JAPONYA'DAKİ DEPREM TÜRKİYE'Yİ ETKİLER Mİ? ÇANAKKALE (A.A)

-JAPONYA'DAKİ DEPREM TÜRKİYE'Yİ ETKİLER Mİ? ÇANAKKALE (A.A) - 11.03.2011 - Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışma Kurulu Üyesi, Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'da meydana gelen depremle ilgili olarak, ''Plakalar sürekli hareket ediyor. Bu hareketle birlikte doğal olarak uzun mesafelerde, ülkemizin de bulunduğu coğrafyada muhakkak bir etkisi olacaktır'' dedi. Aynı zamanda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'daki depremin çok derin bir deprem olmadığını, sığ denilebilecek bir derinlikte yaşandığını, dolayısıyla etkisinin çok büyük olduğunu söyledi. Bir yandan dev dalgaların çok büyük bir su kütlesini karaya doğru sürüklediğini, bunun bir sonraki aşamasında ise suların karadan denize doğru hareketiyle büyük bir felaketle karşı karşıya kalınacağına işaret eden Tatar, Japonya'nın bir deprem bölgesi olduğunu, bakıldığında bu depremin Japonya için büyük bir sürpriz olmadığını bildirdi. -600 ATOM BOMBASI BÜYÜKLÜĞÜNDE ENERJİ AÇIĞA ÇIKTI- Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'daki depremin ardından hemen akla, ''Türkiye'de böyle bir deprem bekleniyor mu?'', ''Bu deprem Türkiye'yi tetikler mi?'' sorularını akıllara getirdiğini söyledi. Japonya'daki depremi büyük bir deprem olarak nitelendiren Tatar, şu bilgileri verdi: ''Basitçe tarif etmek gerekirse, yaklaşık 600 atom bombası büyüklüğünde bir enerji açığa çıkarttı. Doğal olarak yer kabuğunda bir etki yarattı. Bu etki kısa mesafede ya da daha uzun mesafelerde bir şekilde kendisini gösterecektir. Depremin ardından yaşanan artçı sarsıntıların Çin'de, Tayvan'da, Kore'de hissedildiğini biliyoruz. 7 ve bunun üzerinde artçı depremler olduğunu görüyorsunuz. Bu şiddetteki artçı bile başlı başına çok büyük bir etki yaratıyor. Artçı sarsıntıların bölgede uzun bir süre devam edeceğini söylemek mümkün.'' Tatar, daha geniş ölçekte bakıldığında, yer kabuğunun sürekli hareket halinde olduğunu, plakaların sürekli hareket ettiğini, bu hareketle birlikte doğal olarak uzun mesafelerde, Türkiye'nin de bulunduğu coğrafyada muhakkak bir etki yaratacağını söyledi. ''Ama doğrudan doğruya bu depremin bizdeki bir takım fayları tetiklemesi hemen bugün olacak bir şey değil'' diyen Tatar, şöyle konuştu: ''Zaten ülkemiz büyük bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle 17 Ağustos 1999 depreminden sonra Kuzey Anadolu fay zonu üzerindeki enerjinin birikimi, tamamen batıya doğru göç etti. Bu enerji tamamıyla Marmara Denizi'nin içinde bulunmakta. Çok fazla bir zamanımız yok. Önümüzdeki 8-10 yıllık süreçte Marmara Denizi içinde, Kuzey Anadolu fay zonunun kırılmayan parçaları üzerinde büyük bir deprem beklentimiz var. Bu tabi zaman zaman speküle edilebiliyor. Ama şu bir gerçek burada bir deprem bekliyoruz. Bu depremin büyüklüğünü sormak yerine çok farklı bir şekilde olaya yaklaşıp, gerçekten ciddi önlem almamız gerekiyor.'' -TSUNAMİ BİZİ ETKİLEYECEK- Orhan Tatar, Türkiye'de olası bir depremde tsunami riski bulunan bölge olup olmadığı yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi: ''Marmara'da tarihsel süreç içinde meydana gelmiş pek çok deprem var. Depremleri incelediğimizde, İstanbul kıyılarında tsunaminin olduğuna dair bir takım veriler bulunuyor. Tsunaminin etkisiyle 2-3 metreye yükselen dalgaların olduğunu biliyoruz. Ama Marmara Denizi bir iç deniz olduğu için, depremin ardından yaşanabilecek olası bir tsunaminin dalgaların büyüklüğünü bugün Japonya'da olanla karşılaştırmak çok farklı bir şey. Çünkü orada açık bir deniz, muazzam bir su kütlesi var. İstanbul örneği ile Japonya'yı karşılaştırmak çok doğru değil, ama buradan daha farklı bir noktaya gitmekte fayda var. Aslında Türkiye'nin güneybatı kıyılarına baktığımızda tsunami için çok açık bir bölge. Şu anda Japonya'da ne oluyorsa, Türkiye'nin güneybatısında da jeolojik anlamda o oluyor. Dolayısıyla bugün depremsellik açısından bakıldığında Girit ve Rodos adalarının açıklarında, Ege Denizi'nin içinde muazzam bir sismik aktivite var. Bu bölgede meydana gelebilecek 7 ya da üzerinde şiddetindeki bir sarsıntıda, kesinlikle bizim güneybatı kıyılarımız hem depremsellik hem da tsunami açısından etkilenecektir. Olaya daha çok burada yoğunlaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum.''