KalDer’in imzaya açtığı ‘Yönetim Kadının da Hakkıdır’ bildirgesinin, iş yaşamında kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yardımcı olması hedefleniyor. Türkiye Kalite Derneği, (KalDer), ‘Yönetim Kadının da Hakkıdır’ bildirgesi hazırlayıp imzaya açtı. Bu bildirgeyle Türkiye’deki tüm özel ve kamu kuruluşlarında nitelikli kadın çalışanların yönetim kademelerine kadar yükselebilme eşitliğine sahip olmaları amaçlanıyor. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Kaylan, “Bildirgemizi imzaya açalı çok kısa bir zaman oldu. Şu ana kadar Türkonfed, Aksa Akrilik ve Sertrans imzaladı. Bizim arzumuz tabii ki kadın çalışanı olan tüm kuruluşların bu bildirgeye imza atmaları. Bildirgeye atılan her imza, bizi biraz daha güçlendirecektir” dedi. Etkin işgücü Tüm KalDer gönüllülerinin desteğiyle bildirgenin Türkiye genelinde yaygınlaşmasını sağlayacaklarını belirten Kaylan, “Ayrıca, başarılı iş kadınlarımızla bir araya gelerek onların bildirgemize destek vermesini sağlamak istiyoruz. Her geçen gün, imzalayan kuruluş sayısının artacağına inanıyoruz” diye konuştu. “Yönetim Kadının da Hakkıdır” bildirgesine imza atan kuruluşların bu imzayla başta kadın-erkek eşitliğini gözeteceğini kabul etmiş olduğunu ifade eden Kaylan şunları söyledi:“Bunu yaparken şirketin, kadın-erkek fırsat eşitliğini gözetmesi, her kademede yönetimde kadının rol üstlenmesini sağlaması ve insan kaynakları politikalarını kadın-erkek eşitliğini yansıtacak şekilde gözden geçirmesi gerekiyor. Şirketin iş-aile yaşamı uyumu için adımlar atması da gerek.” Kararlılık önemli Bu çabaların sonuç vermesiyle Türkiye’nin kadın-erkek eşitliği konusunda yukarı basamaklara sıçramasının hiç de zor olmadığını söyleyen Kaylan şöyle devam etti: “Kararlılık ve düşünce kalitemiz, kadınların yönetim ve siyasete katılımında engelleri yok edecektir. Benzer performans iyileştirmeleri için somut örnekler var. Afrika ülkeleri genellikle listenin en altında yer almakla birlikte, Mozambik ve Lesotho, cinsler arası eşitliği en yüksek düzeylerde sağlayabilen ilk 20 ülkenin arasına girmeyi başardı. Bu iki ülkeyi ön sıralara, siyasi hayata katılım taşıyor. Fransa, geçen yıl 51. sırada yer bulurken, kadınların ekonomik ve siyasi hayata katılımında sağlanan gelişmeden dolayı bu yıl 15. sıraya yükseldi.” ‘Toplum, kadın liderden yoksun’ Bildirgeyi imzalayan kuruluşların demokratikleşmenin ve nitelikli kadın elemanın verdiği artılarla daha etkin bir iş gücü oluşturacağını anlatan Kaylan, şunları söyledi: “Biz ‘eşitlik güçlendirir’ diyoruz. ‘Yönetim Kadının da Hakkıdır’ cümlesi kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmalı şeklinde de algılanabilinir. Aslında kadın-erkek eşitsizliği çok yüksek olduğu için pozitif ayrımcılık yapmakta da bir sakınca yok. Ancak bizim belirtmek istediğimiz toplumun kadın yöneticilere de gereksiniminin olduğu. Aksi durumda toplum, kadın lider yeteneklerden yoksun kalıyor. Yönetim kademelerinde kadının rol üstlenmesi ile yaratıcılık ve yenilikçilikçiliğin artacağına inanıyoruz. Dolayısıyla kârlılığın, müşteri ve tüketici memnuniyetinin artacağını düşünüyoruz. Ayrıca firmanın kurum ve ülke imajının gelişeceğini, konuya duyarlı yatırımcıların ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.”