İskoçya'nın Edinburgh Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiş yeni bir araştırmada bazı insanların diğerlerinden daha fazla kahve istemesinin genetik bir sebebi olabileceği öne sürülüyor. Scientific Reports dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, PDSS2 geninde varyasyon bulunan bireyler varyasyon olmayan bireylerden daha az kahve içiyor.
PDSS2 varyasyonu olan bireylerin vücutlarının kafeini parçalama yeteneği düşük oluyor. Bilim insanlarına göre de bu durum; tüketilen kafeinin vücutta daha uzun süre durmasına, dolayısıyla yeni bir kafein dozu alma isteği süresinin uzatılmasına yol açıyor.
Kahvenin içindeki kafein, insanların uyanık ve tetikte olmalarını sağlarken bazı insanlarda çabuk öfkelenme, mide bozuklukları ve huzursuzluğa yol açabiliyor. Daha önce İtalya ve Hollanda da yapılan araştırmalarda da aynı sonuçlar elde edilmişti. Önceki bir araştırmada, İtalya’nın yedi kasabasından 1200’den fazla bireyin günlük kahve tüketimleri incelenmişti. PDSS2 varyasyonu olan bireyler, olmayanlardan günde ortalama bir fincan daha az kahve tükettikleri kaydedilmişti. Araştırma grubu, aynı çalışmayı Hollanda’daki 1731 birey ile gerçekleştirip neredeyse aynı bulgulara ulaştılar.
Araştırmanın baş yazarlarından Dr. Nicola Pirastu, bir basın açıklamasında araştırmaları için “ Çalışmamızın sonuçları, kahve tüketme isteğimizin genlerimizde kodlu olabileceği üzerine yapılmış çalışmaları destekliyor. Ancak bu bulguları doğrulamak ve PDSS2 ile kahve tüketimi arasındaki biyolojik bağlantıyı netleştirmek için daha geniş çalışmalar yürütmemiz gerekiyor.” diyor.