Ödüllü soru: Tipik bir kadın otomobilini nereden tanırsınız?
Alüminyum jantlardaki park çiziklerinden, sürücü tarafındaki makyaj aynasından, yan koltuktaki ev terliklerinden... Tamam, çok kötü bir cevaptı. Ama birçok örnekte doğru olduğu da kesin. Peki ama tipik bir kadın otomobili gerçekten var mı? Endüstrinin bu soruya cevabı hayır. Çünkü tersi bir açıklama satışları olumsuz etkilerdi. Neticede hangi erkek, kadınlar için geliştirilmiş bir otomobili özgür iradesiyle satın alır ki? Buna rağmen kadınlar, otomobil endüstrisi için gün geçtikçe daha önemli hale geliyor. Örneğin Almanya’da 1984 yılında her 6 otomobilden sadece birinin sahibi kadındı. Geçtiğimiz yıl içinde bu rakam yüzde 31’i biraz aştı. Aslında bu rakamın daha da yüksek olması mümkün, çünkü araç sahibi kadınların bir kısmı da ruhsatları babası veya kocası adına tescil ettiriyor.
Peki ama kadınların kullandığı tipik otomobil hangisi? Örneğin pratik otomobilleri tercih ettikleri kesin. Bir araştırmacı olan Prof. Doris Kortus Schultes’in bu konudaki yorumları şöyle: “Bunların arasında şehir kullanımına uygun SUV’lar da olabilir. Erkekler araçlarının boyutları ve motor güçleriyle ilgilenirken, kadınlar görüş rahatlığına daha fazla önem veriyor.” BMW X5, Porsche Cayenne, Range Rover... Hepsi kadın otomobilleri mi yani? Aslında durumun tam da böyle olmadığını bir istatistikten görebiliriz. Küçük otomobiller sınıfında kadınlar adına ruhsatlamış 3.5 milyon otomobil (Almanya rakamları) bulunurken, erkeklerin sahip olduğu küçük otomobil sayısı 3.1 milyon adet.
Kompakt sınıfa bakıldığında ise trendin yön değiştirdiği görülüyor: 3.1 milyon kadın kullanıcıya karşın bu araçlara 5.9 milyon erkek sahip. Başka ilginç rakamlar da var. Örneğin Peugeot ve Renault’da kadın müşteri oranı yaklaşık yüzde 40. Bunun nedeni ise bu iki markanın, çoğunlukla küçük ve pratik otomobiller üretip satıyor olmaları. Prof. Schultes’e göre kadınlar, iyi bir iç dizayna, malzeme kalitesine, büyük bagaj hacmine ve düşük yükleme eşiğine özellikle önem veriyor.