DİSK/Genel-İş Sendikası Araştırma Dairesinin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi hazırladığı “Türkiye’de kadınlar ve kadın emeği” raporu kadınların içinde bulunduğu tabloyu ortaya koydu. Buna göre her 10 kadından sadece 3’ü çalışıyor, çalışan kadınların yarıya yakını kayıt dışı. Çocuk yaşta evlendirilenlerin ve çocuk annelerin sayısı artıyor, her gün en az 4 kadın şiddete uğruyor. Cinsiyet eşitliğinde son sıralarda yer alan Türkiye’de yaşayan kadınlar kendini güvende hissetmiyor. 2017’de de kadınlar hayatın her alanında eşitsizlik, ayrımcılık, şiddet, cinsel istismara maruz kaldı.
Evrensel'de yer alan habere göre, Türkiye nüfusunun yüzde 49.8’ini oluşturan kadınların, toplumsal eşitsizliklerin etkisiyle siyasetten hukuka, eğitimden sağlığa kadar hayatın her alanında hakları kısıtlandı. İşte DİSK'in raporunda yer alan bilgiler:
Kız çocuklarının eğitim ve yaşam haklarından mahrum bırakılarak evlenmeye ve anne olmaya zorlanması, çocuk yaşta evlendirilmeleri ve çocuk anne gerçeğini giderek büyüttü. Türkiye’de resmi rakamlara göre her 10 kadından en az 3’ü 18 yaşının altında evlendirildi. 17 bine yakın kız çocuğu doğum yaptı. Doğum yapan kız çocuklarının 234’ü ise maalesef 15 yaşın altında. Bu çocukların büyük bir kısmı çocuk istismarları sonucu da doğum yapmak zorunda kalan kız çocuklarından oluştu. Hakkında yasal işlem yapılmayanlar hesaba alındığında gerçek sayı daha da fazla.
Kadınlar aile içinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında ya da işyerlerinde tanıdıkları veya tanımadıkları erkekler tarafından hemen her gün şiddete maruz kalıyor. 2017 yılında en az 286 kadın ve kız çocuğu öldürüldü. 101 kadın tecavüze, 248 kadın tacize, 377 kız çocuğuna cinsel istismara ve 418 kadına şiddete maruz kaldı. Kayıtlı rakamlara göre her gün en az 4 kadın şiddete uğradı.
Kadına yönelik saldırıların artmasına karşın gerekli yasal ve koruyucu önlemlerin alınmaması nedeniyle kadınlar kendilerine güvensiz hissediyor. Her 10 kadından 4’ü kendisini güvende hissetmiyor.
Türkiye’de resmi rakamlara göre 16 milyondan fazla yoksul var ve nüfusuna göre yoksulluk oranı yüzde 21.2. Kadınların yoksulluk oranı ise 21.6. Yani her 10 kadından 2’si yoksul.
Dünya Ekonomik Forumunun 2017 yılında hazırladığı toplumsal cinsiyet eşitsizliği endeksi sonuçlarına göre; Türkiye 145 ülke içinde 131. sırada yer alıyor. Aynı araştırmada, çalışma hayatındaki kadınların durumunu ortaya koyan “ekonomik katılım ve fırsat eşitliği” göstergesine baktığımızda da Türkiye 144 ülke içinde 128. sırada. Eğitime ulaşım fırsatlarında, siyasete katılımda, ekonomik katılım ve fırsatlarda 144 ülke içerisinde sonlarda.
Kadınların iş gücüne katılma oranı, 2017 yılı kasım ayında bir önceki yılın kasım ayına göre1.1 puan artarak yüzde 33.8’e yükseldi. Ancak artışa rağmen, Türkiye’de kadınların iş gücüne katılma düzeyi, OECD ve AB’ye üye ülke ortalamalarının çok altında. Yıllık verilere göre 2016 yılında kadınların iş gücüne katılma oranı Türkiye’de yüzde 32.5 iken OECD üye ülke ortalamalarında yüzde 51.9, AB üye ülke ortalamalarında yüzde 46.
