Kadıköy Belediye Başkanı'ndan 'nikâh' yorumu: Din, Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar siyasileşmemişti

Kadıköy Belediye Başkanı'ndan 'nikâh' yorumu: Din, Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar siyasileşmemişti

Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, müftülüklere nikâh kıma yetkisi veren yasa tasarısının Türkiye Büyük Milelt Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda kabul edilmesinin ardından yapılan değişikliği değerlendirdi. İnsanların dini referansla yönetilmek istendiğini ifade eden Nuhoğlu, Dini referanslı siyaset yapmak doğru değil. Din, Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar siyasileşmemişti" dedi.

Duvar'dan Ahmet Külsoy'un haberine göre Nuhoğlu, İstanbul’da son yıllarda artan yapılaşmayı da eleştirdi. Kendisi de inşaat mühendisi olan Nuhoğlu kentlerin beton bariyerlerle çevrildiğini insanların nefessiz kaldığını söyledi. İnşaatla kalkınma ve ekonomik büyüme olamayacağını savunan Nuhoğlu, şöyle dedi: 

“İnşaat sektörü ekonomik model değildir. İnşaat insanların ihtiyaçlarına göre yapılması gerekir. Yatayda yer kalmadığı için dikey inşaatlar kentlerin böğrüne saplandı.”

Bir ilde, ilçede, mahallede kentsel dönüşüm yapılacaksa, o kentin tarihi dokusu, aile yapısı, komşuluk ilişikleri, coğrafi yapısı, insan ihtiyaçları saptanıp sivil toplum örgütlerinin katılımı ile yapılması gerektiğini kaydeden Başkan Nuhoğlu, “Bu dönüşüm ortak yaşam alanlarına dokunulmadan yapılmalı” diye konuştu.

"İnşaat uzun vadede istihdam yaratmaz"

İnşaat sektörünün uzun vadede istihdam sağlamayacağını ve  işsizliği önleyemeyeceğini söyleyen Nuhoğlu “Yeni yapılan binalarda eski yerleşimciler yaşayamaz. Bu insanlara  hadi buradan git deniliyor’. Mahalle kavramı yok ediliyor. Komşuluk kaldırılıyor. Bunun adı kentsel dönüşüm olamaz” dedi.

Fikirtepe’deki kentsel dönüşüme de değinen Başkan Nuhoğlu şöyle konuştu:

“Fikirtepe’deki kentsel dönüşümün dışındayız. Müdahale etme yetkimiz yok. İBB (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) şu anda ora ile ilgilenmiyor. Aslında burada bir dönüşüm yapılacaksa, İBB, Kadıköy Belediyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kolektif karar almalıydı. Maalesef yasal olarak sürecin dışındayız. 2012 yılında başlayan süreç daha hızlı gitmesi lazım. Her taraf toz toprak içinde. Orada ölçüm yaptık, 70 olması gereken değerler 140 civarında. Kadıköylüler de tozdan topraktan etkilendi. Beton santrali vardı kontrol altına alındı daha sonra da kapatıldı. Ankara’nın toz bulutlarını görmesi mümkün değil. İnşaatın kutsal bir iş olmadığını gördük.”

"Halk demokratik direnç göstermiyor"

İstanbul’un deprem riski altında olduğunu belirten Başkan Nuhoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“İstanbul’da deprem riski olmadığını söyleyen var mı, yok. Peki toplanma alanları yeterli mi? Hayır yetersiz. Kadıköy’de 80 tane toplanma alanı var. Üsküdar’la Haydarpaşa arasında geniş bir alan var. Selimiye Kışlası’na kadar uzanıyor. Yasa ile bu alan koruma altına alınmalı. Türkiye’de kamu alanları gelir kaynağı olarak görülüyor. Bu yanlış. Adı üzerinde kamu malı. Kimin malını kime satıyorsun? Kamu alanları yanı halkın arazileri nasıl satılıyor? Ölçü – kriter ne? Ben yaptım, ettim olmaz. Maalesef halk da kendi yaşam alanları satılırken demokratik direnç göstermiyor.”

"Seçmenin iradesine saygısızlık"

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP'li eski Başkanı Kadir Topbaş’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın isteği doğrultusunda istifa etmesini "seçmenin iradesine saygısızlık" olarak niteleyen Nuhoğlu, şunları dile getirdi:

“Sayın Kadir Topbaş ile, zerre kadar siyasi, ideolojik ortak paydamız yoktur, olmaz da. Bir sıkıntı varsa, var, Kadir Topbaş’a oy veren insanlar ve Belediye Meclis üyeleri var. Görevden alma işi bu insanların görevi. Seçimle gelmiş bir insan demokrasi içermeyen yöntemle görevden alınırsa biz ülkede demokrasiyi nasıl kurumlaştıracağız. Yolsuzluk iddiaları varsa seçmen ve Meclis görevini yapar, belgelerini yargıya verirsin. Türkiye’de Meclisler uzun yıllar yetkilerini tek insana verdiler. İBB seçim yaptı. Tayin edilen insanı göreve getirdiler. Yanı yukarıdan gelen emre itaat ettiler. Her birey kendi özgür kararını vermeli.”

