Jeffrey: PKK silahsızlandırılmalı, nokta

Jeffrey: PKK silahsızlandırılmalı, nokta

T24 - Bağdat’ta göreve başlayan ABD Büyükelçisi Jeffrey, Kılıçdaroğlu’nun genel afla ilgili önerisine, “Öncelikle, biz PKK’nin silahsızlandırılması gereğine inanıyoruz. Nokta… Af konusuna gelince, bu da Türkiye’yi ilgilendiren bir başka iç mesele... Bu tip soruları yanıtlamam Türkiye’de yeterince tehlikeliydi ve Irak’ta bir büyükelçi olarak yanıtlamam daha da tehlike arz etmekte” dedi.Cumhuriyet gazetesinden Bahadır Selim Dilek'in "PKK’nin silahsızlandırılması gereğine inanıyoruz. Nokta…" başlığıyla yayımlanan (7 Eylül 2010) James Jeffrey mülakatı şöyle:

PKK’nin silahsızlandırılması gereğine inanıyoruz. Nokta…Ankara Büyükelçiliği’nin ardından ABD Başkanı Barack Obama’nın Bağdat’a atadığı James Jeffrey, PKK, Irak, ve Türkiye-Irak ilişkileri konusunda kritik mesajlar verdi. Jeffrey, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği ve PKK’nin silah bırakması durumunda genel affın gündeme gelebileceği yönündeki sözlerine ilişkin “PKK’nin silahsızlandırılması gerektiğine inanıyoruz. Nokta...” değerlendirmesi yaparken, genel af konusunda yorum yapmayı “tehlikeli” buldu.

Bağdat’ta göreve başlamasından sadece 10 gün sonra Cumhuriyet’e konuşan Jeffrey şu ifadeleri kullandı: “Buraya geleli 10 gün oldu ve Iraklılar yeni hükümetin kurulma aşamasında neler yapmaktalar onları gözlemlemeye odaklandım. Şiddet olaylarında yaşanmakta olan dramatik azalış, ülkenin genel durumundaki iyileşmeler, ki bu iyileşmeler bana 2 misli dramatik görünmekle birlikte ABD, Irak’ta yeni bir sayfa açmaya hazırlanmakta. Bölgede 5 yıl önce bulunup çok daha kötüsünü gözlemlediğimi söylemek isterim. Irak ve ABD halkları ilişkilerinde yeni bir geçiş dönemi yaşamaya karar verdiler. Irak’ta muharip rolümüze son verildi.” Jeffrey’in değerlendirmeleri şöyle:

- Şimdi önceliğiniz ne olacak?

Şu anda Irak ordusunun eğitim ve teçhizatlandırılmasına odaklandık. İsyana karşı koyma faaliyetleri yanı sıra terörle savaş artık bu kuvvetlerin görevidir. Sivillerin ve askerlerimizin güvenliklerini teminat altına alabilmek adına istihbarat ve müşterek terörle mücadele operasyonlarında kendilerine destek ve yardımlarımız söz konusudur. 2007 yılında karşılıklı imzaladığımız iki ayrı anlaşmanın yanı sıra yeni ilişkilerin oluşturulması üzerinde de çalışıyoruz. Bunlar sadece güvenlik boyutu ile sınırlı kalmayıp, Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan ile olageldiği üzere yakın dostların normal diplomatik ilişkilerini de kapsıyor.

- Peki hükümet çalışmaları?

Ülkenin pek çok sorununun çözülmesi için ümidimiz Irak hükümetinin çabucak oluşturulup ayağa kalkması ve bunu olabildiğince kucaklayıcı şekilde gerçekleştirmesidir.

El Maliki ile uyumlu çalıştık

- Burada Tahran’a yakınlığıyla bilinen el Maliki’yi desteklediğiniz görüşü yaygın. ABD’nin İran’a yaklaşımıyla ters düşmüyor mu?

- Hiçbir yabancı devlet tek bir kişi veya tek bir partiyi taraf olarak gözetemez. Böylesi bir davranış ne bir ülkeye ne de herhangi bir ülkenin diplomatına uygundur... Irak’ın dostları olarak bizler -aynı Türkiye için söz konusu olduğu gibi- kendi demokrasi tecrübelerimizi aktarabilir, hükümetin oluşturulması sırasında önerilerde bulunabiliriz. Irak hükümetinin toparlayıcı ve çözüm üreten zeki bir oluşum olması biz Amerikalıların bölgedeki çıkarları için de önemlidir. Başbakan el Maliki ile çok uyumlu çalıştık, 5 yıl önce Başbakan Allavi ile gayet uyumlu çalıştık…Cumhurbaşkanı Talabani ile uyumlu çalışmalarımız oldu..

- Şöyle sorayım o zaman, Irakiye birinci parti olarak çıktı. Sizin hükümet formülasyonunuz nasıl?

Söyleyeceklerim yalnızca durum tesbiti olup bir tavsiye olarak görülmemelidir. Kurulacak olan hükümetin olası çekirdeğini elbette iki ana grup temsil edecektir. Allavi ve Maliki, çünkü bu gruplar 325 sandalyeli meclisin 180 sandalyesini temsil ediyor.

- Anayasaya göre Allavi’nin başbakan olması gerekmiyor mu?

- Bu Irak halkının karar vermesi gereken hukuki bir sorundur. Diğer seçimlerden bizim tecrübemiz, her kim veya hangi koalisyon yönetime talip olacaksa, halkın tamamına açık yanıtlar ve çözümler sunabilmelidir.

- Kılıçdaroğlu’nun PKK’nin koşulsuz silah bırakması durumunda genel affın düşünülebileceği önerisine bakışınız nedir?

- Öncelikle, biz PKK’nin silahsızlandırılması gereğine inanıyoruz. Nokta…Af konusuna gelince, bu da bir başka Türkiye’yi ilgilendiren iç mesele... Bu tip soruları yanıtlamam Türkiye’de yeterince tehlikeliydi, Irak’ta büyükelçi olarak yanıtlamam daha da tehlike arz etmekte. Bir başka soruya geçelim.

- Irak’ta Türkiye’nin rolü ne olur?

- Kuzeyde olağanüstü varlık gösteriyorsunuz, genel ticaret hacminiz 6 milyar dolar civarında. Bu hacim İran’ın ticaret hacminin biraz altında ve pek çok ülkeninkinin hayli üzerinde. Kerkük-Ceyhan boru hattı üzerinden günlük ortalama 400 bin varil petrol nakli söz konusu ve ümidimiz odur ki, bu seviye 200 bin varil kadar şimdiki kapasitenin üzerine çıkabilecektir. Bizler, Türkiye gibi bir ortağımızın olması nedeni ile çok memnunuz ve çok olumlu ilişkiler içerisindeyiz.