Kamu kaynaklarını kullanarak ekonomik faaliyetlerde bulunan Kamu İktisadi Teşebbüsleri’ni (KİT) denetleyen Sayıştay, 2018 Yılı Denetim Raporları’nda bazı büyük KİT’lerin belli şirketlere kazanç sağlamak için “Saadet Zinciri” kurduğunu, ihalesiz aldığı işleri defalarca alt yüklenicilerine devrettiğini ve bu yolla “hiçbir iş yapmayan” şirketlerin yüz milyonlarca TL kazandığını ortaya koydu.
Nisan ayında başlayacak TBMM KİT Komisyonu çalışmaları öncesinde, komisyon üyesi milletvekillerinin kurum merkezlerinde yaptığı “yerinde denetimler” önceki hafta başladı. TBMM KİT Komisyonu üyesi ve CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, raporlarda ve kurumlarda yaptıkları incelemelerde bazı KİT’lerde “Saadet Zinciri” kurulduğunu tespit ettiklerini, sadece bir kurumdaki işlemlerle kamunun 700 milyon TL’sinin şirketlere aktarıldığını söyledi."Bedel 5 kat artıyor"
BirGün'den Hüseyin Şişmek'in haberine göre Yavuzyılmaz, bazı KİT’lerde Kamu İhale Kanunu’nun engelleyici hükümlerini aşmak için kurulan “Saadet Zinciri”ni şöyle anlattı:
“Kamu İhale Kanununun 3’üncü maddesinin ‘o’ fıkrasında yer alan istisnaya göre, uzmanlık gerektiren konularda KİT’ler şirketlerle ihalesiz olarak iş sözleşmeleri imzalayabiliyor. Bu yolla alınan bir iş, ortaklık payı yüzde 50’den az olan, bu nedenle de Sayıştay denetiminde olmayan bir iştirake yine ihalesiz olarak devrediliyor. İşi ihalesiz olarak alan iştirak, işi alırken belirlediği tutarı alıyor ancak işi yine kendi yapmayarak başka bir yükleniciye yeni bir bedelle devrediyor. İşi alan alt yüklenici de ücretini alıyor ancak o da işi bir kez daha devrediyor. Bu yolla devletin bu iş için harcadığı tutar, en az beş katı artıyor.”
Sayıştay’ın 2018 Yılı Denetim Raporlarına göre, “Saadet Zinciri” kuran KİT’lerin başında, Türkiye Kömür İşletmeleri yer alıyor. Raporlarda, TKİ’nin bir yılda ihalesiz verdiği dokuz işle ilgili önemli tespitler yer aldı. TKİ 2018 Denetim Raporu’ndaki örneklerden birinde, EÜAŞ’a ait Mihalıcçık maden sahası, ihalesiz olarak rödovans bedeli karşılığında TKİ’ye devredildi. Daha sonra TKİ hiçbir ihale yapmadan bu sahayı rödovans bedeli karşılığında kendi iştiraki KİAŞ’a verdi. Sayıştay tarafından denetlenemeyen KİAŞ da ihale yapmadan işi Adularya isimli bir firmaya devretti. Adularya da işi alt yükleniciye aktardı. Yavuzyılmaz’a göre, TKİ’de yaşanan bu işlemlerle kamu 700 milyon lira zarara uğratıldı.
Türkiye Elektromekanik Sanayi (TEMSAN) de Sayıştay’a göre bu yöntemi kullanan kamu kuruluşları arasında yer aldı. TEMSAN’da 2018 yılında ihalesiz olarak devralınan 19 işten ikisi düşük bedelle kurum kaynakları kullanılarak hayata geçirilirken geri kalan 17 ihale alt yüklenicilere devredildi ancak TEMSAN’da dikkati çekici bir başka yöntem daha kullanıldı. TEMSAN’da Genel Müdür’ün, “makam oluru” ile iş yalnızca iştiraklere değil özel şirketlere de ihalesiz olarak verebiliyor. Bir yılda alt yüklenicilere ve özel şirketlere devredilerek gerçekleştirilen 17 ihalenin birçoğunda Kamu İhale Kanunu’nun arkasından dolaşılarak mevzuata aykırı işlemler yapıldı.Sayıştay’ın TEMSAN’a yönelik tespitlerine göre, işler çoğunlukla EÜAŞ’tan ihalesiz olarak alındı. Daha sonra ihalesiz olarak bir iştirake, oradan özel bir firmaya, oradan da o firmanın alt yüklenicisine ihale yapılmadan devredildi.
Sayıştay’ın TEMSAN’ın “makam oluru” ile yaptığı devir işlemlerine yönelik tespitlerinde, “Birçok işin, şirketin tabi olduğu Kamu İhale Kanunu mevzuatı veya kendi Satın Alma ve İhale Yönetmeliği hükümlerine aykırı olduğu değerlendirilen doğrudan ‘Makam Olur’larıyla veya doğrudan sözleşme imzalanmak suretiyle yüklenici firmalara ihalesiz olarak verildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu uygulamanın şirket ve ülke menfaatlerine uygun olup olmadığı hususu yanında, bir kamu kuruluşu olan şirketin tabi olduğu mevzuat gereği yapımını üstlendiği işleri Kamu İhale Kanunu veya şartları uygun olması durumunda kendi Satın Alma ve İhale Yönetmeliği hükümlerine göre yaptırma zorunluluğu bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi.
TBMM KİT Komisyonu üyesi Deniz Yavuzyılmaz, Saadet Zinciri yoluyla oluşan kamu zararını, hazırladığı bir raporla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sundu. Yavuzyılmaz, TEMSAN örneğinden hareketle kurulan “Saadet Zinciri”ni anlattı.Yavuzyılmaz, Kılıçdaroğlu’na sunduğu raporda TEMSAN Genel Müdürü İzzet Alagöz’ün hem yüklenici hem de işveren pozisyonuna geldiğine dikkati çekti. Yavuzyılmaz, “TEMSAN’dan hülle yoluyla TEMSAN Enerji ve Otomasyon firması üzerinden kanunlara aykırı olarak ihalesiz bir şekilde işler alan İzzet Alagöz, bir yandan EÜAŞ’tan işi alan TEMSAN’ın yüklenicisi iken diğer yandan da EÜAŞ Genel Müdürü olarak işveren konumuna geçmiştir” tespitinde bulundu.