T24
Artı Gerçek yazarı Melis Alphan, 13 yaşındayken nitelikli cinsel saldırıya uğrayan bir çocuğa gittiği devlet hastanesindeki kadın psikoloğun “Eğer bu şekilde giyinirsen tecavüzü teşvik edersin” dediğini aktardı. Alphan, şu anda 19 yaşında olan genç kadının bunun üzerinden şikayetten vazgeçtiğini aktardı.
Yıllar önce başlayan olayda Alphan’ın aktarımına göre 2013 yılında 13 yaşında olan Sema kendisinden 4 yaş büyük Cenk isminde biriyle arkadaş oluyor ve ardından bu kişi ile çevresindekilerin düzenli olarak tecavüzüne uğruyor. Sema’nın videosunu da çeken kişiler, tehdit ve şantajla cinsel saldırılara uzun yıllar devam ediyor. Psikolojisinin bozulması üzerine hastaneye giden Sema, yaşananları şöyle anlatıyor:
“O gün V yaka bir tişört giymiştim. ‘Eğer bu şekilde giyinirsen tecavüzü teşvik edersin’ dedi. Hem de bunu söyleyen bir kadındı. Bu laf üzerine orayı terk ettim. Aslında daha önceden şikâyetçi olabilirdim ama o psikolog bana bunları söyledikten sonra caydım. Tecavüze uğramış da olsam bana hep ‘Senin yüzünden’ diyecekler diye korktum. Ben 13 yaşında bir çocuktum halbuki.”
“Polise giderim” tehdidi sonrası peşindekilerden kurtulan Sema, daha sona yakınlaştığı başka birinin de tecavüzüne uğramasının ve tehdit edilmesinin ardından 2018’de karakola giderek şikayetçi oluyor. Muayene sırasında doktor Sema’ya, “Senin tecavüze uğradığın çok belli. İleride tuvaletini tutamama sorunun olabilir” derken; 24 Aralık’tan bu yana psikiyatra sevk edilmeyen ve Adli Tıp raporunu bekleyen Sema’nın başına gelenlerle ilgili erkekler hakkında sadece tehdit ve şantaj suçlarından dava açılıyor. Alphan, yazısında yargı sürecini şöyle özetliyor:
“Çocuğun cinsel istismarından açılan bir dava yok. Dosyasına bakan savcı sürekli değişiyor. Sema’nın kendini hatırlatmak için ayda 2-3 kez savcılığa gittiği oluyor. ’13 yaşıma dönebilsem ailemi değil, kendimi düşünürdüm’ diyor Sema, ‘Ben hep kendimi suçlayarak, kendimi kötü bilerek büyüdüm. Beni istismar edenler yolda beni gördüklerinde yüzüme karşı kahkaha atma hakkını kendilerinde buldular; ben onları gördüğümde ise başımı önüme eğmek zorunda kaldım. Sanki namus sadece benimmiş gibi... Onlar bana dokunurken sadece benim namusum lekelenmiş gibi davrandılar. Ben bu yüzden şikâyetçi oldum. Bunu kendime borçluydum.’”
*Melis Alphan’ın yazısının tamamını okumak için tıklayınız.