Kandil'de 20 yıldır yaşayan Alman hemşire Medya anlatıyor

Kandil'de 20 yıldır yaşayan Alman hemşire Medya anlatıyor

Çeviri: Varsan Çekiç

Kuzey Irak'ta bulunan Kandil dağlarında 20 yıldır sivilleri ve PKK'lıları tedavi eden Alman hemşire Medya, bölgede yaşadıklarını ve barış sürecini Alman haber ajansı Deutche Welle'ye anlattı. Almanya'nın Hamburg şehrinde Kürt kültürüyle tanıştığını ve Kürtler hakkında daha çok bilgi edinmek için 1990-92 yıllarında Mardin bölgesine gittiğini belirten Medya, Midyat'ta tanık olduğu şiddetin ardından, kalmaya karar verdiğini söyledi.

1993 yılında Kandil'e vardığından beri Almanya'ya dönmediğini ve Hamburg'ta yaptığı hemşirelik mesleğini, burada devam ettirdiğini belirten Medya, Türkiye ve PKK arasındaki barış süreci hakkında "Mart ayında kararlaştırıldığı gibi PKK, Türk topraklarından çekilip buraya geliyor ancak Türk tarafından hâlâ bir hareket yok. Bugün Kürtler, en temel hakları için mücadele ediyor ama her zaman Türklerle, Araplarla, İranlılarla, bölgede yaşayan diğer insanlarla barış içinde yaşamak için istekli olduklarının gerçeğini vurguladılar" açıklamasını yaptı.

Deutche Welle English'te yayımlanan söyleşi şöyle:

'Medya' Kürtçede yaygın kullanılan bir isim ancak Hamburg'tan gelen biri için değil. Gerçek ismini açıklar mısın?

Buna gerek yok. Hayatımın o bölümü bitti.

Hamburg'u geride bırakıp, dünyanın bu sorunlu bölgesine gelmeye ne zaman ve nasıl karar verdin?

Hamburg'taki kültür merkezlerinde Kürtlerle zaten tanışmıştım. Ancak Kürtler hakkında daha çok şey öğrenmek ve bazı şeyleri kendi gözlerimle görmek istedim. 1990'da ilk defa Kürdistan'ı ziyaret ettim (Türkiye). Altı hafta kaldım ve üzerimde güçlü izlenimler bırakan çok şey gördüm. Bölgeye ikinci ziyaretimi 1992'de yaptım. Alman yapımı bir tankın, Ankara'nın 800 kilometre güneydoğusunda bulunan Midyat bölgesini bombaladığını hatırlıyorum. Orada hiç savaşçı yoktu, sadece korkmuş siviller, yaralanmış çocuk ve kadınlar vardı. Çoğu Türk askerleri ele geçirinceye kadar, bir kilisenin içinde saklanıyordu. Buna ve ayrım gözetmeden uygulanan birkaç şiddete daha tanık olduktan sonra bir insan olarak,  kollarımı kapatıp izleyici kalamayacağıma karar verdim. Hapishanede acımasız şekilde işkence görmüş insanlar ve yerinden edilmiş köylülerle tanıştım. Ancak hepsi bu karışıklığın içinde umudunu koruyorlardı.

Yani kalmaya karar verdin?

Verdim ama ilk önce PKK hakkında daha çok bilgi edinmek için Almanya'ya geri döndüm. PKK ile bağlantısı olan insanların sağlam bir politik söyleve sahip olduklarını keşfettim. Amaçlarına ulaşmak için büyük fedakârlıkta bulunmaya hazır ve güçlülerdi.

Almanya'da politik olarak aktif miydin?

Kürtlerle tanışıncaya kadar değil. Almanya'da pek çok devrimci denilen parti bulunuyor ancak tek yaptıkları konuşmak. Gerçekten değişim getirebilecek birşey arıyordum ve aralarında onu bulamadım.

1993'te Kandil'e vardığından beri Almanya'ya geri dönmediğini söyledin. Kandil'e vardığın anı nasıl hatırlıyorsun?

1993 Ankara ve PKK arasındaki ilk ateşkesin yaşandığı yıldı ancak Kandil dağında bunu gösteren hiç işaret yoktu. Bombalamalar eskisi kadar ağırdı ve o zamanki küçük hastanemizde çok sayıda yaralıyla başa çıkmak için mücadele veriyordum.   Hiç savaş eğitimi aldın mı?

