T24 - Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, ''28 Şubat süreciyle'' ilgili, ''28 Şubat'ta, bağrımız yandı, yolumuz kesildi. Yolu kesilen sadece biz değildik. Milletin yolu kesildi, İslam aleminin, insanlığın yolu kesildi diye düşünüyoruz'' dedi.
Kamalak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''28 Şubat sürecinin'' yıl dönümünde, bir değerlendirme yapmaya dillerinin varmadığını, çok üzgün olduklarını söyledi.
O dönemde bazı milletvekilleri tarafından tehdit edilen parlamenterlerden olduğunu öne süren Kamalak, ''28 Şubat, tankların bizim üzerimize yürütüldüğü süreçtir'' diye konuştu.
Mustafa Kamalak, kendisinin, Refah Partisi Kahramanmaraş Milletvekili olarak parlamentoda yer aldığı o süreci kimseye kızmadan üzüntüyle izlediklerini belirterek, şöyle devam etti:
''28 Şubat'ta, bağrımız yandı, yolumuz kesildi. Yolu kesilen sadece biz değildik. Milletin yolu kesildi, İslam aleminin, insanlığın yolu kesildi diye düşünüyoruz. Kendimiz adına yola çıkmış değildik. İşçiye, memura ve emekliye iktidarımızın üçüncü günü, güvenoyu bile almadan 'yüzde 50 zam' dedik, kötü mü ettik? Hayır. Yüzde 50 zammı verirken IMF'den bir kuruş borç almadık, içerdeki para babalarının kapısını çalmadık. Ne yaptık? Sömürü havuzuna akan muslukları biraz kısmak suretiyle fakir fukaranın mutfağına çevirdik. Bu, iç sömürücülerin menfaatine dokunuyordu.''
O dönemlerde İslam ülkelerine çağrıda bulunduklarını vurgulayan Kamalak, ''Onlara, 'haritalarınıza bakın, cetvelle çizilmiş haritalarınız, burada siz yaşıyorsunuz ama bunu çizenler sizi yumuşak lokma haline getirip yutmak isteyenlerdir' dedik. 'Birleşin' çağrısı yaptık'' ifadesini kullandı.
Kamalak, bu çağrıyı sözde bırakmadıklarını, nüfusu 60 milyonun üzerinde olan sekiz İslam ülkesini bir araya getirdiklerini, böylece dış sömürüyü engellemek istediklerini belirterek D-8'e işaret etti.
''ABD'nin dolar yoluyla sömürüsünü önlemek için İslam alemine ortak para birimine geçilmesi'' yolunda da çağrıda bulunduklarını dile getiren Kamalak, bu fikri, batının aldığını ve avroyu uyguladığını anlattı.
Kamalak, 28 Şubatların önlenebilmesi için milletin kendine güvenmesi, demokrasiye inanması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Mevcut Anayasa, askere darbe yapma izni vermiyordu. 27 Mayıs darbesini yapanlar cuntadır. Generallerin haberi yok. Sonuçta Menderes, idam ediliyor. 1971 muhtırasıyla Demirel indiriliyor, ardından 1980 darbesi. Sonra 28 Şubat süreci, merhum Erbakan indiriliyor. Halkın vermediği iktidar, Mesut Bey'e teslim edilebiliyor. Anayasa'nın izniyle olan şeyler değil. Kısacası kağıtta değişiklik yapmakla darbeler önlenemez. Askerin eğitim biçimi, baştan sona yeniden dizayn edilmeli. Türkiye kendi istikametini yeniden belirlemelidir.''