Hollywood filmlerinde görmeye alıştığımız 'yüz tarama' sistemi için ilk adım, İstanbul Beyoğlu'ndaki İstiklal Caddesi'nde atıldı. Özel bir firma tarafından geliştirilen sistem, üç kamerayla denenmeye başlandı. Bir aylık denemenin ardından yetkili makamlarca onaylanması halinde Emniyet'e devredilecek sistemde, aranan kişilerin görüntüleri bir bilgisayara yükleniyor. Sabah gazetesinin haberine göre kontrol merkezindeki bu bilgisayara, şu an caddeye üçü konulan 64 kamera bağlanacak. Saniyede 15 bin kişinin görüntüsünü tarayan kameralar, kalabalığa karışan suçlunun yüz ölçülerini bir saniyede tespit edip, fotoğrafıyla birlikte ekrana taşıyor. Aynı anda fotoğraf ile görüntü yan yana geliyor ve yüz tarama başlıyor. Bu sırada tepe kamerası ise, söz konusu kişiyi takip ediyor. Görüntünün eşleşmesi halinde aranan kişi hemen yakalanıyor. İngiliz Scotland Yard'ın kapalı alanlarda kullandığı teknoloji onay alması halinde, açık alanda bir ilk olacak. KKTC kökenli Jan Adem tarafından getirilen sistem için, Rusya'dan 4 mühendis geldi. 850 bin euroya mal olan sistemde şu an iki adet yüz tanıma, bir de hareketli kamera bulunuyor. Jan Adem, sistemin radyolink esasıyla çalıştığını ve zarar verilmesinin söz konusu olmadığını belirtip şu bilgileri verdi: "Caddeden geçen 15 bin kişinin yüz ölçüleri bir saniye içinde taranarak aranan kişi tespit ediliyor ve sistemdeki fotoğrafı ile birlikte görüntüsü ekrana getiriliyor. Bu kişilerin sakal bırakması ya da gözlük takmaları fark etmiyor. Tepede bulunan üçüncü bir kamera da bu kişiye kilitlenerek 300 metre boyunca takibe alıyor. Daha sonra ise ikinci bir kamera bu görevi devralıyor." İstiklal Caddesi üzerinde işyeri Bulunan Benny Giyim'in sahibi Burcu Boyacı da, "Caddenin belli sabit hırsızları var. Bu şekilde takip edildiklerini hissederlerse bir daha İstiklal'e çıkamazlar" diyerek uygulamanın faydalı olabileceğini savundu. İNSAN HAKLARINA AYKIRI MI? ERDEM İLKER MUTLU (İSTANBUL BAROSU İNSAN HAKLARI MASASI): "Klasik kameradan hukuki olarak çok farkı yok. Para cezası almış biri de olabilir. Böyle bir kişinin yüzünü oraya koyarsanız özel hayata müdahaleye girer diye düşünülebilir." PROF. DR. AHMET GÖKCEN (MARMARA ÜNİVERSİTESİ): "Güvenlik amaçlı umuma açık yerde kayıt yapmanın mahsuru olmaz. Prensip olarak uygulamanın hukuka aykırı olmadığını söyleyebiliriz."