Hayır. Hamburg'ta zaten hemşire olarak çalışıyordum ve burada da son 20 yıldır bunu yapıyorum. Onun dışında, benimle birlikte çalışan 3 Kürt gibi sağlık görevlileri eğitiyorum ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde bulunan Mahmur mülteci kampını ziyaret ederek, ihtiyaçları olduğunda tıbbi destek ya da eğitim için yardım ediyorum.

Hastaneyi kurmayı nasıl başardınız? Ödeneği nerden buldunuz?

Lewzha köyünde sahip olduğumuz eski hastane dört yıl önce Türk uçağı tarafından bombalandı. O gün başka bir köyde insanları eğittiğim için şanslıydım. Olaydan sonra, 2012 yılında bu binayı inşa edene kadar yerel halkın ihtiyacına göre köyden köye dolaşıyordum. Ödenek özel kaynaklardan, Kürdistan ya da Kürt diasporasından geliyor ancak herhangi bir kurumsal yardım almıyoruz. Yine de Kürt Bölgesel Yönetimi yakın zamanda ilaç katkısında bulundu. Normal bir günde ortalama 30 tıbbi başvuru alıyoruz. 

Hem PKK hem de sivillerden mi?

Bağdat'ın 260 kilometre kuzeydoğusundaki Süleymaniye'den gelen insanlardan bile. Çoğu ödeyemedikleri yozlaşmış sağlık sisteminden şikayetçi. Birkaç gün önce aynı omzu için 12 kere röntgen çektirmiş bir kadınla ilgilendim ve benzer vakalardan bahsedebilirim; gereksiz bir ameliyat yüzünden böbreğini kaybeden bir adam, sterilize edilmemiş bir iğne ile enjekte yapılan ve bir ay enfeksiyon yüzünden hastanede yatan bir kız çocuğu... Yozlaşma, Irak-Kürdistan bölgesinde yaygın ve çoğu sağlık personeli, hastaların zararına sadece kendilerini zenginleştirme peşinde koşuyor. Bugün Lewzha'da başka bir hastane Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından işletiliyor ancak techizatı çok zayıf ve işlemesi gerektiği gibi işlemiyor.

Politikaya geri dönersek, Ankara ve PKK arasında süren barış sürecine inanıyor musun?

Mart ayında kararlaştırıldığı gibi PKK, Türk topraklarından çekilip buraya geliyor ancak Türk tarafından hâlâ bir hareket yok. Ayrıca Orta Doğu'daki insanların binlerce yıldır uyum için birlikte yaşadıklarını söylemek istiyorum ama aralarında dini ya da etnik çizgiler çizildiğinde, işler yanlışa dönüyor. Bugün Kürtler, en temel hakları için mücadele ediyor ama her zaman Türklerle, Araplarla, İranlılarla, bölgede yaşayan diğer insanlarla barış içinde yaşamak için istekli olduklarının gerçeğini vurguladılar.

30 yıldan fazla süredir süren bir savaşın 20 yılına tanık oldun. Pek çok kişi görülür bir değişimi olmayan 'donmuş' bir çatışma olduğuna işaret ediyor. Buna katılıyor musun?

Esasında Kürtlerin içinde büyük değişimler oldu. Bugün Kürt olduğunu söylemekten korkmuyorlar, hatta gurur duyuyorlar.  Bu değişim, Kürtleri kendi dillerinde eğitim almak için mücadele etmek ve kültürlerini desteklemek için imkan vermiş temel bir değişimdir. Birkaç yıl önce çoğu bazı şeylerden uzak dururlardı ama bugün, hepsi kendi özgürlükleri için savaşmak zorunda olduklarını biliyorlar.

Burada daha ne kadar kalacaksın?

Bana ihtiyaçları olduğu sürece kalacağım. Avrupa'daki insanlar Kürtlere ve bütün Orta Doğu halklarına sırtlarını çeviriyorlar. Ancak Kürtlere katılan Avrupalı bireylerin sayısı her gün artıyor. Sadece geçen ay Almanya'dan 3 yeni gönüllü geldi.