KAMU BANKALARI HÜKÜMETİN GÜNDEMİNDE İSTANBUL (A.A)

-KAMU BANKALARI HÜKÜMETİN GÜNDEMİNDE İSTANBUL (A.A) - 04.11.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kamu bankalarıyla ilgili gündemlerinde 3 konu bulunduğunu belirterek, ''Bizim de kamu bankalarıyla ilgili atacağımız adımların her biri önemli olacak, her biri ses getirecek. Zamanlamasını iyi tespit etmemiz, sıralamasını doğru yapmamız gerekiyor. Bunların hepsi gündemimizde'' dedi. Babacan, The Economist tarafından düzenlenen ''Değişim Sürecinde Türkiye-Türk Hükümetiyle 18. Yuvarlak Masa Toplantısı'' sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kamu bankalarının özelleştirme çalışmalarıyla ilgili Babacan, kamu bankalarıyla ilgili gündemlerinde 3 konu bulunduğunu, bunların Halk Bankası'nın halka açık yüzde 25'lik kısmını artırmak, Vakıfbank'ın yine halka açık kısmını artırmak, diğerinin de Ziraat Bankası'nın halka arzı olduğunu söyledi. Bunun için Özelleştirme İdaresi ile bankaların sürekli çalışma içinde olduğunu, ancak uygun zamanı ve uygun ortamı, piyasa koşullarının uygun olduğu bir dönemi yakalamanın önemli olduğunu vurguladı. Atacakları adımların birbirini engelleyen, olumsuz etki eden bir yapıya gelmesini engellemek gerektiğini ifade eden Babacan, şöyle konuştu: ''Zamanlamasını ve sıralamasını doğru yapmamız gerekiyor. Ama ne zaman ne büyüklükte, zamanı geldiğinde peyderpey kararlar verilir. Onların sıralamasına ilişkin alternatifler, senaryolar var. Ama piyasa şartlarına göre kendi iç hesaplarımıza göre... Zamanlama konusunda çok spesifik şeyler söylemek istemiyorum. Çünkü dünya piyasalarıyla kendi iç piyasamızla çok ilgili. Evvelsi gün Türkiye'de çok önemli bankacılık operasyonu oldu. Türkiye'nin önemli bankalarından bir tanesine yine dünyanın önemli bankalarından biri ortak olarak girdi. Bunlar önemli gelişmeler.  Bizim de kamu bankalarıyla ilgili atacağımız adımlarda her biri önemli olacak, her biri ses getirecek. Zamanlamasını iyi tespit etmemiz, sıralamasını doğru yapmamız gerekiyor. Bunların hepsi gündemimizde...'' Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, büyük bankalarla ilgili çalışmada hangi noktaya gelindiği sorusu üzerine, kurumların kendi hazırlıklarını yaptığını, daha sonra ilk fırsatta ilgili kişileri biraraya getirip konunun istişare edileceğini söyledi. Bu konuda G-20'nin bütün ülkelere kendi büyük bankalarıyla ilgili ne tür tedbirler alacaklarına ilişkin hazırlıklarını yapması yönünde çağrısı bulunduğunu anımsatan Babacan, ''Dolayısıyla buna da bakma zamanı geliyor. Hiçbir bankamızı kısa vadede zora sokacak, iki ayağını bir pabuca sokacak adımlar kesinlikle olmaz. Zamana yaygın, daha yumuşak geçişlerin olacağı bazı adımlar gelecek. Buna artık herkesin hazır olması gerekiyor'' diye konuştu. Sistem açısından bankaların ülke sistemi ve küresel sistem için önem taşıyan bankalar olmak üzere ikiye ayrıldığını, bunlarla ilgili ayrı ayrı düzenlemeler yapıldığını belirten Babacan, ''Biz de o çerçevede kendi bankalarımıza bakacağız. Yavaş yavaş, istişare ede ede, herkesle konuşarak gerekli adımlar neyse bunları en kısa zamanda atacağız'' dedi. -''SÜRPRİZ DEĞİL, DAHA ÖNCEDEN SİNYALİ VERİLDİ''- Merkez Bankası'nın kredilerdeki artış oranının yavaşlaması gerektiği ve bu yönde bazı tedbirler alabileceği yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Babacan, sürecin başladığını, Merkez Bankası'nın öncelikle kriz nedeniyle geçen seneden itibaren uygulamaya koyduğu bazı tedbirleri yavaş yavaş geri çekmeye başladığını, yıl sonu itibarıyla da olağanüstü dönem tedbirlerinin bir bakıma sona ermiş olacağını