Kadınların istihdama katılım oranı ise 2017 yılı kasım ayında bir önceki yılın kasım ayına göre 1.8 puan artarak yüzde 29.3’e çıktı. 2015 yılında kadınların istihdama katılım oranı yüzde 30.2 idi. Bunda kadınların istihdama katılımına yönelik politikaların yeterli olmamasının yanı sıra kadınlara atfedilen toplumsal rollerin de önemli bir etkisi var. Örneğin 11 milyondan fazla kadın ev işleri nedeniyle çalışma hayatına katılamadığını belirtiyor.
İstihdam edilen kadınların işteki durumuna bakıldığında ise; ücretli, maaşlı veya yevmiyeli olarak çalışan kadın oranı 2014 yılında yüzde 60 iken, 2016 yılında yüzde 63’e, 2017 yılı kasım ayında ise yüzde 65.2’e yükseldi. Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların oranı ise 2014 yılında yüzde 29.4 iken, 2016 yılında yüzde 26.3’e geriledi, 2017 yılı kasım ayında ise yüzde 24 oldu.
Kadınların çalışma hayatında karşı karşıya kaldıkları en önemli sorun kayıt dışı çalışma. 2017 yılı kasım ayı verilerine göre istihdam edilen kadınların yüzde 43’ü kayıt dışı. Ücretsiz aile işçisi her 10 kadından 9’u, kendi hesabına çalışan her 10 kadından 7’si, ücretli maaşlı veya yevmiyeli çalışan her 10 kadından 2’si kayıt dışı çalıştırılıyor. Bu durum kadınların çalışma hayatında daha güvencesiz olmalarının yanı sıra en temel sağlık, emeklilik gibi haklardan mahrum kalmalarına neden oluyor.
Kadınlar, haftalık yasal 45 saat olan çalışma süresinin çok üzerine çalıştırılıyor. 2017 kasım ayı verilerine göre 3 milyon 99 bin kadın yani kadın çalışanın yüzde 34’ü haftalık 45 saatin üzerinde çalıştırılıyor. 1 milyon 26 bin kadın ise haftalık 45 saatin üzerinde ve kayıt dışı çalıştırılıyor. Haftalık 1-16 saat arası çalışan kadınların yüzde 87’si, haftalık 17-35 saat çalışan kadınların ise yüzde 67’si kayıt dışı istihdam ediliyor.
İşsizlikten en çok kadınlar etkileniyor ve yıldan yıla artıyor. 2014 yılında yüzde 11.9 olan kadın işsizlik oranı, 2016 yılı sonunda yüzde 13.7’ye çıktı. 2017 yılı kasım ayında ise yüzde 13.4 oldu. 2014 yılında 2 milyon 788 bin olan kadın işsizliği 2016 yılında 2 milyon 959 bine, 2017 yılı kasım ayında 2 milyon 896 bine ulaştı.
Ülkemizde genç kadın işsizliği OECD ve AB üye ülke ortalamalarının yaklaşık 2 katı. 2014 yılında yüzde 20 olan genç kadın işsizliği, 2016 yılında yüzde 23.5’e, 2017 yılı kasım ayında ise yüzde 25’e çıktı.
Kadınlar için işsizlik yükseköğrenim mezunu olma durumunda da çok fazla değişmiyor. Yükseköğrenim mezunu kadınların işsizlik oranı 2016 yılı için yüzde 16.9 olarak gerçekleşti. OECD’ye üye ülkelerde bu oran yüzde 4.9 iken, AB’de ise yüzde 5.6.
Türkiye’de sendikal örgütlenme kadın ve erkek işçiler için yıldan yıla artış gösterse de yine de yetersizdir. 2014 ocak ayında yüzde 4.6 olan kadınların sendikalaşma oranı, 2018 ocak ayında yüzde 8.1’e çıkmıştır. Ancak bu oran erkek işçilerin sendikalaşması ile kıyaslanamayacak kadar azdır. Erkek işçilerin sendikalaşma oranı ise yüzde 10.6’dan yüzde 13.5’e yükselmiştir. Kayıt dışı istihdamı da içine alarak yapılan yaptığımız hesaplamada kadın işçilerin gerçek sendikalaşma oranı yüzde 6’lara düşmektedir.
