Vicdani retçi 21 kadının hikâyesinin anlatıldığı “Kişer Pari Mama – Kadınlar Savaşı Reddediyor” kitabının yazarı gazeteci Atlas Arslan, vicdani reddini açıkladı. Arslan, reddini Hrant Dink’e ve barış gazeteciliğine ithaf etti.
Vicdani ret, daha çok erkek retçiler üzerinden gündeme gelse de kadın vicdani retçilerin sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye’de, daha önce, kadın vicdani retçiler üzerine bir çalışma olmaması bu çalışmayı daha da anlamlı kılıyor.
21 kadın vicdani retçiyi “Kişer Pari Mama” kitabında buluşturan gazeteci Atlas Arslan da bugün vicdani reddini açıkladı.
Savaş yanlısı haber dilini reddettiğini söyleyen Atlas Arslan, haberin tanımı gereği, savaşları, ölümleri, katliamları sayısal verilere, yaşanılan coğrafi bölgelere, olaylara indirgediğini belirtiyor ve okuduğumuz bir savaş haberleri için şunları söylüyor:
“Savaşa ne neden olur, savaşı kim yaratır? Savaşı yaratanların önünü savaşa çağrılıp gitmeyenler tıkarken, savaşların nedenlerini sözde düşmanlar kaplar. Savaşa çağrılan erkekler gibi görünse de seslendikleri biz kadınlarız, o yüzden bizler savaşları kimlerin yarattığını da biliyoruz, nedenlerini de… ‘Savaş Muhabirliği’ diye bir alanın ihtiyaç olduğu yerde barıştan söz etmek sanki çok soyut, çok zor!”
Ankara’da Yüksel caddesinde İnsan Hakları Anıtı önünde, Ankara Anarşist İnisiyatifi’nin de yer aldığı bir basın açıklamasıyla vicdani reddini sunan Arslan, açıklamasında medyanın militarist, eril ve savaş yanlısı tutumunun altını çizerek, “Nereden başlamalı? Savaşın geride bıraktığı her yıkımın ardından hikayeler mi anlatmalı uzun uzun ya da ölümü kutsayan – romantize eden başlıklar yazıp büyük büyük manşetler mi atmalı?” ifadelerini kullandı. Atlas Arslan açıklamasını şöyle sürdürdü:
“‘Roboski’de katledilen 34 can‘ diye ezberlediğimiz bir katliamın ardında öfkesi ve gözyaşıyla kalan Muhbet Encü’yüm ben.
‘Batman’da kaza kurşunu’ başlığı altında tanıdığınız Sevag’ın ardından ‘Oğlumu tahta bir kutuda, vücudunda iki delik ile getirdiler, sonra adına ‘kaza’ dediler’ diyen, oğluna hala mektuplar yazan Ani Balıkçı’yım.
‘Nefret cinayeti‘ başlığı altında bir gazete köşesinde gözünüze ilişen ve sonra nefret cinayetleri raporlarında anılan, 25 yaşında katledilen Çağla Joker’im.
‘Berdel usulüyle evlendirilen çocuk gelin’ başlığıyla okuduğunuz Kader Erten’im.
‘Kuzu otlatırken öldü’ yazılı başlığın hemen altında kocaman gözlerimi vicdanınıza diktiğim Ceylan Önkol’um.
‘Bir cinayet ne kadar vahşice işlenirse o kadar haber değeri artar’ zihniyeti ve diliyle uzun süre gündemden düşmeyen, artık herkesin tanıdığı bir kadınım ben… Oysa benden önce ve sonra öldürülen pek çok kadın var ki isimleri bile bilinmeyen… Evet Özgecan’ım ben.”
“Savaş alanlarında kanlı destanlar yazan, ardında savaşı ve ölümü kutsayan bir eril zihniyet büyüten bu militarist sistemi reddediyorum. Bu sistemi her gün yeniden inşa ederek beni defalarca öldüren ‘kan revan’ dili ve bu dili yaratan gazetecilik anlayışını reddediyorum. Vicdani reddimi açıklıyorum çünkü barışı özlemek barıştan söz etmek eğer suç ise, işte beni yaşatacak bu suçun kendisiyim ben.”
Vicdani reddini, bu sistemin, bu anlayışın katlettiği Hrant Dink’e ve barış gazeteciliğine ithaf eden Atlas Arslan, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Çünkü ‘Bir bebekten katil yaratan karanlığın’ ortasında acı bir hayretle kalan Rakel Dink’im ben.”
Militarizmin yarattığı ölümcül hayata direnen, farklı felsefi ve politik temellerden dolayı vicdani reddini açıklayan 21 vicdani kadının buluştuğu ‘Kişer Pari Mama’da sanatçı Nur Sürer, yurtdışında yaşayan sanatçı Aygül Erce gibi tanınmış isimlerin yanı sıra, dini inancından ötürü ölmeyi ve öldürmeyi reddeden Nebiye Arı, trans aktivist Asya Elmas ile zorunlu askerliği sırasında öldürülen Sevag Balıkçı’nın annesi Ani Balıkçı yer alıyordu. Kitabın ismi de Sevag Balıkçı’nın annesşyle yaptığı son telefon görüşmesinde söylediği, “Kişer pari mama”dan (İyi geceler anne) geliyor. Kitap, Phoenix Yayınları tarafından basıldı.