T24- Vatan gazetesi yazarı Kaan Kural, dün oynanan Türkiye - Porto Riko karşılaşmasını değerlendirdi. Türkiye'nin 79 - 77 kazandığı maçta Porto Riko'nun iki önemli oyuncusunun olmaması Türkiye'ye büyük avantaj sağladığını yazdı.Kaan Kural'ın Vatan gazetesinde bugün (2 Eylül 2010) yer alan yazısı şöyle: Kalite bazen yetmeyebilirYunanistan maçından sonra aynı derece odaklanma beklemek zor elbette takımdan. Dün iki oyun kurucusundan Arroyo’nun oynamadığı, Barea’nın ise seke seke kısıtlı bir süre aldığı Porto Riko karşısında 2. vitesten bir türlü yukarı çıkamadık. Kazandık ve grup birinciliğini garantiledik ama sonuçtan daha önemli mesajlar var maç içinde. Çok şey gördük takımla ilgili dün.
Öncelikle bu Milli Takım’ın asıl kalitesi savunmasında yatıyor. 3. çeyrek sonuna kadar sürekli geride giden, bir türlü silkinemeyen Milliler, 4 dakikalık bir bölümde savunma direncini öyle yükseltti ki o rahat rahat oynayan Porto Riko potayı göremedi. 13-0’lık bir seri. Tribünler maç başından beri kursaklarında kalan coşku nidasını serbest bıraktı, herkes rahatladı. O dakikaya kadar Porto Riko’nun sadece 1 serbest atış kullanmış olması ilk 3 çeyrek için ‘idare ettiğimiz’in, kavgacı halimizin pek sahaya yansımadığını ispatı. Ve biz daha iyi rakiplere karşı 3 çeyreği idare edemeyiz.
Yunanistan ve Rusya karşısında takımı taşıyan alan savunmasının, aynı yoğunlukta yapılmadığında nasıl delindiği gördük. İlk yarıda 4 dakika alan yaptık. 17 sayı yedik. Neyse ki olmadığını görünce vazgeçtik. Alanın keskin şut atabilen takımlara karşı dezavantaj yaratacağı maçlar olacak. Dünkünden daha zor maçlar.
Bu takımın oyun sıkıştığında başvuracağı el mutlaka Hidayet. %100 formda olmasa da bu değişmiyor. Bunu da bir kez daha izledik. Her zaman olduğu gibi dün de bu sorumluluğu almaktan kaçmadı. 16 sayı, 6 asistle da takımı sürükledi. Bu takımın kaderi iyi veya kötü Hidayet’in ellerinde olacak. Bu değişmez.
Son olarak en önemli soru işareti. Maç sonu oynama konusunda çok yol kat etmemiz gerekli daha. Takımımızın en formda, en iyi oyuncusu Ersan’ın sonda attığı şut hakikaten ortaokul düzeyinde bir hata. Büyük hedeflere ilerleyen bir takım maç sonunu en keskin ve en iyi şekilde oynar. Biz ise o konuda çok endişe veriyoruz.
Bir kez daha duygusal yoğunlukla oynamadığımız zaman zorlandığımızı gördük. Ama yine gördük ki kalitemiz gerçekten üst düzey. Kalite bizi her zaman taşımaz ama coşku ile birleşince neler yapabileceğimizi zaten biliyoruz. Dün onsuz da kazandık. Ama turnuvayı nasıl götürmemiz gerektiğini hatırlayarak.
Sinan’ı çok aradık Dünkü maç boyunca bir kıvılcım aradı Milliler. Bu 12 oyuncu arasında bunu verebilecek 1 numaralı isim tartışmasız Sinan Güler. Ancak dün nedense hiç süre almadı. Halbuki herkes bir enerji beklerken, çoğu zaman oyuna girdiğinde kalbe saplanan adrenalin iğnesi etkisi yapan Sinan’ın maçıydı dün.
Atıcılarda son duruma gelince; Kerem Tunçeri ve Ömer Onan bir süredir çok iyi şut atıyordu. Asli görevleri organizasyon ve savunma haricinde turnuvada 12/25 üçlük atmıştı bu ikili. Ancak dün temposuz oyunda 3/11’de kaldılar. Ersan ise 10/12 ile çıktığı maçta 2/8 atarak istatistiklerini biraz daha insani boyutlara indirdi. Şut aslında sukunet ister, rahatlık ister. Ama Türkiye için geçerli değil sanırım bu. Her alanda olduğu gibi şutları da atmosfer ve sahadaki coşku etkiliyor.