiralanamıyor. Hava ulaşım şirketleri ellerinde yeterli helikopter olmadığını ve hepsinin kiralandığını belirtiyor.
Şehir merkezinde kısa aralıklarla artçı şoklar hissedilirken, binaların birçoğu raylı sistem nedeniyle şiddetli şekilde sallanıyor.