Kalbin organizmanın metabolizması için gereken dolaşımı sağlayamaması sonucu gelişen kalp yetmezliği, daha çok 35 yaşından sonra ortaya çıkan ve ölümcül olabilen bir sorun. 2017 yılı rakamlarına göre Türkiye’de 2 milyondan fazla kişinin kalbi, hayatın olağan akışına ayak uydurmasına “yetmiyor.”
ntv.com.tr'nin haberine göre, kalp yetmezliğinin bir yaşlılık hastalığı olduğunu, yaşla birlikte kalp yetmezliği riskinin de arttığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Emin Korkmaz, çocukluk çağındaki miyokardit yani kalp enfeksiyonları dışında hastalığın genel olarak 35 yaş ve üzerinde ortaya çıktığını söyledi. Kalp yetmezliğinin nedenleri arasında koroner arter hastalığını başa koyan Prof. Korkmaz, kalbin, hayatta tuttuğu bir insana yetememesinin nedenlerini 7 maddede şöyle açıkladı: 1. Koroner arter hastalığı: Halk arasında kalp krizi olarak bilinen koroner arter hastalığı kalp dokusunun, kalp kas hücrelerinin kaybına neden olur. Kalp krizi sırasında tıkanan damar, kalp kasına yeterli oksijen sunumu yapamayacağından kalp kas hücreleri ölür. Kalbin gücü, kalp krizi sonrası hastanın kaybettiği doku miktarı ile doğru orantılı olarak azalır. Kalp damarlarındaki darlıklar, hücre ölümüne neden olmadan da kalp yetmezliği yapabilir. Uzun yıllar boyunca iyi beslenmeyen kalp dokusu zamanla gücünü kaybeder. 2. Yaşlanma: Kalp yetmezliğinin belki de en sık görülen nedeni yaşlanmadır. Yaşlanma ile birlikte kalbin hem kasılma, hem gevşeyip dolma yeteneği azalır ve bozulur. Bu durum kalp yetmezliği demektir. 3. Hipertansiyon: Yüksek kan basıncı kalp yetmezliğini hazırlayan önemli bir faktördür. Kontrolsüz yüksek kan basıncı zamanla kalbin yapısının bozulmasına, başlangıçta gevşeme bozukluğuna, ilerleyen zamanda ise kasılma bozukluğuna neden olur.
4. Kapak hastalıkları: Kalbin sağlıklı olması için kapaklarının düzgün çalışması şarttır. Kapaklarda gelişen daralma ve tam kapanmama, kalbi, hacim ve basınç yükü artışı ile karşı karşıya bırakır. Bu bozuklukların uzun sürmesi yetmezlik ile sonuçlanır.
5. Kalp kası iltihapları: Bu duruma miyokardit denir. En sık üst solunum yolu enfeksiyonu yapan virüsler sonrası gelişir. Bu virüsler kalp kasında da iltihap ve yangı yaparak yetmezliğe yol açabilir. Güney Amerika’da sık gözlenen bir parazit de kalbe yerleşip Chagas hastalığı ve yetmezlik yapar. 6. Diğer nedenler: Bunlar daha az gözlenen nedenlerdir. Çeşitli ağır metal zehirlenmeleri, kronik alkolizm, ilaç bağımlılığı (kokain gibi), göğüs bölgesine radyasyon alınması (radyoterapi), kanser ilaçları. 7. Bilinmeyen nedenler: Azımsanmayacak bir grup hastada herhangi bir neden bulunmaz.
Risk faktörlerinin başında kalp damar hastalıklarının geldiğini vurgulayan Prof. Korkmaz, kalp-damar hastalığının önlenmesiyle yetmezlik sıklığının azaltılabileceğini söyledi, “Yani sigaranın kesilmesi, kan yağlarının ve kan basıncının düzeltilmesi, uygun kiloya inmek ve kiloyu korumak, düzenli egzersiz yapmak, verilen ilaçları düzenli almak, tuzu kısıtlamak, şeker tüketmemek, vejetaryen temelli beslenmek en önemlileridir. Miyokarditten korunmak için genel sağlık önlemleri alınmalı, hastalarla temas azaltılmalıdır. miyokarditten korunmanda en önemli adım aşılanmaktır. Grip aşısı, miyokardite karşı alınabilecek en akıllıca önlemdir” dedi. Peki bir insan, kalbinde yetmezlik başladığını anlayabilir mi, doktora gitmesine gerektirecek uyarıcı belirtiler nelerdir? şeklindeki soruya Prof. Korkmaz, “Anlayabilir ancak yakınmalar genellikle geç ortaya çıkar. Yakınmaların başında nefes darlığı ve hareket kabiliyetinde azalma gelir. Hasta eskiden yürüdüğü mesafeyi yürüyemez, çabuk yorulur. Zamanla yattığı yastık sayısını arttırması gerekir, bacaklarında sıvı birikimine bağlı şişmeler olur, öksürmeye başlar. Fakat ne yazık ki tüm bunlar geç dönemde olur. Örneğin, bacaklarda fark edilebilen şişlik olması 8 litre sıvı fazlalığı anlamına gelmektedir” yanıtını verdi.
Kalp yetmezliği tedavisinin, tıbbi açıdan zor ve karışık bir yaklaşım gerektirdiğini söyleyen Korkmaz, tedavi protokolünü şöyle özetledi: “Temelde hastanın altta yatan bozukluğu düzeltilir. Koroner damar hastalığı varsa stent bypass gibi girişimler ve uygun ilaç tedavileri yapılır. Kapak hastalığı varsa ameliyatsız veya ameliyatla bu kapaklar düzeltilir ve gerekli ilaç tedavisine başlanır. Miyokardit varsa istirahat ilaç tedavisi önerilir. Her durumun spesifik tedavisini burada sıralamak imkansızdır. Ancak tedavideki genel prensipler; tuz kısıtlama, gereken mekanik girişimler, düzenli ilaç tedavisi şeklinde sıralanabilir. Hastalık çok ilerlerse kalp nakli yapılır. Bu durum öncesi destek pompaları ile hasta nâkile kadar yaşam desteği ile hayatta tutulmaya çalışılır. Gelecekte umut veren bir yaklaşım ise tamamen suni, yerleştirilebilir mekanik kalplerin kullanılmaya başlanması olasılığıdır.” Kalbimizin bize “yetebilmesi” için, nelere dikkat etmeliyiz, neleri yapıp, nelerden uzak durmalıyız? sorusuna Kardiyolog Korkmaz’ın yanıtı ise şu şekilde: - Tuzdan ve şekerden uzak, dengeli ve düzenli beslenme alışkanlıkları edinilmeli.
- Sigara ve benzeri tüm bağımlılıklardan uzak kalınmalı.
- Alkol tüketimi sınırlandırılmalı.
- Hareketsizlikten kaçınılmalı, düzenli egzersiz yapılmalı.
- Kan yağları ve kan basıncı kontrol altında tutulmalı. - İdeal vücut ağırlığı korunmalı.
- Mevcut hastalıkların erken tedavisi için harekete geçilmeli ve gerekiyorsa düzenli ilaç kullanılmalı.