Kadın örgütleri, Diyarbakır Lice'de 13 Eylül'de Gurbet Fida’nın eşi Ali Fida tarafından tüfekle vurularak öldürülmesine ilişkin olarak, "Türkiye’deki tüm kadın cinayetlerinde erkek şiddeti kadar devlet mekanizmalarının da sorumluluğu vardır. Kadın örgütleri olarak, devletin tüm kurumlarının görevini yapmasını ve şiddeti önleyen mekanizmaları işletmesini talep etmekten, Gurbet Fida ve katledilen tüm kadınlar için adalet sağlanana kadar da mücadeleden vazgeçmeyeceğiz" açıklamasını yaptı.Fis Mahallesi’nde evli olduğu Ali Fida tarafından öldürülen Gurbet Fida için Rosa Kadın Derneği, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Kadın Meclisi (KESK), Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Lice İlçe Yönetimi, Lice Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı kadınlar adına Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu üyesi avukat Berfin Polat okudu.
"Kadın katliamlarının cinayet adı altında meşrulaştırıldığını', hükümetin katliamları sistematik olarak önlemediğini ve cezasızlık politikasıyla failleri ödüllendirdiğini" ifade eden Polat, bu politikanın kadın kırımını gözler önüne serdiğini dile getirdi.
Polat açıklamanın devamında şunları söyledi:
“Bugün yaşanan katliamları iktidarın politikalarından, siyasetçilerin tutumundan, yargının faillerin sırtını sıvazlayan kararlarından bağımsız düşünmek mümkün değildir. Başta kadın olmak üzere tüm öteki kimliklere yönelik işlenen cinayetlerde ve diğer suçlarda failin erkek olmasının dışında diğer kimlikleri de, kolluk ve yargı mercileri tarafından önem taşımaktadır.”
"İktidar ile bağı olan erkekler korunup kollanıyor. Ataerkil yargının cezasızlık pratiği ‘namus’ gibi toplumsal olguları esas alarak erkeği güçlendiren ve cesaretlendiren bir anlayışı pekiştirmektedir. Türkiye’de gerçekleşen tüm kadın cinayetlerinde erkek şiddeti kadar devlet mekanizmalarının da sorumluluğu vardır. Kadınların şikayetleri üzerine gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmemekte. Tutuklama kurumunun erkek fail üzerinde etkin bir şekilde uygulanmaması, kadın üzerinde baskının artmasına neden olmakta. Kadın dirençsiz bırakılarak şikayetinden vazgeçirmeye zorlanmaktadır. Caydırıcı cezaların verilmemesi erkekleri şiddet uygulama konusunda cesaretlendirmektedir.""Kadınların hak arama mücadelesinin önündeki bürokratik engeller ile iktidar söylemleri ve uzayan yargılama süreçleri kadınların adalete olan inancını zedeliyor. Kadın kazanımlarına karşı basında ve kamuoyunda oluşturulan algı kadına yönelik şiddeti körüklemektedir. İstanbul Sözleşmesi’ne ve 6284’e yönelik saldırılar, yargı paketleri içerisinde yapılan yasal değişiklikler kadın ve kız çocuklarını şiddetin hedefi haline getirmektedir."
"6284 sayılı kanunun itibarsızlaştırmaya çalışmaları kadına yönelik şiddeti arttırmaktadır. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaya uygun olarak kadınların, önleyici ve koruyucu tedbirler ve politikalarla güçlendirilmesi devletin temel görevidir. Kadın örgütleri olarak, devletin tüm kurumlarının görevini yapmasını ve şiddeti önleyen mekanizmaları işletmesini talep etmekten vazgeçmeyeceğiz. Gurbet Fida ve katledilen tüm kadınların sesi olacak ve gerçek adalet sağlanana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir, uygulanması yönünde talebimizi daha da büyüteceğiz.”Açıklama alkış ve sloganlar eşliğinde sona erdi.