Erdoğan, grup toplantısında isim vermeden Batum'un sözlerine değindi. ''Bakıyorsunuz, sıfatı Anayasa hukukçusu olan bir kişi çıkıyor; garip garip şeyler ediyor. Senin her yerin Anayasa hukukçusu olsa ne yazar'' diyen Erdoğan, bu tür kişilerin akademisyen ve hukukçu olamayacağını ifade etti. Erdoğan, ''Bu tür kişiler, olsa olsa elindeki Anayasa kitapçığını ezberlemiş kişi olarak meydanda dolaşır. Siyasete girdiği anda, işte kral çıplak, meydana çıkıyor. Siyaset böyle bir şey ve şu anda meydana çıkmış vaziyette'' dedi.''Söylenen lafların ortada olduğunu'' belirten Erdoğan, şöyle devam etti:''Silahlı Kuvvetlerine yönelik, işte 'kartondan bir kağıtmış', öbür taraftan 'ABD içini oymuş oymuş' diye, orduyu adeta Amerika'nın yönetimine, Amerika'nın idaresine vermiş bir havada gösterme anlayışı bir suçtur... Ve şu anda da Zonguldak böyle bir işi başlattı. Ben de buradan aynen bu suç duyurusunu ilan ediyorum. Ben de buradan özellikle TSK bizimle ilgili bir kuruluştur, dolayısıyla bu suç duyurusunu yapıyorum. Gereğinin yapılması lazım. Bu karşılıksız kalamaz. Bu karşılıksız kaldığı anda TSK ile futbol topu oynar gibi oynarlar. Bunun bedeli ödenmelidir, ödettirmelidir. Kimse burada demokratik süreçle bunu iç içe koyamaz. Hiçbir zaman, TSK'yı, biz herhangi bir ülkenin yönettiği veya içini boşalttığı gibi bir yaklaşıma prim veremeyiz. Bir karton kutuya benzetme olayına prim veremeyiz, vermemeliyiz. Buna yönelik adımların da özellikle savcılarımız tarafından atılmasının gereğini burada özellikle vurguluyorum.''
Erdoğan'dan CHP'li Batum'a: Her tarafın hukukçu olsa ne yazar?
KILIÇDAROĞLU: ERDOĞAN SAMİMİ DEĞİLCHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Başbakan Erdoğan'ın Batum'un sözlerine ilişkin grupta yaptığı konuşmaya değindi.''Sayın Başbakan bugün konuşmasında orduya da değinmiş, ordumuzu övmüş. Ne kadar samimi olduğunu bilmiyoruz.Bizi eleştirmiş... Önce şunu söyleyeyim, Sayın Başbakan eleştirebilir, eleştirisinde haksız olabilir ama ben Sayın Başbakandan şu samimiyeti beklerdim: Bizi eleştirdiğin gibi kendini de eleştirmeyi bileceksin. Eğer senin bir bakanın çıkıp da 'bu orduyla mı biz savaşa girecektik' der ve sen sesini çıkarmazsan sen orduya saygı göstermiyorsun demektir. Biz sadece orduya değil, devletin tüm kurumlarına saygılıyız; devleti devlet yapan kurumlara saygılıyız. Ama devleti devlet yapan kurumlara saygılıysak o saygıyı da çok iyi bilmeliyiz. Herkes, her siyasetçi bunun gereğini yapmalıdır. 'Hiç kimse ordu üzerinden siyaset yapmaz.' Bu bize Mustafa Kemal'in verdiği mirastır. Bu mirası herkes özenle koruyacaktır. Her kurum eleştirilebilir, ordu da eleştirilebilir ama önceki genel başkanımızın söylediği çok güzel bir söz var: Orduyu eleştirmek, ancak CHP Genel Başkanı katında olur. Biz güzel, geleceği parlak bir Türkiye özlemiyle gerçekten de yanıp tutuşuyoruz. Her yere gidiyoruz, her alana gidiyoruz, her alana girmeliyiz. beraber çalışmalıyız, ortak çalışmalıyız, tek ses çıkarmalıyız, ortak ses çıkarmalıyız. Eğer tek ve güçlü bir ses çıkarabilirsek halkın güvenini kazanmış oluruz. Biz halkımızın seviyoruz, onlara güveniyoruz.