"Fatsa'da nerede yanlış yapıldı bunlar konuşulmalı"

Fatsa’da Fikri Sönmez’in 1979’da Belediye Başkanı seçilmesiyle yaşanan süreci "dinamik bir oluşum" diye niteleyen Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, geçmişin deneyimlerinden yararlanılması gerektiğini belirterek, şöyle dedi:

“Bugün Fatsa’nın durumu ne? Nerelerde yanlışlar yapıldı? Bunlar konuşulmalı ki geleceğe günümüze ışık olsun. Biz şu anda Cumhuriyet’i ve laikliği tartışır hale geldik. Nasıl bir İstanbul, nasıl bir Türkiye istiyoruz. Bu kavramları demokratik zeminde tartışıp konuşmak zorundayız.”

“Türkiye’nin demokrasi alanında en büyük zaafı yerel yönetim yetkilerinin sınırlı olmasıdır” diyen Nuhoğlu şunları kaydetti:

“Üzülerek söylüyorum, demokrasi kültürümüz çok zayıf. Yerelde yetkilerin artırılması gerekiyor. Yerelde yönetici halka birlikte planlama yapabilmeli. Avrupa’da eğitim, sağlık hatta güvenlik yerel yönetimlerde. Muhtar geliyor ‘Başkanım A okulunun eksikleri var, yardımcı olur musun?’ diyor. Yapıyorum. Bundan rahatsızlık duymuyorum. Peki kaynağı nereden aktaracağım. Yerel yönetimler yasalarla ekonomik ve siyasi olarak güçlendirmeli. Merkezin yapması gereken şey yereller arasındaki koordinasyonu sağlamak olmalıdır. Halkta oy verdikten sonra kenara çekilmemeli. Sorumluluk almalı. Ben de bileyim ki halk bana hesap sorar. Bu noktada Kent Konseyleri ve mahalle muhtarlarının demokratik işlevleri olmalı. Yurttaş belediyenin karşısına örgütlü olarak çıkmalı.”

"Müftü nikâhında bence sorun yok"

Müftülerin evlenen çiftlere nikâh kıymasının kendince bir sakıncası olmadığını söyleyen Nuhoğlu, şu görüşleri dile getirdi:

“Bence müftüler kıysın bence sorun yok. ‘Sen belediyeye gideceksin, sen müftüye gideceksin’ insanlara denir mi? İnsanlar dini referanslarla yönetilmek isteniyor. Dini referanslı siyaset yapmak doğru değil. Din Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar siyasileşmemişti. Bunun topluma olduğu kadar dine de zararı vardır. Bu uygulama tamamen gündem değiştirmeye yönelik çalışmadır. Laiklik din özgürlüğünü de korur.”

Solun bazı kesimlerinin ciddi muhafazakarlık örneği gösterdiğini savunan Nuhoğlu, şunları kaydetti:  “

‘Bu iş böyle olacak’ diyor. Hayır kardeşim, konuşalım, tartışalım ortak akıl ortaya çıkartalım. Ben bir iş yapıyorsam, seninle aynı görüşte değilsem, yapılan iş doğru ve halkın çıkarlarıyla örtüşüyorsa neden karşı çıkıyorsun? Sol kendini psikolojik baskı altında hissetmemeli. Herhangi bir sorun çıktığı zaman birey kendi düşüncesini söylerken’ konuşursam tepki alırım’ dememeli. Bu sorunun çözümünde benim görüşüm bu demeli. O zaman sol süreci daha iyi yönetir aşar. Geçmişe takılıp kalmamak gerekiyor. Mevcut durumda neyi, nasıl güç birliği ile beraber yapalım demesi lazım. Sadece kendi düşüncesi değil, geniş insan topluluklarının düşünesi de sorunun çözümüne ışık tutmalı.”

"Yanlışımız varsa halk öneri getirsin düzeltelim"

Aykurt Nuhoğlu, şöyle devam etti: “Biz sol olarak yıllardır iktidarlara kızarak, eleştirerek yol almaya çalıştık. Biz onlardan daha iyi şeffaf olmalıyız. Kadıköy’de bir çok platform var. Şu iş öyle değil böyle olacak diyor. Bunu diyen kaç kişi? Tartışalım diyoruz yok olmaz diyor. ‘Vatandaşa soralım’ diyorum ‘biz sorduk’ diyorlar. Biz her mahallede her caddede sokakta her konuyu oranın sakinleri ile konuşup tartışmaya açığız. Yanlışımız varsa halk öneri getirsin düzeltelim.”

Salıpazarı’ndaki bir uygulamayı örnek gösteren Nuhoğlu, şunları anlattı:

“Salıpazarı’nda bir uygulama var. Gelen proje yüzde 50 zemin altı otopark diyor. Ben diyorum ki buranın arkeolojik özelliği var. Bu varsa zaten buraya hiçbir şey yapılmaz. Yüzde 50 otopark olsun mu olmasın mı tartışalım. Caferağa mahallesi gelsin meslek örgütleri gelsin önerisi olan herkes gelsin, STK’lar dernekler gelsin konuşalım. Kadıköy’ün otopark ihtiyacı var mı yok mu bunu tartışalım. Arkeolojik alansa zaten otopark yapılmaz. Baştan neden hayır deniliyor. Bunu anlamış değilim. Sol tartışırsa, konuşursa kendini yeniler. Birileri çıkıp eleştiriler sağcı gibi demesin. Benim eleştirilerim soldandır.”