'Kandil'e giden gazeteci serbest, Çağdaş neden değil?'

'Kandil'e giden gazeteci serbest, Çağdaş neden değil?'

Ruşen Çakır

(Vatan, 20 Nisan 2012)

Gazetemizin genç muhabirlerinden, KCK Davası kapsamında sudan gerekçelerle tutuklanmış olan Çağdaş Ulus’tan bir mektup aldım. Uzun uzun masumiyetini anlatıyor. Tek kelimeyle yürek burkucu.

Çağdaş mektubunda, aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınıp hemen serbest bırakılan Fransız Haber Ajansı (AFP) muhabiri Mustafa Özer ile aralarında geçen bir sohbeti de aktarmış. Onun kaleminden olduğu gibi aktarmak istiyorum:

“Savcılığa çıkmak için Adliye’de konulduğum hücrede beklerken Mustafa Özer’le tanıştım. Bana defalarca Kandil’e gittiğini, orada Murat Karayılan’la Abdullah Öcalan’ın posteri altında çok sayıda fotoğraf çektirdiğini ve bu fotoğrafların da hard diskinde kayıtlı olduğunu söyledi. Her defasında ‘kesinlikle tutuklanırım’ diye endişesini belirtiyordu. Bense boşu boşuna alındığımı, örgütle bir alakam olmadığını, PKK aleyhine yaptığım birçok özel haber varken sırf biriyle konuştuğum için alındığım için üzüldüğümü kendisine söylediğimde ‘Üzülme, hiçbir şeyin yok ki! İlk bırakılacaklardan biri sen olursun’ diyordu. Ancak öyle olmadı. Ben değil o serbest bırakıldı!”

Özer’in neden hemen bırakılımış olduğunu biliyoruz: Kendisi yıllardır MİT ile birlikte çalışıyormuş, PKK çevreleriyle ilişkilerini de onların denetiminde yürütüyormuş. Ama Çağdaş’ın neden tutuklandığını, neden hâlâ tutuklu olduğunu öğrenebilmiş ve anlayabilmiş değiliz. Bu noktada, teslimiyetçi bir şekilde “Adaletin bu mu dünya?” diye sormanın ötesine geçmek gerekiyor. Terör bahanesiyle gazetecilerin cezaevlerine tıkılmasına karşı öncelikle meslektaşlarının daha güçlü bir şekilde seferber olması şart.