Hülya KarabağlıT24/ ANKARA - Yaşlı nüfus olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye'de kadınların doğurmakta aceleci davranmadıkları anlaşıldı. Kadınlar, doğurganlık konusunda 1980'lerle birlikte önemli değişiklik yapıyor. Toplam doğurganlık hızı 1970'lerin sonunda 4 çocuğun üzerindeyken, 1980'lerin sonunda 3 çocuk, 1990'lı yıllarda 3 çocuğun da altına düşerek 2,6 çocuk düzeyine iniyor. 1990'lı yıllarda gözlenen bu durağanlık, 2000'li yıllarda tekrar azalma eğilimine giriyor ve 2.14 düzeyine düşüyor.
Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün, "Türkiye'de Kadının Durumu" raporu, doğurganlıkla ilgili veriler dikkat çekti. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2008 Sonuçlarına göre, doğurganlık ve yaş ilişkisi incelendiğinde, önceki senelere göre, kadınların erken yaşlarda çocuk doğurma eğilimlerinin değişmeye başladığı görülüyor. Rapor şöyle:
20-29 yaş arasında yüzde 18'lik azalma -Doğurganlıktaki azalma oransal olarak ilk doğum yapma yaşı olan 20-29 yaş grubundaki kadınlarda 30 ve üzeri yaştaki kadınlara göre daha fazladır. Doğurganlık, 20-29 yaş grubundaki kadınlarda, araştırma tarihinden önceki beş yılda yüzde 18 azalırken 30 ve üzeri yaştaki kadınlarda yüzde 12 azalmaktadır.
-Bu örüntü, doğurganlığın azaldığı nüfuslar ile uyumludur. Bunun yanı sıra, 15-19 yaş grubundaki kadınlarda doğurganlık düzeyinde gözlenen yüzde 30’luk azalma çok karşılaşılan bir durum değildir. Bu da, Türkiye'de bu yaş grubundaki kadınların çocuk doğurmaya başlamak için daha fazla beklediklerini göstermektedir.
Adölasan doğurganlık oranı binde 35,1 -Sağlık Bakanlığı’nın 2009 yılı verilerine göre adölesan doğurganlık oranı binde 35,1’dir. Doğurganlık düzeyindeki bölgesel farklılaşma çok belirgindir. En yüksek toplam doğurganlık hızı 3.27 ile Doğu Bölgesi için gözlenirken en düşük doğurganlık hızı 1.73 ile Batı Bölgesi. Türkiye’de Doğu ve Orta bölgeleri dışındaki tüm bölgelerde toplam doğurganlık hızı (TDH) yenilenme düzeyi olarak bilinen 2.10'un altındadır. Bu sonuçla uyumlu olarak, Batı Anadolu ve Türkiye’nin doğusundaki yerler dışında tüm NUTS 1 bölgelerinde de doğurganlık hızı yenilenme düzeyinden daha düşüktür.
Eğitim ve refah düzeyi arttıkça -Toplam doğurganlık hızı eğitim düzeyiyle ters orantılıdır. Eğitim düzeyinin artmasıyla TDH hızla düşmektedir. Eğitimi olmayan kadınlarda TDH 2.65 iken lise veya üzeri eğitimi olan kadınlarda 1.53 düzeyindedir.
-Doğurganlık refah düzeyinin yükselmesi ile de azalmaktadır. En düşük refah düzeyine sahip hanelerde yaşayan kadınlarda 3.39 olan TDH, en yüksek refah düzeyindeki kadınlarda 1.36’dır.
-TNSA 2008 Raporunda, 2008 öncesindeki beş yıllık dönemde doğum yapan annelerin yüzde 92'sinin son doğumlarının gebeliği sırasında bir sağlık personelinden doğum öncesi bakım hizmeti aldığı görülmektedir.
Sağlık personeli eşliğinde doğum yüzde 91,3 -Doğum öncesi bakım alma oranı, kırsal yerleşim yerlerinde yüzde 84'e; Doğu'da ve eğitimsiz anneler arasında yüzde 80‟nin hemen altına; 6 ve daha fazla çocuğu olan anneler arasında ise yüzde 72'ye gerilemektedir.
-Sağlık personeli yardımıyla yapılan doğum oranı yüzde 91,3, hastanede yapılan doğum oranı yüzde 89,7 iken 2010 yılı ulusal veri sistemine göre bu oran yüzde 93'lere ulaşmıştır.