"Kadınlara reva görülenlerin özeti gibi Döndü'nün adı tam 3 kez geçti 3. sayfa haberlerinde!.."

"Kadınlara reva görülenlerin özeti gibi Döndü'nün adı tam 3 kez geçti 3. sayfa haberlerinde!.."

Evrensel gazetesi yazarı Sevda Karaca, gazetelerinin yaşam haberlerinin yer aldığı 3. sayfada 3 kere kendisiyle ilgili haber çıkan Döndü'nün hikayesini kaleme aldı. 2011'de 7 aylık hamileyken Kütahya’nın Hisar Kalesi’nde surlardan düşmesini, yakınlarının iddiasına göre intihar etmesini, 22 Ekim 2011’de kocasından gördüğü şiddet sonrası "kafa travması" teşhisi konmasını ve son olarak da 24 Aralık 2016 tarihli "Annelerinin üzerlerine kapıyı kilitleyip çıktığı 2 çocuk yanarak can verdi" haberi hatırlatan Karaca, "Bu ülkede kadınlara reva görülenlerin bir özeti gibi önümüze serilen haberlerin konusu olan hayatı hep tehlikedeydi. Döndü’nün hayatını 'bireysel bir dram'a çeviren, iştahla yazılacak yeni bir üçüncü sayfa hikayesine dönüştüren sistem, artık hayatta olmayan 3 ve 6 yaşındaki iki minicik çocuğun yanarak ölmesinin hesabını da Döndü’ye kesmiş. Döndü hakkında 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak' suçundan yasal işlem başlatılmış" diye yazdı.

Sevda Karaca'nın Evrensel gazetesinin bugünkü (29 Aralık 2016) nüshasında yayımlanan 'Tam 3 kere üçüncü sayfaya haber olan bir kadının hikayesidir' başlıklı yazısı şöyle:

Döndü 28 yaşında, biri 6 diğeri 3 yaşında iki çocuğu olan bir kadın. Tam üç kez adı geçti üçüncü sayfa haberlerinde...

İlki 26 Nisan 2011’de. 7 aylık hamileyken Kütahya’nın Hisar Kalesi’nde surlardan düşmüş; yazılan o ki yakınlarına intihar etmek için kaleye çıktığını telefonla söyledikten sonra atmış kendini surlardan. “Hayati tehlikesi var” diye not düşülmüş haberde.

Diğer haber bu olaydan 6 ay sonra... 22 Ekim 2011’de kayınbabası ve kaynanasıyla beraber yaşadıkları eve gecenin bir yarısı gelen kocası “açım, kalk yemek hazırla” diye uyandırmış Döndü’yü. “Çocuğu yeni uyuttum, çok yorgunum” diye cevap vermiş Döndü. Dayak yemiş. Çok dayak yemiş. Hastaneye götürülen Döndü’ye “kafa travması” teşhisi konmuş. Yine “hayati tehlikesi var” diye not düşülmüş haberde.

Bu haber, Döndü’nün hikayesine ayrıntılar ekliyor; kocası için daha önce uzaklaştırma kararı verildiğini, Döndü’nün Kütahya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı sığınmaevinde 10 gün kaldıktan sonra tekrar eşi ile bir araya geldiğini, “eşi tarafından sürekli şiddete uğrayan” Döndü’nün “kaçarak evlendiği için baba evi yerine kayınpederinin evine” döndüğünü, polisin de olayın ardından kaçan kocayı aradığını öğreniyoruz.

Üçüncü haber yeni; 24 Aralık 2016 tarihli. “Annelerinin üzerlerine kapıyı kilitleyip çıktığı 2 çocuk yanarak can verdi” diye insafsız bir başlıkla yer almış kimi sitelerde. Kimisi Döndü’nün eşinden ayrılıp ayrı bir evde yaşamaya başlamasını, işe giderken çocukların üstüne kapıyı kilitleyip çıkmak zorunda kalışını bir “suç”muş gibi anlatmış. Kimisi gerçeğe parmak basmış; “şiddet gördüğü için eşinden ayrılan kadın, temizlik işleri yaparak çocuklarıyla beraber yeni bir hayat kurmaya çalışıyordu, çocuklarını bırakacak hiçbir yeri olmadığı için kapıyı üstlerine kilitleyip çıkmak zorunda kaldı. Evde çıkan yangında 3 ve 6 yaşlarındaki iki çocuk can verdi. Anne cenaze boyunca ‘evlatlarımı geri getirin’ diye ağladı.”

Eğer evlatlarının kaybıyla haber olmasaydı belki de evlendiği ilk günden beri şiddet gördüğü “kocasının öldürdüğü” ya da “kocasını öldüren” kadın olarak konu olacaktı bir başka habere. Döndü tam üç kez konu oldu üçüncü sayfa haberlerine. Bu ülkede kadınlara reva görülenlerin bir özeti gibi önümüze serilen haberlerin konusu olan hayatı hep tehlikedeydi. Döndü’nün hayatını “bireysel bir dram”a çeviren, iştahla yazılacak yeni bir üçüncü sayfa hikayesine dönüştüren sistem, artık hayatta olmayan 3 ve 6 yaşındaki iki minicik çocuğun yanarak ölmesinin hesabını da Döndü’ye kesmiş. Döndü hakkında “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” suçundan yasal işlem başlatılmış. Devlet, bizzat yapmadıklarıyla taammüden işlediği cinayetin yükünü de bindirmiş Döndü’nün omuzlarına... Onu şiddete uğradığında korumaktan, ona konut, güvenceli iş, ücretsiz ve erişilebilir psiko-sosyal destek hizmetleri, çocuk bakım hizmetleri, kreş sağlamaktan imtina eden, hayatta kalabilmek için hiçbir güvencesi olmayan temizlik işine mecbur bırakanlar, çocukları diri diri yanarak ölen kadını “suçlu” ilan etmiş!

Bir kadının 28 yıllık gencecik ömrünü üçüncü sayfa dramlarına kenar süsü yapan, ömrüne bir ferahlık katmaktan hep imtina eden bu korkunç sistem kadınları “hayati tehlikeyle” yaşamak zorunda bırakıyor. Solduruyor hayatlarını... “Hayati tehlikeye” her direnişlerinde daha büyük acılarla sınıyor dirençlerini... Solduruyor umutlarını... Yeter! Başka kadınların hayatlarını üçüncü sayfa dramlarına konu ettirmeyelim. Dirençle yaşamaya çalışan kadınların umutlarını soldurmaya çalışanlara izin vermeyelim.