HDP İstanbul Milletvekili, feminist avukat Filiz Kerestecioğlu, evli kadınların evlilik öncesi soyadını kullanabilmesi için kanun teklifi verdi. Türkiye’de kadınlar 2005 yılından bu yana kendi soyadlarını kullanmak için mücadele veriyor.
Cumhuriyet'ten Damla Yur'un haberine göre, Kerestecioğlu, Anayasa Mahkemesi’nin evlilik öncesi soyadını tek başına kullanmak için Neşe Aslanbay’ın yaptığı başvuruyu haklı bulması üzerine dün 4721 Sayılı Medeni Kanun’da Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi sundu. Kanun değişikliğine ilişkin teklif ile, sadece evlilik öncesi soyadını kullanmak isteyen kadınların karşılaştığı eşitsizliğin ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler, AİHM kararları ile iç hukuk arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi amaçlanıyor.
Kerestecioğlu’nun 4721 sayılı Medeni Kanun’un 187. maddesinin şu şekilde değiştirilmesini talep etti:
“Eşler, eşinin soyadı veya eşinin soyadıyla birlikte kendi soyadını kullanmak için evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yazılı başvuruda bulunmadıkça kendi soyadını kullanır. Daha önce iki soyadı kullanan eş, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanır.”
187. maddenin değişikliği durumunda teklifte yürürlüğe girmesi gereken diğer maddeler de şöyle sıralandı: “Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte evli olan eşler de bu maddeye dayanarak soyadı değişikliği hakkına sahiptir. Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.”
Türkiye’de ilk kez 1997 yılında 54. Hükümet döneminde 2. defa Kadın Statüsü’nden de Sorumlu Devlet Bakanı olan Işılay Saygın döneminde Medeni Kanun’daki kadının eşi dışında kendi soyadını da kullanma imkânını sağlayan değişiklik yapılmıştı. “Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır” maddesi “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuru ile kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir” şeklinde düzenlendi. 2002 tarihinde kabul edilen 4721 sayılı (yeni) Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesine “Kadının Soyadı” başlığıyla bu madde aynen alındı.
Ancak kadınlar eşlerinin soyadı olmadan sadece kendi soyadlarını kullanmak için mücadele vermeye devam ediyor. İlk zaferi 10 yıllık hukuki mücadele sonrası 16 Kasım 2004 yılında Ayten Ünal Tekeli kazanmıştı. AİHM’de Türkiye’yi mahkum eden Ünal’a Türk makamları isterse kimliğinde düzeltme yapılabileceği belirtmiş, Ünal’ın talebi üzerine de kimliğindeki ‘Tekeli’ soyadı kaldırılmıştı. İlk maddi tazminatı ise avukat Gülizar Tuncer 2013 yılında kazanmıştı. O dönem Tuncer’e 1500 Euro tazminat ve 3030 Euro da mahkeme masrafının ödenmesine karar verilmişti. ABD Duke Üniversitesi’nde akademisyenlik yapan Bahar Leventoğlu ise AİHM’de Türkiye’yi mahkum ettiren bir başka kadındı. Çok sayıda kadın iç hukuk yollarında çözüm bulamayan soyadı mücadelelerini AİHM’e taşımaya ve Türkiye mahkum olmaya devam ediyor.