Kadın polisten yardım çağrısı

Kadın polisten yardım çağrısı

Almanya'da Yunan asıllı bir kadın polisin, Polis Sendikası'na yazdığı okuyucu mektubu büyük ses getirdi. Deneyimli kadın polis görev başındayken göçmen kökenlilerin kendilerine yönelik saygısızca tutumunu dile getirerek, yardım çağrısında bulundu. Bochum kentinde görev yapan 30 yaşındaki Tania Kambouri'nin yazdığı elektronik posta, kısa sürede meslektaşları ve sendika içinden büyük destek gördü.

Konuyla ilgili Deutsche Welle'ye konuşan Alman Polis Sendikası Başkanı Rainer Wendt, öncelikle ilk kez bu sorunların dile getirilmiş olmasından memnuniyet duyduğunu belirtti. Ancak bu mektubu bir Alman polis yazmış olsa, ülkenin tarihi geçmişi nedeniyle yabancı düşmanlığı sebebiyle yazıldığının ima edileceğinin de altını çizdi.

Tania Kambouri'nin deneyimli bir polis olduğunu ifade eden Wendt, göçmen kökenli gençlerin sadece polise değil devletin farklı organlarındaki yetkililere de saygısız bir tutum içerisinde olduklarına dikkat çekti.

Alman Polis Sendikası Başkanı, göçmen kökenlilerin polise yönelik olumsuz tavırlarının endişe verici olduğunu, yaşları henüz küçük göçmen kökenli gençlerin, polise karşı durup, onlara tükürdüklerini belirtti. Wendt, polisin müdahale etmesine karşılık olarak da onları Naziler olarak adlandırdıklarına dikkat çekti. Bu durumun Müslüman topluluklar içinde yaygın olduğunu belirten Wendt, yargıya intikal eden vakalar da olduğunu söyledi.

'Devleti ve kurumlarını dikkate almıyorlar'

Wendt bu tutum nedeniyle, göçmenlerin bir kesimi içinde devletin dikkate alınmadığı, kurumlarına saygıyla yaklaşılmadığı bir yapılanma meydana geldiğini ifade etti.

Kadın polis mektupta, polisin çaresiz olduğuna yer verdi. Polis Sendikası Başkanı, polisin tamamen çaresiz olmadığını ancak birçok polisin, sonunda yabancı düşmanı olarak adlandırılmamak adına sessiz kalmayı ve karşılaştıkları olumsuz tutumdan şikâyetçi olmamayı seçtiklerine dikkat çekti. Wendt, polislerin, işi yargıya intikal ettirmesi durumunda da hâkimlerin çoğunlukla, tüm bunların görevlerinin bir parçası olduğunu belirttiklerini hatırlatıyor.

Bu konuda yargıdan daha fazla destek beklediklerini belirten deneyimli polis, polise tüküren, saldıran ya da yaralayanların gerekli cezaları alması gerektiğini ifade etti.

'Polisler psikolojik rahatsızlıklar geçiriyor'

Mektupta, polislerin bu tarz olumsuz tutumlar nedeniyle psikolojik olarak rahatsızlandıklarına da yer verildi. Rainer Wendt, kendilerine yönelik düşmanca tutumlar nedeniyle polislerin, beşte birinin psikolojik zarar gördüğünü belirtti. Wendt bu konuda sisteme yönelik bir eleştiri de getirerek, polis kadrolarının yetersiz olduğunu ve son yıllarda yeni polislerin kadroya alınmadığına da dikkat çekti. Wendt bu nedenle, bazı birimlerde raporlu polislerin görevinin de diğer polislere kaldığını ve yüklerinin ağır olduğunu belirtti.

'Kadın polisin işi daha zor'

Kadın polis mektubunda, kadın olmasıyla ilgili de göçmen kökenliler tarafından ayrımcılığa ve sözlü hakarete maruz kaldığına yer veriyor. Rainer Wendt ise aynı sorunla erkek polislerin de karşı karşıya olduğunu ancak kadınların zaten cinsiyet ayrımına maruz kaldıkları için daha derinden hakarete uğradıklarını belirtti.

Polis Sendikası Başkanı Wendt, polislerin eğitim döneminde böylesi durumlara karşı dayanıklılıklarının ölçüldüğünü anlattı. Genç polislerin ne ölçüde dayanıklı oldukları, ne denli iletişim becerilerine sahip oldukları, sosyal ve kültürlerarası yeterliliklerinin olup olmadığının denetlendiğini söyledi. Wendt, polislere eğitim sırasında bazı tutumların ardındaki kültürel farklılıkların gösterilmeye çalışıldığı ve bu yolla bazı vakaların daha kolay sindirilebildiğini ifade etti.

'Kültürel çeşitliliği destekliyoruz ama...'

Peki, tüm bu süreçteki olumsuzluklarda, devletin de payı var mı? Polis Sendikası Başkanı Wendt, yargı ve siyasetin son yıllarda konuyu görmezden geldiğine dikkat çekiyor. Bu tarz vakaların farklı kültürlerin ülkeye gelmesiyle açıklanmasına karşı çıktığını belirten Wendt, kültürel çeşitliliği istediklerini ve takdir ettiklerini ancak ülkeye gelen farklı kültürlerin de bu ülkenin kural ve yasalarını kabul etmek zorunda olduklarını belirtti.