söyledi. Son olarak KKDF'nin yüzde 10'dan 15'e çıkarılmasının buna yönelik adımlardan biri olduğuna değinen Babacan, ''Bunlar doğru adımlar, doğru tedbirlerdir. Merkez Bankası olsun, BDDK olsun, hükümet olsun bütün tedbirlerin eşgüdüm içinde alınması da büyük önem taşıyor. Önümüzdeki dönemde buna benzer ilave adımlar da olabilir. Bunlara şaşırmamak lazım. Sürpriz değil. Bunlar hep söylene söylene oluyor. Daha önce bunların hepsinin sinyali verildi'' şeklinde konuştu. -''FED'İN ADIMI, ÇARESİZLİK ORTAMINDA ATILMIŞ ADIM''- FED'in aldığı tedbirlere ilişkin ise Babacan, şöyle konuştu: ''FED'in attığı adım bir bakıma çaresizlik ortamında atılmış adım. Çünkü maliye politikalarında artık sınıra dayandılar. Döndüler dolaştılar ne yapabiliriz? Daha çok para sürelim piyasaya... Yaptıkları bu açıkçası. Bu nihayetinde kendi kararları, ancak dünyayı da etkileyen kararlar. Bu kararların uzun vadeli etkilerini mutlaka dikkate almamız lazım. Yüksek miktarlarda likiditeyi merkez bankalarının piyasaya sürmüş olması, bunun getirdiği endişeler, kaygılar, likiditenin getireceği büyümeden daha fazla zarar verebilir. Çünkü bunun geri döneceği ortada. Bunu yapmayıp bu yolla devam ederlerse, doların değerinin ne olacağı dünyada çok ciddi sorgulanmaya başlanacaktır. Bunlar bir yere kadar gider. Ama artık bana göre yolun da sonuna gelindi. Kısa vadede büyüme, istihdam endişesiyle atılan bu adımların, uzun vadede büyüme ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerine mutlaka dikkat etmek gerekir. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler de bu sermaye hareketlerini yakından takip etmek zorunda. Bu sermaye hareketlerinin yolu, yok tobin vergisi koymak, yok şunu yasaklamak, bunu yasaklamakla değil. Daha akılcı, daha farklı yöntemlerle ne yapılacaksa yapılması gerekiyor. Maliye politikasında sıkı durmak gerekiyor. Merkez Bankası'nın para politikalarının mutlaka günlük piyasa hareketlerini takip eden çizgi izlemesi gerekiyor. Bankacılıkla, diğer alanlarla ilgili tedbirleri, adımları zamanında atmak gerekiyor.''   -BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI- Borçların yeniden yapılandırmasıyla ilgili sorular üzerine Babacan, buna ilişkin çalışmanın devam ettiğini, çalışmanın kapsamının çok geniş olmasından dolayı tek tek, alan alan dikkat etmek istediklerini söyledi. Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Telafisi mümkün olmayan, bir af anlamına gelebilecek, olacak hataların tekrarını beraberinde getirebilecek adımlar atmak istemiyoruz. Çalışma ilk olarak sadece vergi ve sigorta primlerinin yeniden yapılandırılmasıyla başladı, ama kapsam ondan sonra genişledi. Şimdi bunu belli noktada da tutmaya çalışıyoruz. Pek çok kesimden talepler var. Bu talepleri tek tek iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Eğer Türkiye'de bir hukuk, ceza yaptırım sistemi varsa, bu ceza yaptırım sisteminin çalışmaya devam ediyor olması çok önemli. Bir adım attığınızda attığınız adımın, bundan sonra hataların devamını getirecekse ya da cezaların etkinliğini azaltacaksa o adımları da atmak istemiyoruz. Dikkatli yapmak istiyoruz. Sıkıntılar getirecek, Türkiye'ye uzun vadede zarar verecek adımlar da olmasın istiyoruz.'' TÜPRAŞ, Doğan Holding ve Turkcell gibi büyük şirketlerin bu çalışmadan faydalanıp faydalanmayacağı sorusu üzerine ise Babacan, ''Spesifik konulara şu anda girmek istemiyorum. Çalışmalar bitip de kararlarımız nihai hale gelmeden konuşmak istemiyorum. Mahsuplaşmayla ilgili yasa şu anda Meclis Genel Kurulu'nun gündeminde. Biraz daha çalışma bitsin, ondan sonra detaylı bilgi vermek gerekir'' dedi.