İzmir Bayraklı’da 6.9 büyüklüğündeki depremin neden olduğu yıkımın ardından gözler, büyük bir depremin beklendiği İstanbul’daki riskli zeminlere çevrildi. Uzmanlar, İstanbul’daki eski dere yatakları, Marmara Denizi’nin Zeytinburnu’ndan Silivri’ye uzanan kıyı bandı ile Büyük ve Küçükçekmece Gölleri’nin çevreleyen alanların gevşek alüvyon çökellerden oluştuğu uyarısında bulundu.
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, İstanbul’da tepelere çıktıkça zemin riskinin azaldığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Cenk Yaltırak, İstanbul'da yaşanacak olası bir depremde en riskli bölgelerin kıyıya yakın bölgeler olduğunu belirterek, "Aralarında Ayamama, Cendere, Ayazmadere, Kurbağalıdere, Kuşdili, Kağıthane, Göksu, Küçüksu, ve her iki Çekmece Gölleri’nin kıyı kesimleri taşıma gücü çok düşük, deprem yükleri altında yumuşama eğiliminde olan zemin yapısına sahip alanlar. Büyük depremde en riskli yerler alüvyon vadiler. Bu kuşaklarda yapılaşma olmaması veya çok sağlam yapı stoğunun olması gerekir. Büyükçekmece, Ataköy, Bakırköy ve Zeytinburnu sahili de zemin açısından en riskli bölgeler" dedi.
Alüvyon zeminlere kurulu yapıların deprem sırasında zemin büyütmesine maruz kaldıklarını dile getiren Prof. Dr. Yaltırak, zeminin depreme etkisini de şu şekilde anlattı: "Depremin şiddeti dediğimiz, ortaya çıkan sarsıntı veya titreşim gücü. Yüzey büyütmesi olan binalar daha uzun titreşip, sallanırken, yüzey büyütmesi olmayan veya en az olan sağlam zemindeki yapılarda sallanma daha kısa sürer. Bayraklı’da yıkılan Rıza Bey apartmanının video görüntülerinde deprem büyütmesi açıkça görülüyor. Depremin 40. saniyesinde kolon patlıyor. Belli ki yapının giriş katındaki kolon traşlanmış. Köşe kolon patlayınca bina olduğu gibi çöküyor. Normalde kaya zemin olsa salınım 15 saniye sürecek ancak lapa gibi zeminde 45 saniye salınım söz konusu. İstanbul’un Bayraklı’ya benzer zeminlerinde de olası depremde uzun sürecek salınım tehlikesi var."
Prof. Dr. Yaltırak’ın İstanbul’un zemin açısından riskli bölgelerine yönelik tespitleri de şöyle: “Vadi alüvyonlarında yumuşak kil dediğimiz katman egemendir. Silivri’den Beylikdüzü’ne uzanan kesimdeki zemin yumuşak dediğimiz deprem büyütmesine yol açacak özellikte. Bölgenin zemini, kil, kömür, kum ve çakıldan oluşuyor. Deprem dalgaları zeminde kayda değer büyütmeye neden olabilir. Bakırköy ve Ataköy sahil bandı da alüvyonlardan oluşan bir bölge olduğundan zemin riski taşıyan yerlerden. Kadıköy’deki Kurbağalıdere ve Kuşdili bölgesi de kil ve çamurdan oluşan riskli zemine sahip yerler.
Bu yumuşak tabaka deprem büyütmesi yaratabilir. Çok konuşulmayan, dile getirilmeyen zemini riskli yerler arasında Kasımpaşa, Beşiktaş, Göktürk, Vatan Caddesi de yer alıyor. İstanbul’da insan eliyle yapılan dolgu alanlar da çok riskli.”
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan da İstanbul’un zemin açısından İzmir’e göre daha şanslı bir kent olduğunu belirterek, "Şehrin büyük kısmı kaya zemin üzerine oturuyor. Ancak Ataköy’den Florya’ya uzanan kıyı bandı ile her iki Çekmece Gölü’nün çevresi Bayraklı’daki gibi kıyı alüvyonlarından oluşuyor.
Çırpıcı Deresi’nin olduğu hattın zemini de yumuşak. Anadolu Yakası’nda ise Kurbağalıdere ve çevresi zemin riskli alanlar" dedi.