Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Mustafa Varank ve AKP’de görev aldığı iddia edilen bir kişi arasında geçtiği öne sürülen görüşmeye ait bir ses kaydı yayınlandı. Kayıttaki iddiaya göre, İstanbul Çengelköy’de Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait tarihi Abdullah Paşa yalısının nasıl İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın akrabalarına ait ‘denize sıfır’ bir muhallebiciye dönüştürüldüğü anlatılıyor.
Yasal dinlemeler sonucu elde edilip edilmediği bilinmeyen ve Cumhuriyet, diken.com.tr, Artı 1 TV gibi mecralarda yayınlanan ses kaydına göre, Varank, karşısındaki kişiye en son ne zaman Çengelköy Çınaraltı’na gittiğini soruyor. Bu kişinin on gün önce gittiğini söylemesi üzerine Varank, Çengelköy Çınaraltı’ndaki tarihi yalıya ‘garip bir çıkma’ yapıldığı iddiasını hatırlatıyor.
Varank’ı doğrulayan bu kişi, yalıya ‘büyük bir çıkma’ yapıldığını söylüyor. Söz konusu yalıyı kimin aldığını bilip bilmediğinin sorulması üzerine Varank, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın aldığını duyduğunu aktarıyor.
Yalıya yapılan ‘çıkma’nın ‘ucube’ olup olmadığını soran Varank’a karşısındaki kişi, eskiden o alanda bir iskele olduğu iddiasıyla denizin betonla doldurulduğunu, 1970′lerden bugüne Çengelköy’de yaşamasına karşın o noktada iskele olduğunu hatırlamadığını anlatıyor.
Varank’la konuşan AKP’li, Çınaraltı’ndaki tarihi yalı konusunun ardından Kuleli Askeri Lisesi’ne yakın bir yerde bulunan bir balık lokantasına yapılan ‘kolaylıklar’ hakkındaki iddiaları paylaşıyor.
Karşısındaki kişinin buna benzer 30-40 farklı örnek verebileceğini söylemesi üzerine Varank, Kadir Topbaş’ın akrabasına bunu yapmasını ‘ayıp bir şey’ olarak değerlendiriyor.
Varank’ın bu tepkisi üzerine konuştuğu kişi, Çengelköy’de kullanım hakkı Adalet Bakanlığı’nda olan Abdullah Paşa yalısının Topbaş’ın akrabalarına ait olan bir muhallebiciye nasıl dönüştüğünü en başından anlatmayı teklif ediyor.
AKP’li bu isim söz konusu yalının, 80′li yıllarda eski Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’e yap-işlet-devret modeliyle verildiğini, Şener’in yaptığı çalışmaların yarım kaldığını, Erkan Mumcu’nun Turizm bakanlığı dönemindeyse yalının işletme hakkının ihaleye çıkarıldığını savunuyor.
Yalının, Cemil Çiçek’in adalet bakanlığı döneminde ‘hakim ve savcılar evi’ yapılmak üzere alındığını iddia eden bu kişi, yalının kurul kararıyla birinci sınıf tarihi eser statüsünden ikinci sınıf tarihi eser statüsüne çevrildiğini öne sürüyor.
İkinci sınıf tarihi eserlerde şeklin korunması kaydıyla değişik malzeme kullanılarak inşaat yapılabildiğini aktaran bu kişi, çalışmaların tamamlanmasının ardından, bakanlığın yalıyı aylık 35 bin TL karşılığında kiraya verdiği iddiasını dile getiriyor.
2011 seçimleri sürecinde, ‘Beyefendi’nin kendisini çağırdığını, Erbab adlı başka bir yerin durumunu kendisine sorduğunu, konunun açılmasıyla kendisinin Erdoğan’a yalıda yapılması düşünülen değişiklikleri anlattığını, bunun üzerine Erdoğan’ın, bu işe izin verilmemesini talep ettiğini belirtiyor.
Başbakan Erdoğan’ın kendisine, “Vakıf, dernek bir şey bul, burayı sana veririz” dediğini iddia eden söz konusu kişi, Erdoğan’ın talimatıyla yalıyı kiralamak isteyen kişiye işi bıraktırdıklarını, bunun üzerine Erdoğan’ın Vakıflar Genel Müdürlüğü‘nü arayarak, yalıyı Adalet bakanlığına vermemelerini istediğini öne sürüyor.
Varank’ın söz konusu yalının Vakıflar’a ait olup olmadığını sorması üzerine, mülkiyetin Vakıflar’a, kullanma hakkınınsa Turim bakanlığına verildiğini belirtiyor.
Erdoğan’ın “Vakıf kur sana verelim” sözü üzerine, beklenti içerisine girdiğini aktaran bu kişi, ‘ukalalık’ yaparak Başbakan’a bunu sorduğunu, Erdoğan’ın da kendisine yalıyı, sonradan TÜRGEV adını alan İSEGEV‘e verdiğini söylediğini aktarıyor.
Yalının İSEGEV’e verilmesini beklerken, Kadir Topbaş’ın aldığını duyduğunu aktaran bu kişi, o arada ne olduğunu kendisinin de bilmediğini belirtiyor.
Topbaş’ın yalıyı ne zaman aldığını soran Varank’a, iki ay belki daha fazla olduğu yanıtını veriyor.
Varank’ın, Başbakanlık genelgesi nedeniyle böyle bir işlemin izin için kendilerine gelmesi gerektiğini söylemesi üzerine, yalıda inşaat çalışmalarının izinsiz yürütüldüğünü savunan bu kişi, “Resmi olarak Boğaz doldurulur mu?” diye soruyor.
Varank Topbaş’ın yalıyı kiralaması durumunda da Başbakanlık tarafından izne tabi olması gerektiğini hatırlatınca, yalının Başbakan Erdoğan’ın izni olmadan verilemeyeceğini bir kez daha vurguluyor.