Kalp krizinde yaş ortalaması düşüyor

Kalp krizinde yaş ortalaması düşüyor

Kalp krizi görülme riskinin yüzde 85’lik oranla erkeklerde yüksek olduğunu belirten uzmanlar, kalp krizi geçirenlerin yaş ortalamasının son zamanlarda düştüğüne dikkat çekiyor. Uzmanların işaret ettiği önemli bir tetikleyici ise stres faktörü

NTV'nin haberine göre, Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Baltalı, erken yaşta geçirilen kalp krizlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kalp krizinin kalbi besleyen koroner arterlerin ani olarak tıkanması sonucu kalp hücrelerine kan gitmemesi ve kalp hücrelerini ölümle sonlandıran bir proses olduğunu belirten Baltalı, kalp krizinin erkek hastalığı olduğunu söyledi.

Kalp krizinin yüzde 85 oranında erkeklerde daha sık görüldüğünü ancak kadınlarda da 65 yaşından sonra bu riskin erkeklerle eşit oranda olduğunu ifade eden Dr. Baltalı, şunları söyledi:

“Kadınlarda adet görme normal şartlarda kalp krizi geçirme riskini çok yüksek oranda önler. Ama menopoza girdikten 15-20 yıl sonra yani diyelim bir kadın 50 yaşında adetten kesiliyor, ortalama 65 yaşındaki kadında kalp krizi geçirme riski erkeklerle eşit olur. Kalp krizi özellikle erkek hastalığıdır ve yaşlı hastalığıdır. Niye yaşlı hastalığıdır? Çünkü kalp krizi kalp damarları 15 yaşından itibaren kalınlaşmaya başlar. plaklar birikir. Bu birikme zaman içinde artar ve ciddi hale gelir. O birikimin üzerine bir de pıhtı eklendi mi kalpte tıkanma oluşur. Kalp krizinin ana nedeni budur.”

 

Sigara en büyük faktör

 

Kalp krizini artıran risk faktörlerine de değinen Kardiyoloji Uzmanı, “Birincisi sigara içmek, ikincisi erkek cinsiyeti, üçüncüsü yaşlılıktır, dördüncüsü kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği ve şeker hastalığıdır” dedi. 

 

Anne ve babada kalp krizi riski artıyor

 

Prof. Baltalı, son zamanlarda kalp krizi geçirenlerin yaş ortalamasının düştüğünü belirterek nedenleri hakkında şunları söyledi:  “Birincisi sigara içme, ikincisi ailesinde anne-baba gibi birinci derecede kalp krizi geçirenlerde risk daha fazla. Babası 55, annesi 65 yaşından önce kalp krizi geçirmişse bunun riski daha fazla. Homojenik dediğimiz birçok genetik faktör burada rol oynamaktadır. Yani bu bireylerin kalp hastalığına yakalanmaları ve kalp krizi geçirmeleri riski daha fazladır. Genç hastalarda anne-baba genetik faktörü, sigara içenlerde kalp krizi geçirme riskini artırıyor. Üçüncü olarak kadınlarda bazı doğum kontrol haplarının kullanma da bunlara eklenince kalp krizi riski otomatikman artmış oluyor.” 

 

İçine atanlarda risk faktörü artıyor

 

Stres faktörünün de kalp krizi için önemli risk faktörlerinden biri olduğunu kaydeden Kardiyolog, “Gençlerde ve yaşlılarda hiç fark etmiyor. Diyelim ki bir yerde sinirleniyorsunuz, bağırıyorsunuz, çağırıyorsunuz onlarda risk fazla değil. Esas sinirlenip içine atanlarda risk daha fazla. İçine atıp, biriktiren insanlarda daha çok görülüyor. Toplumsal baskı herkeste oluyor ama içine atanlarda daha sık görülüyor, majör değil ama daha sık görüldüğü söyleniyor. Kalp krizi çok çeşitli. Kişi hiçbir şey hissetmiyor ama aniden ölüyor. Tıkanmaya başlamak ve kalp krizi geçirmeye başladıktan sonra bir saat içinde vefat etmek ani ölüm demek. Bunun da en sık nedenlerinden birisi kalp krizi. Ani ölüm illa kalp krizi manasına gelmiyor. Çok çeşitli nedenler var ama en sık görünen kalp krizidir” diye konuştu. 

Kalp krizi belirtilerine de değinen Prof. Baltalı, “En büyük belirti göğüs ağrısı. Kalp durması olunca hemen yoğun bakıma götürmek ve ani müdahale etmek lazım. Eğer göğüs ağrısı varsa bu anjiyografi yapabilen bir merkeze gidilmeli. Türkiye de şu anda bu ağ yayılmış durumda. Hastanın bir saat içinde işleme alınması gerekir. Yani anjiyografi yapılmalı. Böylece kalp damarlarının durumu tespit ediliyor, daha sonra stent ile oradaki tıkanma açılması işlemi yapılması gerekiyor” dedi.

 

Direksiyon başında kalp krizi geçirenler ne yapmalı?

 

Aracında tek başına seyahat eden kişinin kalp krizi geçirmesi halinde yapılması gerekenleri de anlatan Prof. Dr. Mehmet Baltalı, şu tavsiyelerde bulundu:

“Göğüs ağrısı başladığında, arabayı kenara çekeceksin ve 112’yi arayacaksın. 112 gelene kadar hiçbir şey yapmayacaksın. Kişi şuurunu kaybetme ya da nefes almama durumunda yoğun bakıma götürülüyor ve müdahalesi yapılıyor. Ağrı yanma hissettiğiniz zaman arabayı kenara çekeceksiniz. Yanında biri de varsa ilk 112 aranmalı. Ama kişinin nefesi durmuşsa hava yolları açılabilir.”