Kılıçdaroğlu: Orduyu ancak ben eleştiririm
BAHÇELİ: ŞUURSUZ SİYASETÇİBatum'un sözleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de gündemindeydi. Bahçeli, TSK'nın siyasetten uzak kalmasının önemine değindi.Bahçeli, şunları söyledi:''AKP'nin asker üzerinden yürüttüğü istismar politikalarının yanı sıra CHP de benzeri bir tutum takınmış ve incitici, kışkırtıcı ve tahrik edici bir üslup benimsemiştir. Bir tarafta TSK'yı hakir gören ve darbeci yaftasını vuran AKP zihniyeti varken, öbür tarafta demokratik sürece askeri dahil etmeye çalışan ve siyaseti yönlendirmesini arzulayan bir ana muhalefet anlayışı yer almıştır. Türk siyaseti bu iki seviye yoksunu ve istismarcı partiden yorulmuştur ve oynanan karşılıklı oyundan dolayı tahrip olmuştur.Son olarak CHP'nin bir genel başkan yardımcısının sözleri bu çerçevede son örneği teşkil etmiştir. Söz konusu CHP yöneticisinin 'Koca bir askeri yıktılar, meğer kağıttan kaplanmış, biz bunu asker zannetmişiz' sözleri, talihsiz olduğu kadar, şuurunu kaybeden bir siyasetçinin hezeyanlarından başka bir anlama gelmemektedir. Tavsiyemiz, bu CHP'li yöneticinin askerden ne beklediğini açıklıkla ortaya koyması; demokrasinin ve sandığın erdemine inanmıyorsa bundan sonra siyaset yapıp yapmama konusunda kendisini bir kez daha gözden geçirmesidir.''''TSK kağıttan kaplan değil, binlerce yıllık geçmişiyle Türk milletinin en güçlü kudretlerinden birisidir'' diyen Bahçeli, ''Bunu anlamayan ve seviyesi yerlerde sürünen siyasetlerine kaldıraç olarak askeri kullanmayı amaçlayanlar hedeflerine asla ulaşamayacaklardır. İzledikleri çarpık siyasetleri için askerden medet uman, destek bekleyen ve demokratik siyasi yönetimlerin vesayet altında olmasını içten içe dileyen siyasi zihniyetler, her fırsatta demokrasinin yıldırımlarıyla çarpılacaklardır. Beklentimiz hem CHP'nin hem de AKP'nin elini TSK'dan bir an önce çekmeleri ve siyasetin içine sokmaktan vazgeçmeleridir'' diye konuştu.
Bahçeli’den Batum eleştirisi: Şuursuz bir zihniyetin hezeyanı
KIŞANAK: TALİHSİZ AÇIKLAMABDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak da partisinin grup toplantısında, Batum'un, orduya yönelik sözlerini ''talihsiz açıklama'' olarak değerlendirdi. Kışanak, bu açıklama nedeniyle yeniden TSK-siyaset ilişkinin tartışıldığını söyledi. Kışanak, böyle bir açıklamayı yapan kişinin, kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan bir partide bulunmasının düşündürücü olduğunu dile getirdi. Kışanak, demokrasilerde silahlı kuvvetlerin rolünün bulunmadığını, demokrasinin, halkın rejimi olduğunu söyledi.Gültan Kışanak ayrıca, bugün Genel Kurulda, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, TSK İç Hizmetler Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirilmesi için verdiği yasa teklifinin gündeme alınmasına ilişkin önergenin görüşüleceğini belirtti. Kışanak, ''Hodri meydan. Askeri vesayete karşı olan kim ise ortaya çıkacak. Demokrasiden yanaysanız bu yasanın kabul edilmesi için 'evet' oyu verirsiniz'' diye konuştu. (aa)