Raporda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için şu talepler dile getirildi:
* Kadının istihdama katılımını güçlendiren ve cinsiyet eşitliğini gözeten sosyal politika önlemleri alınmalıdır. Kadınlara özgü görülen ev içi sorumlulukların çözümü için kamu politikaları hayata geçirilmelidir. Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından ücretsiz kreş, gündüz bakımevi, hasta ve yaşlı bakımevleri gibi merkezler açılmalıdır.
* Kadınların çalışma hayatında insana yakışır iş, gelir ve sosyal güvencesinin olduğu çalışma koşulları yaratılmalıdır.
* Kadınların iş hayatında karşılaştıkları ücret eşitsizliği, terfi sürecinde ayrımcılık gibi sorunlarına karşı ayrımcı ve cinsiyetçi politikalardan vazgeçilmelidir.
* Ücrette kesinti olmadan ebeveyn izni kadın ve erkeğin eşit bir şekilde kullanması şartıyla yeniden düzenlenmelidir.
* İşyerlerinde kadınlara yönelik şiddet ve tacizde kadının beyanı esas alınmalı, denetim ve ceza mekanizmaları işletilmelidir.
* Sendikalar, kadınların yoğun olduğu iş kollarına ve istihdam biçimlerine yönelik örgütlenme modelleri geliştirmelidir.
* Sendikalı kadın işçilerin özgün sorunlarına yönelik toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı toplusözleşmeler yapılmalıdır.
Türkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) 2017 kadın istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye’de nüfusun yüzde 49.8’ini kadınlar oluşturdu. Türkiye’de 2017 yılında, erkek nüfus 40 milyon 535 bin 135 kişi olurken kadın nüfusu 40 milyon 275 bin 390 kişi oldu.
Türkiye’de 2016 yılında, 25 ve daha yukarı yaşta olan ve en az bir eğitim düzeyini tamamlayanların toplam nüfus içindeki oranı yüzde 88.9 iken bu oran erkeklerde yüzde 95.1, kadınlarda ise yüzde 82.8 oldu.
1’den küçük olmasının erkek çocukları lehine, 1’den büyük olmasının ise kız çocukları lehine eşitsizlik olduğunu gösteren cinsiyet eşitliği endeks değeri “2016 yılında ilköğretim öğrenci cinsiyet eşitliği endeksi 1.009, ortaöğretim cinsiyet eşitliği endeksi 0.943 ve yükseköğretim cinsiyet eşitliği endeksi 0.964” olarak gerçekleşti.
Hane halkı iş gücü araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı yüzde 46.3 olup bu oran erkeklerde yüzde 65.1, kadınlarda ise yüzde 28 oldu. Hane halkı iş gücü araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında cinsiyete ve ekonomik faaliyetlere göre istihdam oranı incelendiğinde, tarım sektöründe toplam istihdam oranı yüzde 19.5, erkek istihdam oranı yüzde 15.5, kadın istihdam oranı yüzde 28.7 oldu. Sanayi sektöründe toplam istihdam oranı yüzde 26.8, erkek istihdam oranı yüzde 31.6, kadın istihdam oranı yüzde 15.9 oldu. Hizmet sektöründe ise toplam istihdam oranı yüzde 53.7 olup bu oran erkeklerde yüzde 53, kadınlarda yüzde 55.4 oldu.
Hane halkı iş gücü araştırması sonuçlarına göre; yarı zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranı 2016 yılında toplamda yüzde 10.3 olurken, erkeklerde bu oran yüzde 6.5, kadınlarda ise yüzde 19.1 oldu. Buna karşın şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14.4 iken 2016 yılında yüzde 16.7 oldu.
Aile yapısı araştırması, 2016 sonuçlarına göre, kadınlar eşi ile en fazla eşinin gelirinin yeterli olmaması, ev ile ilgili sorumluluklar ve sigara alışkanlığı konularında sorun yaşadı.