Davut CAN/İZMİR, (DHA)- İZMİR\'de, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) İl Temsilciliği tarafından düzenlenen, \'Çocuk İstismarının Nedenleri ve Koruyucu Önlemler Çalıştayı\' başladı. İki gün sürecek çalıştayda konuşan Aile ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdürü Nesim Tanğlay, \"En önemlisi koruyucu ve önleyici hizmetler alanında atılacak adımlar. Aksi halde sadece ihmal ve istismara uğramış çocuğun yaşadıklarını tedavi etmeye çalışıyoruz, ama önemli olan istismara maruz kalmadan önce toplumu bilgilendirmek\" dedi.İzmir Valiliği ve Dokuz Eylül Üniversitesi\'nin destekleriyle KADEM tarafından düzenlenen ve iki gün sürecek olan \'Çocuk İstismarının Nedenleri ve Koruyucu Önlemler Çalıştayı\', Balçova Termal Otel\'de başladı. Çalıştaya, İzmir Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, Aile ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdürü Nesim Tanğlay, KADEM İzmir Temsilcisi Gamze Suznak Kızılırmak\'ın yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve davetli katıldı. Çalıştayın ilk gününde, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Şevki Sözen, İzmir Cumhuriyet Savcısı Necmi Uğur Kamber, Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Alev Fatoş Parsa, Avukat Sakiye Pehlivan, Gazi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Yaşar Şahin ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Bağ konuşmacı olarak yer aldı.4 MASADA ÜÇ OTURUMAçılış konuşmasını yapan KADEM İzmir Temsilcisi Gamze Suznak Kızılırmak, kuruldukları günden bu yana kadın meselelerini, demokrasi ve adalet penceresinden ele alarak çözüme kavuşturma gayreti içinde olduklarını, şiddetin her türlüsüne karşı çıktıklarını belirterek, \"Söz konusu bir çocuksa vicdanlarımızın üzerindeki yük daha da artmaktadır. Toplum olarak artık bu tarz olayları kaldıramaz hale geldiğimiz açık ve net. Geleceğimiz olan çocuklara daha iyi dünya sunmak için çalışan bizler, bölgemiz ve ilimizde neler yapabileceğimizi konuşmak için toplandık. Çalıştay süresince 4 ayrı masada toplam 3 oturumla istismarın nedenleri ve çözüm önerileri oluşturulacak. Çalışmalarımızı Ankara’daki karar mekanizmalarına göndererek istismarın önlenmesi noktasında katkı sunmayı amaçlıyoruz\" dedi.\'ÖNEMLİ OLAN İSTİSMARA MARUZ KALMADAN ÖNCE TOPLUMU BİLGİLENDİRMEK\'Çocuk ihmali ve istismarına yönelik, bakanlık olarak önemli çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Aile ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdürü Nesim Tanğlay, ihmal ve istismar konusunun sadece bir ya da birkaç kurumun üzerinden gelebileceği bir alan olmadığını belirterek, \"İzmir’de bu anlamda ciddi bir işbirliği var. Tüm birimler ciddi bir şekilde mücadele veriyor, ancak kat etmemiz gereken çok fazla iş var. En önemlisi koruyucu ve önleyici hizmetler alanında atılacak adımlar. Aksi halde sadece ihmal ve istismara uğramış çocuğun yaşadıklarını tedavi etmeye çalışıyoruz, ama önemli olan istismara maruz kalmadan önce toplumu bilgilendirmek. Bu anlamda topyekün teyakkuz halinde olmalıyız. Çocuklarla yakın temasta bulunan meslek gruplarının çok dikkatli olmasını önemsiyoruz. 10 gün önce bir öğretmen çocukların bedenini anlatırken öğrencilerden birinin ifadesinden yakaladığı bir vaka ile karşılaştık. Aile içi bir istismar vakasını gün yüzüne çıkardı. O yüzden bu meslek gruplarının eğitilmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi çok önemli\" diye konuştu.\'TÜRKİYEDE\'Kİ ENSEST VAKALARIN PEK ÇOĞU GİZLİ KALIYOR\'İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Şevki Sözen ise, çok sayıda vaka ile karşılaştığını, ancak son dönemdeki duyarlılık artışından dolayı memnun olduğunu belirterek, şunları söyledi:\"Bir tek terlik, tokat, çimdik... ‘Dayak cennetten çıkmadır’ lafları bizim kirli bilgilerimiz. Böyle bir şey yok. Bunların hepsi dayaktır. Her dayak fiziksel istismardır. Fiziksel istismar, çocuğun bedensel bütünlüğüne zarar veren davranışlardır, sadece kolunu kesmek, gözünü çıkarmak değildir. Çocuklarımızın söylemini dikkate almalıyız. Türkiye’de yaşanan ensest vakalarının pek çoğu gizli kalıyor. Ayıptır, aile içinde gizli kalır diye. Korumak için onlara hayır demeyi öğretelim, sır saklamamasını öğretelim. Anlatabilecek güveni onlara verelim ve lütfen bazı bölgelerinin özel olduğunu, gerektiğinde hayır demesini bilsin bizim çocuklarımız. Bunun artık aile içi değil, toplumsal bir mesele olduğunu bilmek zorundayız. Sivil toplum kuruluşları, halkla iç içe olan kuruluşlardır. Doğal olarak adli makamlara sesini duyurarak halkın sesi olabilecek kuruluşlardır. Suçlu insan yoktur, yanlış eğitilen insan vardır.\"İzmir Cumhuriyet Savcısı Necmi Uğur Kamber, çocuk istismarı suçlarındaki hukuki mevzuat hakkında bilgiler verdi. Kişilerin, toplumda hata sayılan davranış gösterdiklerinde bunun karşılığında bir yaptırımın uygulanması gerektiğini belirten Kamber, \"Yargı biraz ağır olabilir, toplumsal ihtiyaçlara beklenen ölçüde karşılık veremeyebilir ama kişinin hürriyetini kısıtlayacağınız bir yaptırım uygulayacaksınız, çok dikkatli olmanız gerekir\" dedi.
FOTOĞRAFLI